yıllar önce ''bizim şarkımız olsun'' demiştin.
hala gözümün önünde.
o sıra arkada, ''ellerine bir bak, nasıl da ufak..'' diyordu cem, konserdeydik.
ellerine bakmıştın, ufacık ellerinle, kocamaaan ellerimi sarmaya çalıştın.
kafan omzuma doğru düştü,
''her şey bitiyor'' kısmında
-bitmesin.
demiştin.
bitti.
''gözlerine bir bak, nasıl da parlak..
beni uğurlarken yine, yüzüme böyle bak..''
nefret ettiğim insan tipi olan gevezelerin konuşmalarını sonlandırmaları için sıklıkla söylediğim söz.
konuşma ben anlamadığım için değil; karşı tarafın iğrenç gevezeliğinden uzuyor.
çok konuşma lütfen ey insanoğlu!
anladım diyemem ki ! suçluyum.
belki ben anlatamadım sana kendimi.
tutuştum, yandım da yokluğunda her gece
yine gözyaşlarımla söndürdüm kalbimi.
her gün her dakika seni özlerdim.
anladım herkes gidiyor her seferinde yine çok acıtıyor bizi aşk kaybediyor seven kaybediyor her zaman sevmeyen hayatını yaşarken sevenin suçlu gibi zindan hayatı yaşaması nasıl isyanım var sırf saygımdan susuyorum çok kötüyüm be...
Şimdi izmirdeyim sözluk...
Anladim ki yanlış bir anlaşılma var. izmirin kizlari bahsedildiği gibi değil. Acik sacik diyorsunuz ya mesela basit degil o kadar.
Mesela bi yer soruyorsunuz. Size yardimci oluyor. Korkmuyr ve art niyet aramiyor mesela..
Anladim ki mesele insanlarin acik ya da kapali olmasi mesele degil. Ya da inancli inancsiz olmasi beni ilgilendirmiyor.
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda anladım.
Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
Kendi yolumu çizdiğimde anladım..
Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak, dinleyerek değil..
Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım..
Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..
Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını anladım..
Ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..
Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği, acıtabilirmiş,
Çok acıttığında anladım..
Fakat, hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım..
Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
Yüreğini elime koyduğunda anladım..
”Sana ihtiyacım var, gel ! ” diyebilmekmiş güçlü olmak,
Sana ”git” dediğimde anladım..
Biri sana ”git” dediğinde, ”kalmak istiyorum” diyebilmekmiş sevmek,
Git dediklerinde gittiğimde anladım..
Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..
Özür dilemek değil, ”affet beni” diye haykırmak istemekmiş pişman
olmak, Gerçekten pişman olduğumda anladım..
Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş,
Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..
Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi,
Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım..
Sevgi emekmiş,
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş.
ilkokuldan beri en sık söylediğim yalan. Misal hoca anlamayan var mı diye sorduğunda ben anlamadım dersin ve hoca tekrar anlatıp yüzüne baka baka anladın mı der ve o sihirli minik yalan ağızdan dökülür, anladım.