eğer istanbuldaysanız ve araba kullanmaya yeni başladıysanız... yanlışlıkla trafikte giderken (bkz: hıncal uluç)un arabasının yanındaysanız sakın hata yapmayasınız. ertesi gün arabanızın plakasını köşe yazısında (bkz: ifşa) edebilir..
özürlülerin ve çocuk arabalı kadınların inip çıkmasını sağlayan kaldırım kenarlarındaki iniş rampalarının önüne park etmeyin , ananıza avradınıza sövdürtmeyin.
park edeceğiniz zaman önündekim arabanın götünün dibine park etmeyin. onun sizden önce o park yerinden çıkabileceğini unutmayın. ters birine gelirseniz. arabanızı yamultur çıkar gider. sizde göt üstü oturursunuz...
ben ciddi ciddi tavsiye vereyim bu arkadaşlara:
1-sürücülük işi tecrübe işidir. ne kadar çok km yaparsanız, ne kadar çok park ederseniz, ne kadar çok farklı yollarda giderseniz o kadar çok tecrübe kazanırsınız.
2-yan aynalar çok çok önemlidir. mutlaka ama mutlaka onları kullanın.
3-yokuşta kaldığınızda ilk başta el freni ile kalkacaksınız. o yüzden mutlaka boş bir rampada el freni ile kalkış alıştırmaları yapın.
4-trafiğin akışı diye bir şey var. işte o akışı bozmamak için iki şeritli yollarda sağdan, üç şeritlerde ise ortadan gidin.
5-eğer istanbulanadolu yakasında iseniz sahil yolu mükemmel bir talim yeridir. ışıklar, dur-kalklar, özel araçların çok minübüs, taksi, otobüs, kamyonun ise az oluşu ile ve genişliği ile güzel bir alandır. burada tecrübe edindikten sonra, bağdat caddesindeki trafiğe girin. ilk başta biraz korkutucu olacaktır ama tecrübeniz baya bir artar.
6-kız arkadaşınızla bir yere gidecekseniz, iki araç arasına park etmeye kasıp rezil olmayın. biraz daha dolanıp kafadan girebileceğiniz yere park edin. iki araç arasına park işi zordur gerçekten ve buna yine boş bir meydanda, kukalarla felan çalışın.
7-bazı şeyler baştan nasıl alışırsanız öyle gidiyor. emniyet kemeri, sinyal verme alışkanlığı gibi.
8-şehir içi trafiği zordur ama ölümcül kaza olma ihtimali çok az olduğu için rahat olun. istanbul'da acemiler için en tehlikeli yol d-100(e-5)'dür. ankara'nın ise neredeyse bütün ana yolları, kavşakları, özellikle o çıktı battıları potansiyel tehlikedir.
9-ilk acemilik zamanlarından çok "ben bu işi öğrendim artık" dediğiniz zamanlar daha tehlikelidir. çünkü o andan itibaren artık risk almaya başlayacaksınız. o geçiş sürecine dikkat edin.
10-arkadan sellektör yapan siyah bir 159 görünce lütfen panik yapmadan sağ şeride geçin*.
güvenlik donanımları en üst düzey ralli aracını kullanan, yüksek eğitim ve tecrübeye sahip lisanslı ralli pilotu değil, sıradan bir aracın, sıradan bir ehliyete sahip, sıradan ve fani bir şoförü olduklarını akıllarından çıkarmasınlar yeter.
her frene basarken debriyaja ayağınızı götürmeyin. zira yüksek hızda debriyajla fren yapmak tekerleğin kitlenmesine ve direksiyon hakimiyetini kaybetmenize neden olabilir.
yokuş aşağı giderken vitesi boşa almayın. Kontrol etmeniz güçleşecektir. Kimileri boşa alınca arabanın az yaktığını iddia eder. Bu kısmen yanlıştır. Karburatörlüler için doğrudur fakat Enjeksiyonlu arabalar vites boştayken daha fazla yakar! Aynı zamanda balataları yersiniz. Benim tavsiyem arabanız karburatörlü yada enjeksiyonlu olsun farketmez boşa almayın!
-arkanızı fazla düşünmeyin, önünüze bakın. zaten trafik böyle işler.
-aynalara bakmadan salak salak şerit değiştirmeye çalışmayın. hatta ilk zamanlar sağ şeride takılın. aynaları öğrenmeye başlayınca sola kayın. ama bu aşamada da en rahat ettiren şerit orta olacaktır.
-arabaya bindiğiniz gibi yapmanız gereken ilk şey kemerinizi takıp aynaları ve koltuğu ayarlamak olsun.
-telaş yapmayın. telaş yaparsanız istanbul trafiğinde bunca mal varken hiçbir malın çılgın hızlar yapmadığı sürece kaza yapmadığını unutmayın.
-özellikle belediye otobüsleri ve dolmuşlarla inatlaşmayın.
