27 yaşındaki arkadaşımın doğum gününü kutlamak için aradığımda "bu yaşta hala doğum günü mü kutlanır" ve doğum günümde bana ne alacaksın diye sorduğumda da "bu yaşta ne hediyesi" diyebilecek mantığa sahip, özel gün-yaş-hediye-kutlama arasındaki bağlantıları düzgün olmayan anneye <aslında> yapılması gereken.
yıllar boyu bu mantıkla hiç bir özel günde/sıradan bir günde dahi anne-babadan hediye almamış biri olarak, hediye almayı ve vermeyi hep çok sevdim ve tabii ki anneme anneler günü hediyesi aldım.
almasam da olur muydu? bir öpücükle geçiştirseydim?
...
birinden hediye almak ya da birine hediye vermek güzeldir. anneler günü ve buna benzer günler de, kapitalizmin icadı olsa da aslında hediye olayını gerçekleştirmek için fırsattır. yılın 365 günü hediye alıyormuş gibi davranıp da bu günler de kapitalizm,gavur icadı,karşıyım, inanmıyorum gibi bahaneler uydurmayın.
bir yerde belirtildiği gibi de elektrik süpürgesi, mutfak robotu da almayın. güzel, gösterişli eşyalar olsa da kadını çalıştırmaya yönelik olduğundundan kolpalık gibi oluyor.
alın ananızı-babanızı yemeğe gidin, maddi durum yeterli mi değil? pikniğe gidin o zaman, o da mı olmadı? bir pasta alıp evde kesin.
aldıkları her şeyde kapitalist düzene ister istemez katkı sağlamak zorunda olanların nedense bir karşı duruş ifadesi olarak yaptıkları eylem.
lan kadıncağız mutlu olsun işte amaç sevginizi göstermeniz, madem bu kadar kapitalizm karşıtısınız yemeyin içmeyin o zaman.
sembolik bir hediye alınır alınmaz kişiye kalmıştır ancak hiç şüphesiz anneye verilecek en güzel hediye hayırlı bir evlat olmaktır. hiçbir anne değişmez dünyanın malına hayırlı bir evladın "anneler günün kutlu olsun anacığım" diyerek elinden öpmesini.
Kapitalist sistemin çarkına s.çan kişinin hareketidir. Anneye mikser alırsın, tava alırsın, tencere takımı alırsın, tabak çanak alırsın, elektrik süpürgesi, mutfak robotu alırsın ne için? yine kadın sana çalışsın diye. Bu sahtekarlıktır. reklam kuşaklarına bir bakılmalıdır. o zaman anlaşılır nedeni.
Herhangi bir şey alırken oluşan ucuz olsun düşüncesi, anneye hediye alırken tam tersi bir hal alıyor.
Elindeki imkanlarla alabileceğin en pahalı hediye almak istiyorsun.
Cebindeki son parayla da almış olsan o hediyeyi hiç umrunda olmuyor.
çoğu kişiye göre düşüncesizlik olarak adlandırılan eylemdir.
lakin şahsen ben olaya şu açıdan bakıyorum. anneler günü olsun, babalar günü olsun, bu günler bazı insanlar için fazlasıyla yaralayıcı olabilir.
şahsen annem ölmüş olsaydı, 1 ay boyunca televizyonda, radyoda, billboardlarda, mağazaların camlarında anneler günüyle ilgili reklamlar görmek istemezdim. birisi çıkar "benim annem en iyisine layık" der, öbürü çıkar "annesini en çok sevenler bunu alır" der. noluyo lan?
buna ister kapitalizme karşı bir duruş deyin, ister başka bir şey. sonuç olarak anneler günü birilerinin ortaya atıp, diğer birilerinin de buna atlamasıdır.
bu dünyadan göçüp gitmişse, alsan bile nereye postalayacağını bilemediğin durumdan kaynaklıdır. ezer o gün seni. bitirir. sanki yıllardan beri ilk kez o gün yokmuş gibi hissedersin.
anneye hediye almamanın annesizlikten başka mazereti yoktur. 1 tl ye anahtarlık alınır anne yine mutlu olur. o da mı olmadı küçücük bir kağıda seni seviyorum yazmanız dahi pırlanta kadar değerlidir.
parasız, düşüncesiz veya annesiz kişilerin yapacağı şey.
parasızsanız hediye alamazsınız, lakin hediyeyi kendiniz yapabilirsiniz; uzak evlerin bahçesinden çiçek çalıp buket haline getirebilirsiniz. şiir yazabilirsiniz. annenizin resmini çizebilirsiniz. derya baykal programı izleyip artık malzemelerden hediyelik eşya yapabilirsiniz.
düşüncesizseniz hediye almazsınız. lakin annedir bu, bekler... annenize direkt olarak söylemeseniz de onun duyabileceği şekilde neden böyle düşüncesiz olduğunuza dair konuşmalar yapın. konuşma arasına felsefi birşeyler de sıkıştırın ki durumunuzun tabiri öküzlük değil aklı-havadalık olsun.
annesizseniz yapacak birşey yok. gerçekten yok. kimseyi anne yerine koyup hediye falan almaya kalkmayın. sonra üzülüyorsunuz. o günü uyuyarak geçirmek bir tercih sayılabilir.