Bazen başıma gelebilen durumdur. Park yeri sıkıntısı çektiğimiz için farklı farklı yerlere çekiyorum arabayı. Uzun uzun düşünüyorum ve sonunda gezmeye başlıyorum çok geçmeden buluyorum.
Gecen yıl 5 6 arkadaş, yine değerli bi arkadaşın doğum günü bahanesiyle toplandık oturup çay kahve sohbet muhabbet güzel bir gece geçirmeyi düşünüyoruz...
Saat 11 civarı, ortamda olan iki arkadaş arasında geçen diyalog aynen şu şekilde.
+lan sana bir gömlek aldım varya görmen lazım, ama nolur ilk ben giyeyim.
Aaa gömlek nerde lan?
Tüh amk ya paketler arabada mı kaldı?
_ yok olum ya... bütün poşetleri aldım ben bagajdan yukarı çıkarken, buradadır gömlek.
+lan yok yaaa, paket benim arabada kaldı.
- olum sen buraya benim arabayla geldin ama...
+lannn! ben arabayı işyerinin önünde mi unuttum???
- vay amk bu kadar akılla sen bu adamın doğum gününü nasıl hatırladın?
Havacılık sektöründe çalışanlar olarak en büyük hastalıklarımızdandır. Eğer par yeri fotoğrafı çekilmediyse o araç her uçuş sonrası saatlerce aranır. Hatta 2-3 uçuş önceki yer hatırlanır genelde oralarda gezilir. En nihayetinde insaflı bir iş arkadaşının aracıyla tüm otopark gezilerek araç bulunur. *
bazı zamanlarda başıma gelen olay. kapalı otoparklarda kilit sistemini devreden çıkarırken yanan farları sayesinde bulmak bi nebze ama gecenin bi köründe 1 saat sokak sokak gezip araba aramak nedir. *
yabancı muhitlerde herkesin başına gelebilen normal bir dürümdür.
e zaten mevki yabancı, e dolaş dolaş zor bulmuşun ve hemen dalmışın, boş park yerine ve heyecanla yapacağın işe koşmuşun ne kerteriz almışın ne çevreye şöyle bi bakmışın.
işin bitip öndüğünde de " lan nere kodum bu kodumun arabasını" e yani. normal.
Bi de arabasını komple unutanlar var ki, vay hallerine.
Bundan yaklaşık 7 yıl önceydi. Denizli'de saltak caddesinde nezih bir ortam var, canlı müzik filan yapıyorlar.
Bir gün arkadaşlarla kararlaştırdık, mekanın önünde buluşup öyle gireceğiz içeri. Neyse akşam oldu herkes birer birer geldi toplandık girdik içeri, sohbet muhabbet rakı masası filan derken gece yarısını geçti hadi kalkalım artık dedik, hepimizin kafa bi milyon. Hesabı ödedik indik aşağı, iyi akşamlar diyen bindi arabasına gitti. Ahmet diye bir arkadaşım çocukluk arkadaşım, aynı sokak içinde evimiz. E biz de kaçalım madem, tamam gidelim. Ahmet dedi ki yürüyelim hava alır açılırız biraz Derken yürümeye başladık. Ev de yürüme mesafesiyle yirmi dakika. Ulan ceplerime bakıyorum, cüzdan tamam, telefon tamam, silah tamam, sigara çakmak tamam ama ne eksik. Bişey unuttum diyorum ben kendimce.
Mahalleye geldik, evlere ayrıldık, girdim içeri yatağa uzandım hala düşünüyorum. Hani bi huzursuzluk olur ya insanda.
Ulan birden kalktım ayağa, uzandım cekete, elimi iç cebine bi attım, arabanın anahtarı..
Arabayı unuttuk amk. Kendi kendime kaç dakika güldüm bilmiyorum.
eskiden derdim ki arabam olacak da ben yerini unutacağım öyle mi. evet arkadaşlar insan unutuyor. mevkiyi hatırlıyor ama tam yerini unutabiliyor. lan şurdamıydı yoksa burdamıydı lan yoksa çektiler mi derken hafiften bir adrenalin artışı ile birlikte 10 plakayı görünce insan bir rahatlıyor. evet istanbuldayım ama plakam kesinlikle 10.
geçtiğimiz yaz başa gelmiş mevzudur. bakırköy ün ortasında döne döne arabayı aradım durdum acaba kafam mı karıştı diye sürekli park ettiğim 4-5 sokakta aradım durdum arabayı ama yok yok yok.
mevzuyu sonradan anladık ki bu bizim trafik polisi arkadaşlar zannedersem kendilerine konulan günlük araba çekme kotasını dolduramadıklarından ara sokaktaki arabayı alıp götürmüşler. ulan 25 yıldır oraya park ediliyor araçlar bu şirkette. o güne kadar yasak değildi de o gün mü yasak oldu. 100 lira otopark parası girdi üstüne 100 lirada cezası geldi durduk yerde 200 lira gitti. giden paraya mı yanayım yoksa 40 dakika döne döne araba aradığıma mı yanayım bilemedim..
demem şu ki başınıza gelirde arabayı bulamazsanız bu yukarıdaki mevzu aklınızın köşesinde olsun buradan çekilmez dediğiniz arabayı bile alıyorlar üstelik siz haklıyken konuşmanıza itiraz etmenize fırsat bile vermiyorlar..
Bir öğretmen arkadaşım var, bir kaç hafta önce arabasıyla aile hekimine gidiyor. Arabayla geldiğini unutuyor, minibüsle çarşı pazar geziyor, akşam yine minibüsle eve geliyor. Sabah da normal devam, öğlen okula gelmek için anahtarla otoparka çıkıyor, araba yok. Ara tara araba yok, araba dediğim de sıfır jeep. Panik halinde eşini arıyor, çalındı diye polis ekibine haber veriliyor. O esnada bizimkinin aklına geliyor, arabanın 24 saattir başka yerde olduğu. Tabi şimdi ilaç kullanıyor. Buna benzer cok fazla unutkanligi var.