Ankara'dan her gidişimde başıma gelen şey. Küçüklüğümden beri olmak istediğim yerdir Ankara. Haritada kalp içine alırdım küçük bir kız iken. En sonunda üniversiteyi kazanıp gittim hayallerimin şehrine. Çoğu kişinin istanbul ya da izmir aşkından daha başkadır Ankara. Bir kere mücadele etmezsin bu şehirle, gül gibi geçinip gidersin seversen. Yok sevmezsen de arkana bakmadan gidersin.
Kızılay'da yürümeyi özlersin mesela. Mogan Gölü'nü izlemeyi, Tunalı'da gezinmeyi. Kurulan dostluklar başkadır Ankara'da. Düzenli şehirdir burası. istanbul gibi gürültüsü yoktur. Akşam iş çıkışı saatlerini saymazsak tabi. Aspava'da döner yersin, Hamamönü'nde kumda kahve içersin. Bir de candan dostların varsa Ankara'dan güzel şehir yok bence.
Küçük şehirden gelen için daha bir farklı gelir Ankara. O yüksek binalar mesela. Sonra sev sevme bir de Melih Gökçek var.
Sanırım uzun süre daha var olacak ya ne diyeyim.
Şimdi bile Selanik caddesindeymişim gibi geldi.
Seveni de sevmeyeni de özler Ankara'yı.
çoğusuna göre ilginçtir, olasılıksızdır, ama başa gelir. ankara rahatlığın, huzurun şehridir. rahatlık vardır orda, mesafeler yakındır, sanat vardır, eğitimli müzisyenler, ulaşabileceğiniz, bir tiyatroda yanyana denk gelebileceğiniz oyuncular vardır. bilet bulunamayan oyunlar, buzlu yollarında kaydığınız yokuşlar vardır. işte öyle bişey ankara, en iyi gider vega şarkısıyla. (bkz: http://www.youtube.com/watch?v=6i2siwz1QM0)
ankarayı özlemek geçen hafta master başvurusu yapmak için yüzyılın en soğuk haftasına denk gelmek ile son buldu.
5 yıl orda okudum da böyle soğuk görmemiştim arkadaş.
önceleri saçma ve komik karşıladıgım durumdu.sonraları baya baya özleemye başladım.içindeki insanlardan dolayı ankaranın her bi haltını özledim.kendime bunu söylerken utanıyorum aslında...ama özledim.
Sık sık yaptığım şey.
Ankara özlenir, şehirden ziyade şehrin yasattiklari özlenir.
Ankara'da aşk da başkadır, dostluk da.
Başka hiçbir şehirde bulunmayacak tattadir.
Sirf bu yuzden bile ozlenir ankara.
Hey gidi Ankara hey
Beni de benzettin ya kendine
Astın suratımı, resmileştirdin beni
Hey gidi Ankara hey
Beni de benzettin ya kendine
Yüzümde bürokrat gülümsemesi
içimde politik çıkmazlar
Kaçıncı aşktı tattığım akşamlarında
Kızılay’da yürüyemeden el ele ayrıldığım
Yalnızlığımla kendimi evime attığım
Tutamadığım mevsimlerini doya doya
Kaybettiğim kendimi herhangi bir sokağın
Herhangi bir ayrımında...
Geçerken ömrüm giriş katlarında, üşüdüm titredim.
Otuz yaşıma girerken bir yaz akşamında,
Bekar evlerinin soluk aydınlığında kötü alışkanlıklar edindim.
Hiçbir kıza yalan söylemedim Ankara.
Ama bir ebruli aksamda, ezan seslerine karıştı çığlığım.
Oyalıyormuşum kendimi geçici heveslerde.
Kar çiçekleri açıverdi yüreğimde,
Sen ask de buna, ben çıkmaz sokak Ankara.
Delik olan cebime koyacaktım tüm hüzünlerimi
Yine şiirler çalıp sairlerin soluk nefesli kitaplarından,
Şarkılar düzecektim ona ve Ankara,
Çelik renkli gecelerine dağıttığım yıldızlardan,
Taç yapacaktım sari saçlarına.
Gözlerindeki yeşilden sürecektim antik yalnızlığına.
ikimizin de paylaşacağı birisi olacaktı hayatımda.
Anlarsın ya sen Ankara, ben ve o.
Üç kişilik bir dünya kuracaktık,
Gözyaşlarının kahkahaya karıştığı su dünyada…
Duygu sevinecekti,
Telefon edip Zeynep'e evleniyormuş diyecekti.
Frekansını yakalamışken tam da mutluluğunun,
Çankaya'dan bir rüzgar esti.
Kıskandın ya bizi helal olsun sana
Su ölümlü dünyada kendin gibi bir dünya görmeden,
Boğacaksın öylemi, kalabalık kaldırımlarında beni.
Hüzne doyacağım öylemi, senin gibi gecekondularında.
Benim gibi bir bozkır çocuğu,
Meram akşamlarında çiçeklerin nasıl olgunlaştığını bilirim ben.
Çözmüşken şifresini tam da hayatin
Korkma Ankara korkma
Yazılmamış bir şiirin okundukça çoğalan ilk kelimesinde,
Akıp giderken kaderimiz iki ayrı yöne,
Mutlaka buluşacak vuslat denizinde.
Ankara korkma okuduğu duaları anamın ikimizi de kurtaracak.
Hiç ummadığın bir günde, söyle güneş burcundayken sevinçlerin
Sen bana alışacaksın ben de sana Ankara…
Bedirhan Gökçe
Ankara lise gibidir. ilk girdiğinizde bu ne lan memlekete bak gri şehir dersiniz ama bir iki sene sonra keşke gitmesem hep burada kalsam dersiniz. Bi beş sene sonra da la bebe napıyon diye günlük konuşmalara sahip olursunuz. Başkent iyidir candır.
eviniz merkeze uzaksa bazen içinde yaşarken bile özlersiniz. *
"şehre iniyorum" kalıbını kullanmayı bırakalı daha birkaç sene falan oldu. medeniyet yeni geldi buralara.