"hbii hbiii hobo hobo grhoie gggriieeeee nhörrüüüüeeiiiiiii"
arada bir caddeden geçen araçtan edilen anons. kaç senedir ne sattıklarını öğrenmek nasip olmadı.
adamın 'baklavacı' dediği az biraz anlaşılıyordu fakat "sokakta kim baklava satar?" diye düşünüp kafayı balkondan uzattığımda portakal satan bir adam gördüm. meğer, o derece tatlıymış portakallar..
ağzından çıktığına inanmak istediğim tuhaf seslerle mahalleyi inleten seyyar satıcı çığırışlarıdır. bütün iş güç bırakılıp tüm antenler kendisine çevrilmesine rağmen ne sattığı anlaşılmaz bu emmilerin. sokağınızdan geçiyorsa
dayanamaz çıkar sorarsınız, ama geçmiyorsa ne sattığı hep muamma olacaktır.
bizim aşşa sokaklardan birinden de devamlı hep aynı sesi çıkaran bi seyyar satıcı beni camlara kapılara çıkarıyordu beyhude yere. içimde dayanılmaz bir meraktı kendisi ve sattığı.
sonra bir tesadüf sonucu kendisi yolda yanımdan geçmiş ve süt sattığı öğrenilmiştir.