ankara'da yaklaşık 1 yıl kaldığımdan biliyorum yaz gecelerinin serin olması. hele aşırı sıcak hava dalgasının ebemizi bellediği şu günlerde o serinliği mumla arıyor insan azizim. bunu dışında çok ta sevdiğim bi şehir değil ankara.
1. asla kaybolmazsın, hangi yola girersen gir sonunda kızılay meydanına çıkarsın.
2. insanı (sadece bir adres sormanız bile yeterli, sorduğunuz adrese kadar refakat etmedikleri kalır)
3. akşamı, huzur verir.
4. kışı, karın soğuğun bu kadar yakıştığı bir şehir daha olamaz.
5. başkent oluşu, istanbulda da otursan vız gelir, burası başkent kardeşim.
olmayan yanıdır zira sevilcek bir şehir değildir ankara. böyle buz gibi, donuk, renksiz, alelade bir yer. insanları desen onlar da en az şehir kadar donuk. hayata küsmüşler. sadece 2 renk egemendir bu şehre: gri ve sarı. bir de metal ve camlar. soğuğu vardır bir de hiç çekilmez. zaten sıcağı da çekilmez. pahalıdır üstelik. esnafları öğrencileri kazıklayalım gülüşleri saçar.
çok sıkıcıdır. yapacak bir şey bulamazsınız. hadi yazın az sayıda bulunan parklara falan gidiliyor da kışın avmlerden başka gidilcek yeri de yok.
ankara'nın en güzel yanı eve dönerken aşti'den yavaş yavaş kaybolan şehri izlemektir. bundan daha güzel bir yanı da yoktur.
(bkz: sağ ön kaporta) *
ulus dilencilerini mi?
kızılay tikilerini mi?
dost un önünde bekleyen kopuklarını mı?
sincan'lı abazalarını mı?
etimesgut'un bir köy oluşunu mu?
adım başı açılan avm lerini mi?
bu yazdıklarımı eksileyecek olanlarını mı?
ha unutmadan, geçen seneye kadar yasak olmadığı için site içi basket sahalarında, apartman önlerinde yapılan sokak düğünlerinde çaldıkları berbat müziklerini mi?