sana etin en güzel kısımlarını koyarken, kendine en küspe parçaları koyduğu o an. çoçukken anneme "anne sen neden et sevmiyorsun?" dediğim zaman "iştahım yok. sen ye oğlum" derdi hep. yaş kemale erince anladım bana neden hep en güzel parçaları koyduğunu. halbuki o da benim gibi etobur familyasından. anne gibisi var mıdır yahu?
kısa bir hikaye paylaşayım.
çocukluk dönemlerim. yaklaşık 7-8 yaşlarındayken babam iflas verdi. beni okutabilmek için evde bulunan ne varsa sattığı dönemler. sürekli patates, tavuk göğsü, hindi gerdanı gibi ekonomik gıdalarla beslendiğimiz bir dönem. çok detaya girmeden hikayeye geçiş yapayım. sanırım anlaşıldı durumun ehemmiyeti. neyse;
annem beni bir gün bakırköy'e, dolaştırmaya götürmüştü. bakırköy'de ki büfeleri bilen bilir, inanılmaz büyük döner tezgahları vardır. biz o sıra dönercilerin önünden geçerken annemden feryat figan döner istedim. hem de et döner.. annem bana durumu izah etmeye çalışsada, ben hala ısrarla döner istiyorum. sen burada bekle dedi. gitti büfede çalışan adamla hararetli bir konuşma içerisine girdi. yaklaşık 4-5 dakika sonra yanıma geldi. evet, elinde et döner vardı. oturduk bir banka ve ben döneri kıtlıktan çıkmış gibi yedim. anneme "sen neden yemiyorsun?" dediğim zaman "tokum oğlum" dediğini hatırlıyorum. ama o dönere nasıl bakışlar attığını şimdi şimdi anlayabiliyorum. annem o gün cebindeki son parayı dönere vermiş. hatta dönerci ile o sıra pazarlık yaparak son parasını vermiş. eve dönüş yolumuzda annemin minibüsçü abiye yalvardığını hatırlıyorum. "kıramadım oğlumu, inanın paramız yok. lütfen taksime kadar bırakın bizi" dediğini hatırlıyorum. sağolsun, minibüsçü abi bizi bırakmıştı o gün. hatta minibüsten indiğimiz sırada bana napoliten bile vermişti o abi. taksim'e vardığımız zaman büfenin birisine girip, telefon açabilmek için rica da bulunmuştu. babamın çalıştığı taksi durağını arayarak durumu izah etti ve babam bizi gelip almıştı.
annem sırf o gün ben döner yiyeceğim diye bu kadar mahçup oldu, insanlara laf anlatmaya çalıştı ve bunu yaparken kendisi aç kaldı. anneler farklıdır. anneler candır. bak çok duygulandım. akşam anneme bir yemek ısmarlayayım. hatta bu anımızı bile anlatırım. ağlasın biraz kekocum.
Evden genelde uzak biri olarak hiç düşünmedim kim ne kadar özler sonuçta hayat benimdir geleceğim içindir herşey. Günlerden bir gün bir hayal yolum cehennem olmuş o hayalim için de güzel işime istifa vermiş, okulu dondurmuş bir sene kayıp vermiş ve dünyanın parasını harcamıştım. Öyle ki gittiğimden yoldan geri dönsem zararları bir yana arkadamdan edilecek haklı laflar cabası. Ki o dönem yavşak babamda üzülmem in uğraşır gibi hiç bir çıkar yola olur vermiyor. Gemileri yakmakla sonunda ağır psikolojik sorunlar geçirecebileceğim yola devam arasında gidip geliyor aklımın iplerini kaçırma aşamasındaydım göğsümdeki acı ve hala ard arda gelen talihsiz olaylar cabası. Ki herkesin eşiğinde annem valide sultanımın telefonu geldi "bırak ne ziyan olduysa oldu kızım senden önemli değil giden her ne olursa olsun zaman , para, itibar, güven sen gel ve gülümse yeter" işte o an dedim ki babam dahil geriye kalan herkesin anasını satayım.
Geçmişte yaptığımız haksızlıkları bıçak gibi yüreğimize saplayan anlardır.