imtihan hep bunlar. hepsi imtihan...
müslümansanız onları ne derece mühim olduğunu bilmelisiniz. annenizi çok sevmek zorunda değilsiniz ama, onlara kin beslemeye ve düşman olmaya hakkınız yok. bu unutulmamalı.
az diyalog kurmak, az paylaşım içinde olmak seviyeyi korur ve kişinin annesine karşı olan sorumluluğunu minimum seviyede tutar.
Biz insana anne ve babasını tavsiye ettik anası onu zayıflık üstüne zayıflık çekerek karnında taşımıştır. Onun (memeden) ayrılmasıda 2 sene içinde olmuşdur onun için biz insana bana ve ana babana şükret dönüş banadır diye nasihat verdik. (Lokman Suresi Ayet,14)
çocukken genellikle anneme daha yakın olduğumu düşünürdüm bir tık daha.
çünkü erkek çocuğu haliyle hep babayla daha çok tartışır, kavga eder.
gün içinde de hep anneyle vakit geçirince diyorsun ki anne melek baba şeytan.
neyse gel zaman git zaman ergenlik bitti, gençliğe başladık.
hala babayla biraz daha sıkıntılı bir ilişkimiz var. ama genel anlamda ailevi bir sorunumuz yok.
annem panik atak düzeyinde üstüme düşer, babamla da her şeyi konuşabilirim. hiçbir sıkıntı yok ara ara gelen tartışmalar dışında.
ama zamanla annemin daha kindar olduğunu görmeye başladım. kimle tartışsa tez ölsün, Allah belasını versin vb dediğini fark ettim.
hatta gün oldu benle tartışırken bana bile demeye başladı. insana garip geliyor farkındayım.
ben kimseye bela okumam. Allah'tan da böyle bir şey istemem. lakin annemin kindarlığı bende daha çok var. bilir de.
birini bana net düşman bileyim yağmurlu havada bir damla suyu o kişiye vermem.
gel gelelim annemin eli biraz para gördükten sonra daha da değişti. sürekli bir eve bela okuma, sürekli evi öncelik sırasında arka plana atma olayı başladı.
öyle ki dönem dönem çok çok sürtüştüm kendisiyle.
ve en son bir laf atışmamız esnasında nefesi kesildi yere yığıldı.
babamla da araları çok iyi değil babam da gereksiz şeylere kavga eder bazen, bazen aşırı gergin olur. etrafın doldurması mı, anlık yükselme mi bilemiyorum.
neyse bu kez çok büyük kavga ettiler ve annemler gitmek zorunda kaldı.
annemden öyle soğumuşum ki, burnu biraz sürtülsün istedim.
ama bir yandan babama hala annemi koruyorum ki, yuva dağılmasın.
neyse bunlar geri geldiler eve.
bunları karşılıklı barıştıran bizzat benim.
gittikten sonra evde bizim konuştuğumuz olumsuz ne varsa akrabalara itina ile anlatmış, insan içine çıkacak yüz bırakmamış. yorumu ne peki? iyi yapmışım.
ben de kendisinin sözlerini hatırlattım. biz bir konuştu isek o beş konuştu çünkü. ben ne biçim çocuk oldum.
ve annemin babam yokken söylediği şeyi diyeyim; babanı kışkırtan, her şeyin suçlusu zaten sensin, ölürsem mezarıma bile gelme.
çok meraklıydım, senin cenazende namaz mı kılınacak napılacak önce sen ona karar ver dedim çekti gitti.
neymiş yarın babamdan bedelli parası isteyecekmişim de, o yüzden yalakalık yapıyormuşum tüm akrabaları biliyormuş.
yemin ederim aklımda bile yok ki, ödemez biliyorum. ama kendisi demek nerelerde neler anlatmış.
aileden ve evden soğuduğumu hissediyorum.
ben doğrulukta kalmaya çalıştıkça soğuyorum. sanırım Allah onlara olan bağlılığımı azaltmak istiyor veya bilmiyorum her neyse ben artık sevmiyorum.
zaman içinde gerçekleşen durumdur. kendinizi ne kadar ''ben annemi çok severim ölürüm onun için'' moduna bağlamış olsanızda bir süre sonra yavaş yavaş farkına varmışınızdır. tabiki bunun bir çok nedeni ve nedensizliğide vardır. küçükken söylenilen bir kötü kelime bile yıllar sonra annenin söylediği bir kötü kelime bin güzel kelimeyi unutturur. kabul etmekten başka çare yoktur siz annenizi sevmiyorsunuzdur sonra yıllardır ben annemi çok seviyorum modundan kopar dik cevap moduna girersiniz anneniz şaşırır ne oldu bizim oğlana/kıza der ama bilmez evladı ondan yıllar önce soğumuştur.