anne babası sık sık evde kavga eden ve bu kavgalara şahit olmak zorunda kalan, üzerinde piskolojik olarak kalıcı hasar kalan çocuktur. "çocuk duymasın" lafı nafile. çocuk bir şekilde etkilenir.
çocuk için kesinlikle çok zor bir durumdur.şöyle ki;
çocukken ayrıdır etkileri,yetişkinlikte ayrı
çocukken seyreden etkileri
1-içine kapanık bir çocuk olursun.
2-sana haksızlık eden arkadaşına bile karşı çıkamazsın(kavga çıkacak diye)
3-kız arkadaş yada sevgili ilişkilerin berbattır.
4-pasifsindir,sana eksik para üstü veren bakkala,dolmuşçuya,simitçiye hiçbirşey diyemezsin
5-kardeşin ile aran açıktır,çünkü evde ki negatif enerji ikinizi de kötü etkilemiştir.
v.s.v.s. böyle gider
yetişkinlikte seyreden etkileri
çocukluktakinden çok daha farklıdır bu etkiler,
çünkü artık kabuk kırılmıştır,ve bu çocuk asabi bir canavara dönüşmüştür.işte en kötü nokta da burasıdır.
bu etkiler daha ağırdır,çevresinde kimse kalmaz,düzgün diyalog kuramaz (eşi,çocuğu,annesi,babası dahil)
çok iyi anlaştığı insan sayısı 5 i geçmez,askerde kavga vukuatına karışır,iş yerinde kısaca hayatın her yerinde.
şimdi tüm anne babalara sesleniyorum ve kendime
''ne için kavga ettiğinizin hiç bir önemi yoktur,kavga yüzünden kaybettiklerinizin değeri paha biçilemez''
ben belki çok başka bir adam olacaktım ama maalesef böyle bir adam oldum...üzgünüm.
bir de annesiyle babasıyla kavga ederek büyüyen çocuk vardır ki onun dünyaya olan bakış açısı öylesine bulanıktır ki... bir kere sürekli defansiftir. kişilik savaşı verir her daim.
sürekli bir kavgaya gerek yok birkere bile şahit olduysan kavgalarına gözünden hiç silinmez o fotoğraf. Baba yapma diye çığlık atarsın,anneni korumaya çalışırsın-ki gücün yetmez çoğu kez. Sağa sola fırlatılmış eşyalar,o gece eve gelmemek üzere evden giden baba ve sabaha kadar ağlayan bir anne. Herşeyin bittiğini düşünürsün,annene acırsın babana kızarsın. Sonra büyüyüp geriye baktığında ve o fotoğrafın içindeki kendini gördüğünde kendine acırsın.
ruh sağlığı bozulmuş, hayata küsmüş çocuktur. yaşı ilerlediğinde bu üzüntülerine yanacak çocuktur. çünkü karı-koca ipek araya giren köpektir. çocuk bunu bilmelidir.
psikolojisi bozulmuş, bedeninde, ruhunda derin yaraları olan çocuktur. yıllar geçtikçe yaralar belki kabuk bağlayacak ama izleri asla silinmeyecektir. annesini yada kardeşlerini babasından dayak yerken kurtaramayan, dişlerini sıkıp içindeki kine kin ekleyecek, lanet okuyacak çocuktur. ömrü boyunca yaşadıklarını unutamayacak, evlenmekten korkacaktır. işin içine şiddet de girmiş ise her şey daha kötü olacaktır.
"Sorun" kavramini bir yasam bicimi olarak algilamasi muhtemel cocuktur. O sorunlarini gormezden gelmeye alisir cunku hem anne baba birbirleriyle o kadar mesguldur ki cocugu gormelerine imkan yoktur, (kendisi yok sayilmaktadir) hem de cok fazla sorunlari oldugu halde bunu cozmekten aciz (cunku ya kabullenmeli, ya cozmelinya da bosanmalidirlar) insanlardan ogrenmektedir hayati.
Dost tavsiyesi. Olan olmustur artik hayatina bak ve kendine her gün "engeller asilmak zorundadir ve sorunlarimla yuzlesip onlari çözmeliyim ki yasayabileyim" diyerek yasamini guzellestir.
çok saldırgan ya da çok mülayim insanlar olabilme ihtimali çoktur bunların.
kendi hayatıma baktığımda bunun zararlarını olduğu kadar kişiliğimdeki faydalarını da temaşa edebiliyorum. allahın hikmetinden sual olunmaz arkadaşlar. her şerde bi hayır vardır.
Ne anne ne de baba siklenmemelidir. Bakın bana babamı ya da annemi siklemiyorum artık. Sorunsuz bir çocukluk geçirdim. Hatta biraz fazla sorunsuz olacak ki kendi sorunlarıyla boğdular ablamı ve beni. Şimdi umurumda bile değiller. Dersimi çalışır paralarını yer keyfime bakarım arkadaş.
Hiç bitmez o kavgalar bitsede artık çocuk tabiri caiz ise zehiri almıştır ve o zehir ruhunu kangren psikolojisini kanser etmektedir. Sürekli kavgalar yaşayan arada dayakta gidiyorsa çiftler çocuk yapmasın yol yakınken ayrılsin. Çocuklari zehirlemeyin.
Agresif filan olmaz bu cocuk sadece iliskilerinde hep biraz tatsizlik olur anlasamadigi sevgilileri genelde cok mutlu bir ailesi olan sevgilidir, ister istemez korkar gelecegini dusunur o yuzden hep kendisi gibi buyumus insanlara yonelir, yasamayan asla anlayamazdir.
hiç unutmam bir keresinde annem çorbanın tuzunu atmayı unutmuş babamda çorbadan bir kaşık aldı ve olaylar başladı dedi ki bu çorba ne böyle tuzsuz annemde bunun üzerine alsana tuz istiyosan dök dedi yani çocukluğum hep kavga hep kavga.
büyüyüp birer yetişkin olduklarında bu çocuklar; huzurlu ve mutlu bir ortamda, yaşadıkları travmalardan dolayı kendilerini rahatsız hissedecek ve kaos yaratmaya çalışacaklardır.
psikoloji bilimine baktığımızda; bizim şımarık, prenses sendromu yaşayan, kaostan beslenen dediğimiz insanların ortak özellikleri böyle ailelerde büyümesidir işte.
sevgi, anlayış, tahammül, huzur ve mutluluk nedir pek bilmediklerinden ve içinde bu değerleri taşımadıklarından size de yaşatmaz,
Mutlu bir ailede büyüdüğüm için kendimi çok şanslı hissediyorum. En büyük zenginlik gerçekten.