Genelde kucuk kardes veya ders konusuyla yapilan kavgalardir. Daha 5 dk oldu olmadi, telefon-ders kavgasi yaptik. Yahu derslerim fena degil. Gaza gelince inek gibi calisiyorum. Empati kurar insan biraz. Ama benimde hatalarim var tabi. Kavgadan sonra ilk konusan yine o oluyor.
anne ile kavga etmeyi bir tarafa bırakalım esasen tartışma içine bile girilmemesi gerekir. annelerimiz bizleri bugünlere taşımış tabiri caizse birer melektirler. neticede onları üzmeyerek, kırmayarak saygılı bir biçimde hareket edilmelidir.
yaş büyüdükçe boyutu büyüyen, sorumluluklar arttıkça veya dönüm noktalarına gelindiğinde engel olunamayan durumdur. can sıkar mı? sıkar. bütün gün * berbat ve mutsuz geçer. ama anneler her zaman çocuklarının iyiliği için konuşur. *
uzun, dengeli ve kavgasız geçirilen bir dönem sonrası ilk kez yaşandığında, ekstrem kararlar almaya teşvik eden, duygusal eylem. mesela evlatlıktan reddedilebilir ya da bir daha konuşmama tehditleriyle karşılaşabilirsiniz.
çok sert olmamalıdır, sınırı bilmelidir. en deli, en genç çağlarda, biraz da cırlak bir anneniz varsa zordur bunu başarmak ama özellikle yaşınız büyüdükçe en çok kaçınılması gereken bir durum haline gelir ve gelmelidir de.
yaş 15, belki 16.
olaylar coco'nun ergenlik döneminin doruğunda iken babasının ondan gizli evlendiğini, artı annesinin bir sevgilisinin olduğunu ve kendisinden bir bok olamayacağını idrak etmesiyle başlar. ablası 2-3 ay önce evden taşınmıştır.*
coco odasına kapanmaya başlar.
gittikçe düşmeye başlayan notların üstüne, geceleri uykusuzluk problemleri baş gösterir.
derse olan ilginin azalmasıyla ve üst üste okulda sigara içerken yakalanmasıyla birlikte anne sürekli okula çağırılmaktadır.
coco'nun çevreye olan ilgisi zamanla azalmaya başlar.
bunun üzerine 3 ay, haftada bir psikoloğa gider.
coco'nun normal olduğu düşüncesiyle tedavi görmesine gerek olmadığı söylenir. halbuki sonradan öğrenileceği üzere coco ağır bir depresyon geçirmektedir.
dışarı çıkmaz, arkadaşları ve annesiyle iletişimi keser, odayı bok götürmektedir.
abla kişisi sürekli coco'yu aramakta ve annesine iyi davranmasını söylemektedir.
coco o yaşın psikolojisiyle tüm bunlara bir anlam veremez.
4 aydır anneyle olan tek muhabbet, annenin birkaç saatte bir odaya gelip "kızım hadi odanı toplayalım beraber", "bak ben yardım edeceğim, hadi yavrum", -arada sinirlenerek- "topla şu odanı, her yer her yerde" demesidir.
bir pazar günü, anne temizliği bırakıp odaya gelir, "hadi kızım toplayalım şu odanı, hem ben de yardım edeceğim" der.
bu cümleden bıkan coco anneye cevap vermez.
cevap alamayınca annenin inadı tutar ve kapıda dikilmeye başlar.
2-3 dakika sonra coco dayanamaz ve "çık odamdan" diye bağırmaya başlar.
coco'yu dinlemeyip odayı toplamaya başlayan anne coco'yu yataktan kaldırmaya çalışır, coco kalkmaz.
10 dakika sonra bağırışmalar başlamıştır.
"çık odamdan"
"seni görmek istemiyorum"
"yanında olmak istemiyorum"
anne daha fazla dayanamaz ve "kimin yanında olmak istiyorsun? seni gram önemsemeyen sevgili babacığının mı?" der.
zaten babasını sevmeyen coco iyice kontrolünü kaybeder ve "bekle bak az kaldı, kurtulacaksın benden" diye bağırmaya başlar.
anne birden durur, sakin bir sesle "sen de benden kurtulacaksın yakında, ama ben kendimi öldürmeyeceğim, hastayım ben, hasta." der.
coco ağlamaya başlar, yorganın altına girer.
anne ise ağlaya ağlaya odayı toplamaya devam eder.
ergenlikte kaçınılmaz olan gerçekliktir.
büyüdükçe de gerçekleştirilebilir. genelde nedeni fikirlerin çatışmasıdır. iki tarafın birbirine saygı duymayı öğrenmesiyle aşılacak sorunlar genelde kavga sebebi olup nihayetinde onunla da sonuçlanmaktadır. bu dünyada birbirini son kırması gereken iki taraf sürekli kırmaktadır böylece birbirini. en çok kırılan da yine ' anne' dir. ne yazık ki bunun bir kısır döngü oluşu büyük bir acı kaynağıdır.
çok kötü bir şey. bir süre konuşulmaz anneyle fakat haklı bile olsanız bi pişmanlık duyarsınız. ona bakarsınız ve o melek suratı görünce dayanamaz konuşma açmaya başlarsınız ve hiçbir şey olmamış gibi hayat devam eder.*