filmde çiçek hastalığı ispanyollar gelmeden önce amerika kıtasında varmış gibi gösterilmiştir.
son sahnede jaguar pençesi' isimli başrol artık kaçmaktan tükenmişken, peşindeki adamlarla birlikte kıyıya gelmiş gemileri görür ve bu gemilerden teknelerle sahile doğru gelen adamların birinin elinde haç vardır. bunları gören yerliler şaşkın şaşkın bakarken esas oğlan kurtulmuş olur. ispanyollar ellerinde haç ile kurtarıcı gibimdir.
ayrıca dün kanal d' ekranlarında yayınlanmış filmdir yamulmuyorsam. filmi makaslaya makaslaya kuşa çevirmişler arkadaş.
ali fuat hiçkorkmaz'ın " guşlar " cd'si vardı onu taktım izledim bende. kargalar falan.
film ilk yarıda dumurlardan dumurlara koşturur. araya çıkıldığında "o neydi öyle lan" tepkisiyle hayata dönülmeye çalışılır. mel gibson vahşiliği ön plandadır bu filmde. amerika keşfedilmemiştir, fethedilmiştir lafını doğrular. **
yönetmen bazen saatlerce sürecek şeyi bir karede anlatabilmelidir. mel gibson'da bu filmin son sahnesinde bunu başarıyor. jaguar pençesinin sahile gelmesi ve sonrasındaki bakışı.
10 kere izlediğim halde gene izleyesim olan filmdir. mayaların tarihini süper anlatmış, aksiyon dolu bir amerikan yapımıdır. ayrıca hiç Türkçe dublajını bulamadım.
mel gibson bu filmde, yerlilerin hayvanca katledilişinde suçu onlara atmış gibi gözükse de (hiçbir uygarlık bir bütünse yıkılamaz gibi bir cümle var sonda) konusunun muhteşem olduğu bir film oluşturmuş. herkes bilmez bu filmi, o yüzden izleyenlerin kesinlikle artısı vardır. bir kaçış bu kadar mı güzel anlatılır arkadaş.
ekrandan kanın ağzımdan küfrün eksik olmadığı filmdir. film öyle bir kuşatıyor ki sizi kaçış sahnelerinde "koş oğlum" demekten kendinizi alamıyorsunuz. izlediğim en iyi filmlerden biri.
dün gecenin kronik uykusuz gecelerimden biri olması vesilesiyle zaman geçsin diye izliyim deyip hayran kaldığım filmdir. ve dün geceden beri aklımda tek bir cümle yanıp yanıp sönüyo: "orospu çocuğu mayalar"
ilk izlediğimde uzun süre etkisinde kaldığım müthiş film.Nefes kesen sahneleri var. filmde yerllilerin kullandığı dilide dünyada sadece 800 bin kişilik bir insan topluluğu konuşuyormuş Mel Gibson'u tebrik etmek lazım güzel iş çıkarmış.