mutfaktayım, önümde 1 kasa domates. onları iştihamla soymamı bekliyorlar. kendileri bolonez olmaya niyetli.
bir de bunların bir yavrusu vardı, fırlama ya. görsele eklemesem rahat etmem. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1434972/+
Saat dört elli. Bir yanımda elemanlar imanın şartlarını tartışıyor bir yanımda ise kızın teki erkek arkadaşını neden başkasının yanına oturdun diye paylıyor. Çay kahve satan dayının radyosundan da kuş foli yükseliyor.
Son on dakikaya kadar hala davar gibi yatmaya devam edip son 10 dakikada hem giyinip makyaj yapıcam hem de otobüse binip iş yerine gidicem her zamanki gibi 15 dk geç kalıcam. *
Berjere oturmuş kucağımda bilgisayarı tutarken omzumdaki sultan papağanımın arada boynuna öpücük konduruyorum ve ben bunu o tam uyuyacakken yaptığımdan dolayı bana biraz kızıp acıtmadan yanağımı ısırıyor.Arada bozulmak üzere olan kulaklığımı çekiyor.Şu an duygusalım mesela,bunları umursamayacak kadar.
Önümde bir ajanda yanımda bir de çay bardağı var. Bu noktada bir de sigara yaktım. Kafamın içerisinde bitmek tükenmek bilmeyen bir ağrı var. Bu satırı yazarken sanki üst satır hareket ediyor gibi geliyor artık baş edemiyorum kendimle.
hava güneşli ağaçlarda tomurcuklar var. etrafa askerler dolaşıyor. kimi sigara içiyor kimi sohbet ediyor kimi ifade alıyor kimi temizlik yapıyor vs. vatandaşın biri geldi yan komşu suyumuzu kesti diye şikayet etti. sıkıcı bir gün yani.
çiçek açmış ağaçlar yemyeşil çam ağaçları kocaman bir cadde trafiğe kapalı. sağım solum tomalar çevik kuvvet polisleri var etrafta voleybol oynuyorlar. az önce bazıları göreve gitti kalanlarla çay içtik az önce. şimdi bahçemizde oturuyorlar.
önümde kalacağım derslerin hepsinin notları var, çalışıyorum ama artık bir bok anlamıyorum. Omuzuma güneş vuruyor git dışarı çık dercesine ama bir tane bile arkadaşım yok ki "kadıköye çıkalım" diye mesaj atacak olan.
herkes kasıntı, halbu ki şu gençliğim de çar çur oldu. kader bunu bana nasııl reva görüyor onu da anlamıyorum gerçi.
Bimden aldığım üç çeşit kurabiye var önümde biri un kurabiyesi diğer ikisin ne olduğunu çıkaramıyorum. Tv açık en sevdiğim eski dizi merhamet var. sağ yanımda elektronik notları sol yanımda yaptığım son hesabı silmediğim hesap makinesi. aklımda içinden çıkamadığım derin düşünceler. Bir başıma ben.
Minnak bir çatı katı odasında gündüz üzerine çay dökülüp balkonda kurutulmuş olan yorganın artık soğuk olmamasından dolayı bacakların üzerine örtülmüş olması, loş sarımsı bir ışığın varlığı, odadaki çoğu şeyin ahşaplığı, dinginlik, hayattaki her şeyin yerli yerinden olmasından duyulan dingin bir sevinç, yanda masa üzerine dizilmiş okunmayı bekleyen kitaplar ve bunların verdiği heyecan, sağda solda dün yakılmış mumların artıkları, bitmiş kahve bardağı, bitmiş bitki çayı bardakları, dağınıklığın içerisinde var olan estetik düzen, huzur, bir şeyler hissedebiliyor olmanın yarattığı güzelimsi his ve arka planda çalan buffalo springfrield - kahuna sunset.