-belli bir hızın altına düşmeyin.
-şerit değiştirirken ve dönüşlerde sinyal verin mutlaka. hatta döneceğiniz önceden belliyse erken verin. şerit rahatlasın.
-acemi olduğunuzun farkındaysanız ve şerit değiştirmeye mecbursanız yoğun bir trafikte, kibarca yol istemekten çekinmeyin.
-trafikte sizi psikopat edebilecek yegane sürücüler taksicilerdir. ilk zamanlar halleşmeyin, sinirinizi de bozmayın. ehliyetin hakkını verip ustalaştığınızda tokatlamaktan çekinmeyin. kendileri kaşınırlar çünkü.
-unutmayın ki istediğiniz kadar ışıkta durmayın, istediğiniz kadar hız yapın farketmez; bu şehir içi trafikte en fazla yarım saat kazandırır size. ve sanırım bir ömürle yarım saatin farkını anlayacak yaştasınız ehliyet aldığınıza göre.
-ilk arabanız kesinlikle birinci el olmasın, saçmalık olur.
-sedanlığı abartan arabalar mesela volvo s80 gibi, bmw 5.20 gibi her zaman biraz daha zorlar acemiyi. çok uzundur çünkü kasa. tereddütler yaratır zaman zaman kullanırken. küçük bir araba ilk etapta daha rahat ettirir insanı. mesela mini, getz, 206 falan.
ama arabanın tabut gibi küçük olması da iyi değildir. bunu da unutmayın. mesela honda s2000 gibi. ama o da fena gider de neyse.
-telefonla konuşmayın, mesaj atmayın. çok acil bir durum varsa bir kenarda durun öyle yapın. hee yok benim kaskom var, istanbul fatihiyim dersen iyi git çarp arabanı aferin.
-botla araba kullanmayın. zaten denerseniz ne demek istediğimi anlarsınız.
-sellektör ve korna oyuncak değildir. ota boka kullanmayın.
-hız merakınız varsa biraz törpüleyin. alışma sürecinden sonra da sabaha karşı 3-5 arası e-5 çok güzeldir. karşıya geçin, hem güzel bir kahvaltı edersiniz. hem de lan ne geldik be falan muhabbeti yaparsınız.
-mutlaka uzun yola da alışın.
-vaktiniz ve yakıtınız varsa arabanın tepesinden inmeyin. iyi bilen arkadaşlarla gezmek çok şey katar insana. ama yalnız gezmek daha çok şey katar. ve bu iş böyle öğrenilir.
-alkollü araba kullanmayın. gerçekten bu hatayı çok yapmış biri olarak söylüyorum, hiç özenilecek falan bir şey değil. ya katil olursunuz, ya arkanızda perişan bir aile bırakırsınız. gerek yok. ayık olmak en güzelidir.
-arabanızdan keyif almayı bilin. bakımlarını aksatmayın, sorun olduğunda artık durumunuza göre servise veya sanayiye götürmekten çekinmeyin. sık sık yıkayın veya yıkatın. deri döşemesi varsa bakımını yapın, özen gösterin. nadiren arabayı ziebart'a sokmak iyi olabilir. pahalıdır ama nadiren yapılması arabanın ömrünü uzatır.
-öküz öküz müziğin sesini açmakla kız tavlayamazsınız. polisten de azar işitirsiniz.
-alışana kadar camlara film taktırmayın. ufak ihtimalli de olsa risk yaratabiliyor kimisine.
-arabanın ve kendinizin kıymetini bilin. ama trafikte fazla sünepelik de aslında daha çok hataya iter insanı. unutmayın.
- Gaza Gelme ( Bu işin sonu yok, istersen gazın sonunu kökle elbet birisi seni geçer)
- Kararsız kalma ( Ya geç; ya da dur. "geçeyim mi geçmeyeyim mi " yapma.
- Rahat Ol. ( Direksiyona yapışıp, gözlerini ön cama yapıştırma)
-
arabanız ferrari bile olsa trafikte hız yapmayın, rallici olacaksınız kurslarına gidip pistlerde takılın, milletin canını tehlikeye atmayın. arabanıza fazla güvenmeyin, en kral yada en pahalı diye tarif ettiğiniz arabalar da kaza yapar, içlerinde insanlar ölür. araba kullanırken en kötü ihtimalleri düşünerek ona göre aracınızı sürün. yüksek hızlarda frene basıldığı anda araba durmaz, durduğu zaman ise muhtemelen ölmüş olursunuz.
dolmuşçulara, taksicilere ve çimento taşıyan tepesinde dönen bi tankı olan (adlarını bilmiyorum bu meretlerin) kamyonculara çok dikkat edin.
ha bir de 50km hızla giderken kendinizi çok hızlı gidiyormuşsunuz sanıp sol şeriti parsellemeyin.