bir ankaralı olarak yıllarca farketmediğim simittir. ben o simitin adının ankara simiti olduğunu bile bilmiyordum. normal simit lan işte. başka simit de mi var ? diyordum meğerse bu simit sadece ankara'da varmış.
ankara'lı olmadığım, hatta ankara'yı pek sevmediğim gibi gerçekleri göz önünde bulundurursak, bu konuda objektif olacağımı kolaylıkla anlayabiliriz. bundan yola çıkarak kesinlikle ankara simidi türkiye'nin en samimi *, en gevrek, en lezzetli simididir.
Sakarya caddesindeki, salaş küçük çay ocağı ve ankara simidi... Ankara' da öğrenci olmanın olmazsa olmazıydı o dönemler.
Fakir ama gururlu gençlerdik. Iyi çocuklardık. Mızırdanmaz, ah vah etmez, hayata lanetler okumazdık.
Mutluyduk beee!!
Karnımız aç olsa da, yüreğimiz dopdoluydu her daim.
Simit, anne gibidir, yüzüstü bırakmaz, bi şekilde karnını doyurur, avuçlarını ısıtır insanın.
kazan simidi olarak da bilinen, örgü şeklinde olması caiz görülmüş ve tadının harika olmasıyla ünlü simit.
istanbul simitinden bariz farkları vardır zira kendisi daha koyudur ve bunun da nedeni pişirilmeden önce üstüne sürülen pekmezdir.
yenimahallede sekizinci durakta seksenli senelerde....muhtemelen rahmetli olmuş ihtiyar bir amcanın hasır sepetinde sattığı...
henüz öylesini yemediğim.
istanbul simidi de izmirin gevreği de halt etmiştir yanında. oysa ki ben babadan izmirli ve anneden istanbulluyum ama ankaralı değilim.