TCDD'nin Ankara merkez tren istasyonudur. Mimarı Şekip Akalın'dır. inşaatı 4 Mart 1935 tarihinde başlamış ve 30 Ekim 1937 tarihine dek sürmüştür. Türkiye Cumhuriyeti Başkent'inin erken yıllarına ait yapıtlardan birisidir.
Günümüzde hâlen TCDD'nin Ankara ana istasyonu olarak kullanılmaktadır.
Gar binası içerisinde Atatürk Konutu ve Demiryolları Müzesi, Ankara Açık Hava Buharlı Lokomotif Müzesi, Demiryolu Müzesi ve Sanat Galerisi gibi unsurlar yer almaktadır. *
japonlar tarafından istila edilen gardır. metrekareye 23 tane japon düşmektedir. özellikle sigara içilmeye çıkıldığında kendileriyle pek bir yakınlık kurulur. barış manço ve ilhan mansız sevgileri asla bitmez.
- sen ilihan mansiz?
+ no ilhan mansız ben nouma, pascal nouma.
hayatım boyunca ankara’da yaşamış olmama rağmen hiç kullanmadığım yalnızca önünden geçtiğim tren garı. Gerçekten daha kapısından ilginç, kendine has bir kokusu vardır.
en son hızlı tren vs dolayısıyla cam mam, x ray vs koymuşlardı umarım diğer peronlara taşımışlardır ve o ilk saatin büfelerin vs olduğu girişi eski haline çevirmişlerdir... lise zamanı trenlerin zamanında gelmeyeceğini bildiğim halde erkenden gidip orada beklemeye bayılırdım...
Haydarpaşa garı kadar nostaljik ve tarih kokan bir gar olmasa da, özellikle bir zamanların öğrenci tayfası için candır, unutulmazdır.
Tatil dönemlerinde, hıncahınç öğrenci dolardı. Mutlaka birkaç arkadaşla karşılaşılır, ayak üstü muhabbet edilirdi.
Anadolu ekspresi, Boğaziçi ekspresi, mavi tren... Az kahrımızı çekmedi...
Hafif karanlık bekleme salonunda, yanında valizleri, sırtında yırtık örgü şalı, kafasında şapkası, elinde güya örgü şişleri bişeyler ören, yolcularla gevezelik edip, arada parlayıp bağıran, ansızın kahkahalara boğulan, yolcu görünümlü ama olmayan bir kadıncağız yaşardı hep.
Gündüzleri orda yolcu gibi, valizleriyle, hiç binmeyeceği trenin geliş saatini bekler, gece de evine dönermiş. Sabah gene gara...
ilginç bulurdum bu hatunu, neler yaşamıştı kimbilir, neyi bekliyordu, neden evinde oturmak yerine, her gün bıkmadan, usanmadan bu yolcu oyununu oynuyordu?
Yaşlıydı... Büyük ihtimalle ölmüştür... Belki de Ankara garında, valizlerine yaslanarak, tüm bilinmezlikleriyle beraber o meçhul yolculuğuna çıkmıştır nihayet.
Kimbilir?