kişiden kişiye değişir. kimisinin havasından geçilmez. kimisinin öğrenciden farkı yoktur. akademiyi bırakıp yurt dışına yerleşmeden önce ben de ikinci kategorideydim.
bazıları çok havalı oluyor hani tabir yerindeyse burnundan kıl aldırmayan tipler. bazıları da hoşsohbet daha mütevazı kişiler oluyor. araştırma görevlisi okutman ile birlikte akademik meslek grubunun en alt basamağıdır. tabi zaman içinde akademik derece alıp yükseldikçe maaşları da artmaktadır.
Bu başlık ne kadar cahil varsa ortaya çıkarmış. Bazı sapırlarda iş bulamayınca olunan meslek demiş. iş bulamayınca olunan meslek iyi decede yds, ales; çalışarak geçirilmiş bir lisans dönemi ve böylece iyi bir gano ve başvurulan üniversitede yapılacak yazılı sınavdan iyi bir not istiyor. Bu arkadaşta iş bulamayınca bari araştırma görevlisi olayım diyor vay be.
Akademinin ilk adımıdır. Bu meslek hep emek ister.
Bir yandan bulunduğu bölümdeki hocalarını memnun etmeye çalışırken diğer yandan vicdan yapıp öğrenciye yardım etmeye çalışırken akademisyen olmayı hak kazanmıştır. Gel gör ki akademisyen olunca bölüm hocalarına abi abla gibş davranıp her bir problemi bölüm başkanına soran insandır.
kimi okullar istisna, aklı başında üniversitelerde baya bildiğiniz hocadır işte. diğer hocalar kadar söz ve ders hakkı vardır. ayak işlerine asistan öğrenci koşar.
iyisine denk geldiğinizde bambaşka olaylara yelken açarsınız.
son senemdi, mutlaka vermem gereken bir sınava bir tanesi gözetmen olarak girdi. dışarda muhabbetimiz de vardı, mutlaka uzattığım okulu bitirmem gerektiğini de biliyordu. sınav zor gelmişti ve en önde olduğum için kendisine bunu adeta hareketlerimle hissettirdim, bana yardımcı olmasını istiyordum.
direk kağıdımı aldı ve dersten kalmama neden oldu. 6 ay da uzaklaştırma aldım. 1 sene uzayacak okul 2 sene uzadı ve ben üniversiteyi 7 yılda bitirdim.
bana güzel bir ders vermişti sağolsun. demiştim ya, iyisine denk geldiğinizde size çok şey öğretir.