anlaşılamamak

    61.
  1. bir insanın düşündüklerini ve hissettiklerini ifade edebildiği kadarı var, bir de karşısındakinin anlayabildiği kadarını ifade edebildiği kadarı vardır. yani en iyi ihtimalle üçüncü dereceden bir türevdir anlaşılmak.
    17 ...
  2. 65.
  3. niçin insan her türlü çabasına rağmen anlaşılamaz?

    şöyle ki;

    “herkes tarafından anlaşılmak isteyen, hiç kimse tarafından anlaşılmaz.”

    (bkz: cemil meriç)

    insan istidadı(kabiliyeti) oranında anlar, anlaşılır. herkesin istidadı da aynı değildir ki, anlaşılayım diyen insan, önce bir zümrece anlaşılmamayı kabul etmeli. insan kendisinden başlamalı anlamaya, kendisini anlamalı. sonrasında değer verdiklerince de anlaşılır elbet...
    17 ...
  4. 54.
  5. 68.
  6. Kendine sığınmaya sebep olur. Sonu artık anlatmayı da bırakmaktır.
    11 ...
  7. 56.
  8. Anlamayınca anlamıyorlar çokta zorlamayın.
    6 ...
  9. 63.
  10. Bu biraz da karşınızdaki ile alakalıdır.
    O yüzden üstünde çok düşünülmemeli, dert edilmemelidir.
    4 ...
  11. 42.
  12. anlaşılmadığım yerde susarım.
    3 ...
  13. 55.
  14. Hücremdeyim, hasretinle yanarım.
    Beni anlamadın ona yanarım, ona yanarım.
    3 ...
  15. 52.
  16. Şu yaşıma kadar ilk defa derinden hissetttiğim durum.Ne yaptıysam olmadı.Çabalamanın da anlamı yok.insanlar kendi düşüncelerini,kızgınlıklarını yükledikleri için sizi dinlemezler.Bazen insan farkında olmadan yaptıklarının sonuçlarını düşünmeden anlamsızca davranır.Tabii bunu karşı tarafa anlatabilmek için karşı tarafın sizi dinlemesi gerekir.ilk defa yaşadığım garip bir his.Sudan çıkmış balık misali.Üzülmeye değer mi hayır.
    3 ...
  17. 1.
  18. herkesin konuştuğu ve kimsenin dinlemediği toplumun kanayan ve kanayacak yarası.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük