dışarıda kalmayı, tehlikeyi, yalnızlığı, daima kimsesizliği, tuhaf bakışları, deli zannedilmeyi ama bunların karşılığında doğruyu ve hakikati dileyen bir kimsenin, derdi, tasası, acısı'dır. neredeyse kimse sizi anlamaz siz neredeyse herkesi anlarsınız, ne düşündüklerini bilirsiniz, neler düşünebileceklerini bilirsiniz.
anlatamamaktan kaynaklanır çoğu zaman. ergen iletilerinin kahramanıdır. "kimse beni anlamıyoo. sanırım bu dünyaya ait değilim bean. yalnızlığım asaletimdendir" şeklinde ifade edebilir kendini. bu dediği de anlaşılamaz. canısı, farklı değilsin. hiçbir zaman da farklı olacak kadar arınamayacaksın sıradanlıktan. anlaşılamamak ifadesinin ekmeği çok yendi. hatta sahil kenarlarında anlaşılmayan uzun saçlı abiler gitar çaldı yıllarca. sonra anlaşılmadan seviştiler. sevişilen kişiler neye uğradıklarını anlayamadılar ama anlaşılamayan zat çoktan anlamıştı bu yöntemin pek işe yaradığını.
anlaşılamıyorsun çünkü kendini doğru biçimde ifade edemiyorsun. yoksa bir ayrıcalığın yok diğerlerinden. aynısın, kıçını yırtsan da. he bu arada antidepresan kullanman da ayrıcalık değil. zırt pırt söyleyip "sadece sen varsın yanımda prozac..." yazma oraya buraya, yeminle kırıcam algını elimde kalacaksın.
insanı yıpratır ve çok yorar bu durum. çırpınırsın bazen, çabalar durursun. ama beceremezsin. karşıdaki mi anlamaz seni, yoksa sende midir sorun bunu düşünmeye başlarsın. ve hatta karşındakine toz kondurmamak için kendini bile suçlarsın bazen. en sonunda bu durumu kaldıramayıp, hıçkırıklara boğulursun ardından susmaya başlarsın. ne de olsa konuşsan dahi karşıdakinin anlamasını beklemezsin artık.
genel kanının aksine, sadece ergenlikle alakalı olmayan ve bazen sadece bir "an"ı kapsamayan durumdur.
siz kendinizi çok iyi ifade edebiliyorsunuzdur ama yaşanmışlıklarınız karşınızdakilerden çok farklıdır.
ne kadar anlatsanız da çırpınsanız da karşınızdakiler derdinizi anlamazlar. bunun sinirle, eksen kaymasıyla vs. alakası yoktur.
siz yalnız bir anne tarafından, bin bir güçlükle büyütülmüşsünüzdür mesela; kapılarınız, duvarlarınız vardır. ailesinde bir kez bile problem yaşamamış eşiniz, sizin aileye bakış açınızı asla anlamaz. sizi çok sever, ama anlamaz. annesiyle günlere katılmıyorsunuz diye eşiniz ve kayın valideniz size bozulur; ama mutsuz olduğunuz bir eylemi neden yapmak zorunda bırakıldığınızı anlayamazsınız; anlatabilirseniz sizi anlamazlar.
böyle basit şeylerden canınız yanar bazen.
sizi anlamadıkları için yaptığınız her şey onlara boş gelir; sizin önemsedikleriniz gerçek dünyada çok önemsizdir aslında... çünkü sizin dünyanızın gerçekliğini anlamazlar bir türlü.
hatta, siz kendinizi ifade etme gücünüze öyle çok güvenirsiniz ki, kitap yazmayı hayal eder, bunun için çalışmaya başlarsınız. oysa en yakınınızdakiler "evde oturup çocuğunuza bakmanız, böyle boş işlerle uğraşmamanız" gerektiğini düşünürler, anlamazlar sizi.
hatta bazen daha acısı, anlıyormuş gibi yapıp "bırak oyalansın" diye düşünürler; yazdıklarınızı merak edip bir kez bile okumamışlardır oysa. siz onların ne düşündüğünü çok iyi bilecek kadar anlarsınız onları ama onlar sizi asla anlamazlar.
ne zordur bir insana kendini anlatma çabası daha insanoğlu kendini anlamamı$ken..ne manasızdır anlatabildiğinin sadece kar$ındakinin anlayabildiği kadar olduğunu bilme farkındalığı ile açıklamalar silsilesi..anla$ılmanın bir lüks olduğu çağlarda anla$ılamamak yeldeğirmenlerine açılan sava$..asla olmayacağını bildiğin hayalin pe$inde ko$arken aniden önüne çıkan araba altında kalmak gibi anla$ılamamak, hatanın 8/8 ki$ide olduğu..kelimelerin ard arda seyir ettiği bir yolda benzinin bitmesi anla$ılamamak..konu$maların havada asılı kaldığı, mimiklerin donup kaldığı zamanlar..gece en efkarlı saatinde son kalan sigaranın kırık olduğunu görme çaresizliğidir anla$ılamamak..havanda su dövmek, akıntıya kürek çekmek..
herkesın dusuncesı aynı degıl. ve kımse senın dusuncenı anlamaya calısmaz. onların tek dogrusu kendı dusuncelerıdır. sureklı senı haksız cıkarmaya calısır ve ınsanı sıkar. ondan sonra cok umursamazsın. tabi umursamam.
bütün cümlelerimi içime tıkmamın sebebi. beni asıl sinir eden insanların, seni uykusuz bırakan düşüncelerini anlamayıp, bir de üzerine klişe söylemlerde bulunması, klişe öğütler vermesi. aslında senin duygularını uzaktan bile görmemişlerdir ancak mahalle ağası gibi ahkam keserler senin hislerin hakkında. senin beynindeki kıymıkları ayaklarına batan diken zannedip konuşur dururlar. çok zorlanıyorum anlaşılamayınca. en iyisi içe kapanmak sanırım.
Kendim tarafından kendime karşı yaşadığım şey. Kendim nasil bir labirentin ortasindayim da çıkışı bulabilirim hiç bir fikrim yok. Insanlarla aram bir kere bozuldu mu zincirleme reaksiyon gibi diğerleriyle de bozuluyor. Bu labirentte kestirme bir yol olmalı. Yoksa ben yandım.
Ifadede yetersiz kalindigindan oturu mu yoksa karsindakinin kit olusu yuzunden mi sonuclandiginin asil onemli oldugu mevzudur.
Ayni seyi, karsindakinin dusuk iq seviyesine gore revize edip anlatmaya calisirsin. Sansin varsa bir takim kimiltilar olur ama karsi taraf hic zeka kalintisi gostermiyorsa oradan kacarak uzaklasmak gerekmektedir.