bugün

Annenizin artık, sizi sinir etmesine sebep olan huylarıdır. iyice delirtir, engel olunamaz.
Engel olmak istendiğinde, o emdiğiniz süt güzel bir şekilde, haram edilebilir...
Anne yorulmadın mı daha sen ?

Biliyorum beni evlendirmek için elinden geleni yapıyorsun.

-ilk bulduğun makine mühendisi çocuk, kıronun tekiydi anne;
Gömleğinin ilk üç düğmesi açıktı ve burma burma kılları göz zevkimin içine etti.
-Müdür diye karşıma çıkardığın adam;
Yemek yemeye şık bir restaurant beklerken, lahmacuncuya götürdü beni, yetmedi, oturduğumuz kafede dokuz bardak çay içirdi bana, ama kendi hiç bir şey içmedi.
-Subay, bu iyidir dediğin adam;
Aslında emlakçı çıktı, adımdan önce ev almak isteyip istemediğimi sordu, derdi maaşımdı be anne.
-Avukatmış, işi iyi dediğin adam;
Beş gün boyunca, günde 948947248978 defa mesaj attı, bir kere aramadı be anne, hem keldi, hem de hödük.
-Belediyede memur dediğin adam;
işten ayrılıp, fotoğrafçı dükkanı açacakmış, bana poz ver dedi be anne.
-En son bankacı dedin, görüş dedin;
Adam şu an işsizmiş, onu da bırak sen benden vazgeç diyor, bana kendine aşık olmuşum havası basıyor.

Bu ne biçim iştir be anne?
Bulduklarının hepsi mi manyak?, ben mi dengesizim?

Bırak anne bırak, ben evimde kalırım mis gibi. Öğrenemedin be anne, evlenecek adam kalmadı günümüzde. Herkes sevişiyor, beraber yaşıyor, canı isteyince çekip gidiyor be anne. Geriye de kala kala böyleleri kalıyor.

Sorması ayıp; ne zaman beni evlendirme hevesin bitecek be anne?
aklına her eksik geldiğinde bakkala göndermesi.
- "kalk git yatağında yat!" demesi.
- yemek yerken "şu abc'den de ye! bak xyz'ye çok iyi geliyormuş" diye tutturması.
o aradığında telefonu açamayışımızı "şu anda ölüyor ya da ölmek üzere" şeklinde yorumlaması.
Ne olursa olsun başın ağrısın, belin ağrısın, kalbin sıkışsın mutlaka sebebi bilgisayardır. Kendisi bilgisayar da otururken problem yoktur ancak sen bi problem var hastayım desen hep bilgisayar yüzünden diye tepki alırsın ve bıkarsın.
sürekli odanızı toplamanızı istemesi, bir giydiğiniz kıyafeti hemen banyoya atmanız gerektiğini sürekli hatırlatması, siz evde yokken odayı toplaması ki cinnet geçirme sebebidir, çünkü kitaplar rafa hunharca dizilir, aranılan fotokopiler ya da dergiler bulunmaz, hele ki mantar panonun tozunu alırsa işte orda film kopar. he bi de artık iş bul diye kafanızı mikmesi.
sürekli eşyaların yerlerini değiştirmesi.
36 derece sıcakta bile üşüme üzerine birşeyler al diyebilen meleksi ama bazen bıktıran durumlardır.
"kıs müziğin sesini!"
"pencereni açık bırakma!"
"üstünü ört!"

of da denmiyor, taş oluruz lan!
çanta, çekmece, cüzdan gibi tüm özelleri karıştırması ve ne aradığının anlaşılamaması.
annenin bıkmadan usanmadan her gün tekrarladığı huylarıdır.

" kalk o bilgisayarın başındaaaaaaaan.... "
Telefonla konusurken odaya dalıp konustuğum kim olursa olsun "çok bağırıyorsun" deyip komşuyla ortak olan duvarı işaret etmesi. o komşunun ergen kızı bana 4 saat britney spears - 3 dinletirken "birşey yok çocuktur" ben telefonla konusurken "bağırma"...
Yatağımı toplaması. Halbuki ben onu dağınık seviyorum.
(bkz: nereye koyduysan ordadır)
ötesi berisi yok..
(bkz: tabi güdümlü anne terliği)ni ve ben sana demiştiimm dyerek gözlerin dışarıya çıkarmasını saymassak.
he şu da var ki ; geceleyin olmadık yerde fışş fışş diye ses çıkaran korkunç terlik sesi ve beyaz geceliği saymassak.akıllara zarar
yine de pek severim onu be
Dizimi izlerken, buna ne oldu, bu kim, amaaan vb kelimelerle dizimi piç etmesi.
abartısız yaklaşık 10 yıldır her eve geldiğinde sen hala toplamadın mı o odanı deyişidir.o anlarda öfkelensem de biliyorum ki yıllar sonra olsa da şimdi bağırsa diyeceğim huylardır.
her dışarı çıkışımda bıkmadan, usanmadan, unutmadan;

- oyalanma, erken gel demesi.

insan hiç mi unutmaz arkadaş.
hadi kalk.
Yalanını çakması. Halabuki her seferinde kendimi geliştiriyorum...
evde oturmuşuz tv falan izliyoruz böyle...*
anne: bilmem kimin kızı da bak şu üniversite okuyormuş..
ben: ee nabalım yani?
anne: yemek falan da yapıyolarmış evde, çok da hamarat diyolar...
ben: allah allah... bak sen şu kıza * *
anne: olcak bunlar yani oğlum...

ve o an bişey diyemiyorum.
Ortalığı karıştırıp babamla aramı açtıktan sonra ''ben bişey yapmadım, herşeyin suçlusu sensin. ben sadece senin iyiliğini düşünüyorum'' demesi.
herhangi birine kızdığında sürekli beni arayıp okulunu bitir 4 yılda kimseden hayır yok diye yakınması.belki haklı ama bir söz o kadar çok söylenirse anlamını kaybeder.
Not:ayrıca okulum uzadı ve ben aileme daha bunu söylemedim malesef..
nerede olduğunu ya da nereye gittiğini düşünmeksizin asla pantolon ya da diz altı etek giymemesi. gidilen yerin düğün, alışveriş, çocuğunun okulu ya da piknik olmasını umursamadan.

bu çocuğu özellikle ergenlik döneminde bıktırır. ergenlik öncesinde cinsellik kavramına uzak olan çocuk ergenliğe girdikten sonra arkadaşlarının ve çevredeki insanların bakışlarındaki manidarlığı sezmeye başladıkça bıkma oranı artar.

" ha bir de su iç su çok faydalı günde en az 2 litre su içmeliyiz." diye söylenmesi var tabi.
her sabah başına dikilip aynı ses tonuyla "hadi kalk oğlum" sözünü defalarca tekrarlamasıdır.
her seyı kendı kafasında kurup olayların öyle gelıstıgıne ınanması dogrusunu anlatırsın ama ınanmaz kendı kafasına göre kızar ayrıca bır ısı yaptıktan sonra onu yap demesı benı benden alıyor yahu yapmısım baksan göreceksın ama olmaz annedir söylenir.