garip cümleler kurmakla ya da garip hareketler yapmakla sonlanacak durumdur. herkesin içinde anlatmaya çalışmamak en doğrusudur zira gerizekalı durumuna düşebilirsiniz.
karşında anlamamak için direnen. taştan daha duygusuz biri varsa. hiç uğraşılmaması gereken bir durumdur. psikolojiniz bozulur. sonunda anlamak istemeyenden; deli bu ya damgası yersiniz. hayata küsersiniz. bu da size kapak olur.
kimi zaman gözlerinizle , kimi zaman hareketlerinizle denediğiniz eylem. ancak sevdicek yine anlamaz veya anlamamazlıktan gelirse çok da fazla zorlamaya gerek yoktur tabi...
türkçesi tepki vermektir. sizin duygularınıza saygısı olmayana siz de saygı duymamalısınız. insan ruhen bencil bir varlıktır sadece seven insan sevdiğine bencil değildir.
herkesin bildiği ama hadi açıkla dendiği zaman herkesin gevelediği kavramlar vardır. bir şey ya anlatılabilir bişeydir ya da zaten herkesin bildiği ama anlatılamayan bişeydir. ortası yok. anlanılamayacak bişey yok. eğer karşındaki anlamıyorum görüntüsü veriyorsa bu anlamak istemiyorum daha da doğrusu öyle olmasını istemiyorum demektir. konu hele hele aşksa gavur gibi anlarlar ama anlamazlık görüntüsü aslında anladım ama istemiyorum demektir. o yüzden baktın olmuyor hiç zorlama. susmak bazen en iyisidir.
Anlatılamamasının sebebi kelimelere döktüğünüzde yaralamak incitmekten korkmaktır. belki de incinmeyecektir ama ya yanlış kelimeleri seçersem duygusu ile ne söyleyeceğini bilememektir.
bilemedim ben de. anlatmaya çabaladığım aslında anlattıklarımla uzaktan yakından ilgisi olmayanlardı. ne cümleleri yakalayabildim kelimeleri birleştirip, ne harfler yakınınından geçti istediğim kelimelerin. öylece yuvarlayıp durdum ağzımda tadı geçmiş sakız gibi. tüküremedim bile. öylece yuvarladım.
sonra da kocaman bir balon patlattım yüzüme gözüme yapıştı.gözüme geldi. acıdı. ağladım.
geriye kalan tek şey gerçekten hissettiklerim.
gerçekten sevmenin büyüsüdür geride kalan. belki de bu denli nedenidir üzülmemin.
sen benim içimdesin. yüreğimde bedenimde ellerimde. seni incitmekten korktuğum kelimelerimdesin.
belki de bu yüzden seni sana ifade edemedim.
çok seviyorum be sözlük.
ben anlatamadım sen anlat.
"anlayabilen" için gözleriniz ve tebessümünüz yeterli gelecektir. her duygu anlatılmaz, anlatılamaz kelime olup. bir bakış bile kitaplar boyu anlatıma bedel gelir.
bu durumda insan ne kadar çok konuşursa o kadar iyi anlattığını sanar çoğu zaman, ancak tıpkı yüzerken olduğu gibi yapılması gereken fazla haraket edip bedeni, ruhu yormaktan ziyade kendini suya bırakıp minimum haraketle maksimum yolu alma benzeri az kelimeyle çok şey anlatmaktır. bunu hakkıyla başarabilenlere şair diyoruz.
insanın çok çaresiz olduğu bir anda karşısındakine elinden geldiğince yaşadıklarını anlatıp rahatlama çabasıdır. genellikle hüsranla sonuçlanır ve karşıdaki kendini eskisinden de kötü hissetmeye başlar zira genelde eşeğin durup dururken ingilizce konuşmaya başlaması kadar zor bir durumdur.
hiç uğraşılmaması gereken durum. nitekim sonunda kendini bir sinir harbi içinde bulursunki karşıdaki anlamayınca bu daha beterdir. en iyisi boşver kimseye anlatma aynaya konuş.
zor olandır lakin karşıdakinin sadece gözlerinize bakarak, yada sessizliğinde bile sizi anlayacağından eminseniz saçma bir çaba içinde olsanız dahi kendinizi en iyi şekilde ifade edeceğiniz kesin olan durumdur. *
- hani böyle şey gibi hissettim.
*?!..
- yani o öyle deyince, şeyoldum resmen. hani olur ya öyle, bazenleri.
* ...
- off.. anla işte ya!.
* ne olur lan, ne olur?!! iki saattir lavur luvur yapıyosun. bi bok anlamıyom muhabbetinden bsg ya. kabız herif.
bak mesela olmadı. olmaz da..kime anlatıyosunn heey.
imkansız. o kadar farklı yaşarsınki duyguyu senin ağladığına o güler geçer. sini olur sende gülersin. neden güldüğün sorulunca, gene anlatılmaz bir duyguyu anlatmaya çalışırsın. kısır döngü işte.
yapılması zor olan bir iştir. genelde birkaç kelime ile, bazen de anlam yüklü bakışlarla anlatılır, uzun uzadıya cümleler kurmak ve kendini hırpalamak anlamsız olanıdır. istersin içini dökmek, istersin ki tam anlamıyla anlatmak aklından geçenleri. ama dil buna izin vermez... cümlelerin yerini kelimeler, kelimelerin yerini bakışlar, bakışların yerini de dokunuşlar alır bazen.
hicbir zaman yapılamayacak istir. iyi ki yapılamayandır cunku yetersiz kelimelerin etrafında donerek sıradanlıga kavusturulan bir duygunun, o anlatılamadıgı, kisinin sadece kendisinin hissedebilecegi halde kalması en guzelidir.