doğu lehçesine "süryanice" denen dil. (bkz: süryanice) ayrıca hz. isa'nın konuştuğu dil de batı lehçesidir. o dönemde filistin'de yaşayan yahudiler bu dili konuşuyorlarmış, ibraniceyi ise o dönemde sadece ibadet dili olarak kullanıyorlarmış.
arapça, ibranice ve babil/asur dilleriyle akrabadır.
bu dili konuşanlar, suriye, kuzey ırak ve bizim güneydoğu anadoluda ağılıklı olarka yaşamışlardır. anadolu'da kendi devirlerinde yaşamış diğer bütün dilleri etkilemiş ve bu dillerden etkilenmişlerdir. aram dili konuşan halk, tek başına kendi kimlikleriyle özdeş bir siyasal örgütlenmeleri pek fazla olmadığından kategoric ve yanıltıcı tarih içerisinde maalesef kendine fazla yer bulamamaktadır. ancak bunların urfa civarlarında kısa bir süre süren bir siyasal örgütlenmeleri olmuştur.
bu dil, örneğin, iran'ın kullandığı bir resmi yazışma dili olduğu dönemler olmuştur. bizim süryani dediğimiz insanlar bu dili konuşuyorlar ve bunun kendine özgü de bir alfabesi vardır.
Aramice, bugün Süryanice olarak anılan dildir. Aramice adının bırakılmış olmasının ardında Aramilerin Hıristiyanlığı tercih ettikten sonra halen pagan olan akrabaları ile karıştırılmamak için Süryani olarak anılmaları yatar. Süryanice ya da eski ve yaygın adıyla Aramice de tıpkı Arapça ve ibranice gibi Semitik ve doğal olarak büklümlü bir dildir. Ve adları sayılan bu iki dille çok açık benzerlikler barındırır.
Arapça’da “Şimdiki Zaman” çekimi yapmak için köke bazı ön ve son ekler uygulanır vezne göre. Bu ekler 1.Tekil Şahıs’ta “elif”, 2.Tekil’de “te”, 3.Tekil’de “ye” ve 1.Çoğul Şahıs’ta “nun” ve benzeri gibi harflerden oluşur. ibranice’de ve Aramice’de ise bu sayılan ekler tuhaf bir şekilde Şimdiki Zaman için değil de Gelecek Zaman çekiminde gelirler. Yani, örnek verecek olursak:
Arapça’da yazıyorum eKTuBu
ibranice’de yazacağım eKToV
Aramice’de yazacağım aKTaV
ilgilenenlerin de yakından bileceği üzere Semitik ya da bize daha yakın adlandırılışıyla Samî diller, büklümlü dillerdir. Bu da genellikle üç, ancak sıradışı durumlarda 2 yada 4 sessiz harften oluşan köklerden belli vezinlere uydurularak türetilen kelime ve fiiller demektir. Basit bir örnekle H–K–M kökünden, hüküm, hakim, mahkum, mahkeme, tahkim, ahkam; V–L–D kökünden valide, veled, evlad, mevlid, tevellüd sözcüklerinin türetildiğini gösterebiliriz. Dikkat edileceği üzere hepsinde kök harfleri ortak çekim harfleri değişiktir. Kelime türetiminin yanı sıra Arapça, ibranice ve Süryanice gibi Sami dillerde fiiller de aynı kurala uygun biçimde çekilirler. Örneğin fasih Arapça’da yazmak fiilinin kökü olan K–T–B, şimdiki zaman kalıplarında:
yazıyorum eKTuBu
yazıyorsun teKTuBu
yazıyor yeKTuBu
şeklinde çekilir. Aynı fiil, ibranice’de de aynı köke (K-T-B) sahiptir. Ancak ibranice’de B sesini veren BET harfi aynı zamanda V olarak da telaffuz edilebilmektedir bu durumda ibranice’de aynı fiilin aşağıdaki gibi çekildiğini söyleyebiliriz: