tüm sevdikleriniz bu şehrin içindeyse yaşamaktan zevk alacağınız bir şehirdir. çoğu zaman gri renginden sıkılır, nefes alamaz gibi olursunuz bu nedenle sık sık kaçmak ve uzaklaşmak istersiniz ama sevdikleriniz aklınıza gelir onlar için kalmaya devam edersiniz.
böyle hissetmediğiniz zamanlarda vardır aslında.* kar yağdığında mesela. o gri renk yerini beyaza bıraktığında, sokaklarında karlara bata çıka gezerek kendinizi en özgür, en mutlu hissetiğiniz şehir olur. o kadar mutluluğu başka hiç bir şehirde hissedemeyeceğinizi anlar, kaçmaktan vazgeçersiniz.
istanbul görmüş bi insanın yaşamakta zorluk çekeceği insanına, havasına, kargaşasına ayak uydurumakta zorluk çekeceği hadisedir. kimin olduğunu hatırlamıyorum Ankaranın en güzel tarafı isntanbula dönmesiymiş.
Kesinlikle gri denilen renge alışmanız demektir.
Her sabah aynı insanları aynı yerde görmek demektir.
Ayrıca istanbul gibi bir şehirden geldiyseniz kısa zamanda psikolojik ilaçlarla tanışacağınız anlamına gelir.
her babayiğidin harcı değildir. herkes beceremez ankarada yaşamayı. g.tünüz soğuğa dayanacak bir kere. denizi hayal ederek mutlu olmayı bileceksiniz. düzenli hayata uyum sağlayabilecek bir düzeniniz olacak. saçma sapan bi adamsanız beceremezsiniz. sevmezsiniz ankarayı. açıkçası o da sizi çok s.klemiyor söyleyim.
özetle; biz burda idare ediyoruz. siz muhteşem şehrinizde muhteşem biçimde yaşamaya devam edin. biz siz olmadan da mutluyuz. *
askerde ikinci çarşıdan itibaren son çarşıya kadar, 7. cadde de, sabahtan akşama pes oynamaktır. keza ne gezip görecek bir yer, ne de bakacak düzgün kız vardır ortalıkta.
(bkz: bir izmirlinin askerlik anıları)
normal bişeydir. öyle çok takılmamak lazım. her yer kadar sıkıcı, her yer kadar eğlencelidir. hiç ezel izlememiş biri olarak "önemli olan şehir değil, eş dosttur yeğen" diyorum.
hava hep çok soğuk o ayrı.
en fahiş fiyatlarda doğalgaz faturası ödemektir.gri renginin anlamını herkesten iyi bilmek, hergün onlarca samimiyetsiz, asabi surat görmek, apaçi gerçeğiyle içiçe yaşamak zorunda olmak, belli başlı bir iki cadde hariç takılınabilecek doğru düzgün mekan görememektir.aralarında 500 km bulunan iki şehir arasına 5 yılda hızlı tren yapılırken, kıçı kırık iki ilçe arasına bir metro istasyonu kurulacak da biraz olsun rahat edeceksiniz diye 10 yıl beklemektir.yaz aylarında haftanın en az iki günü suyunuzun kesilmesidir.başkent olmasına rağmen, dünya çapında hiç bir starı şehrinizde görememek, bu yüzden istanbul a bilet alıyor olmaktan utanmaktır.her kilometre başı belediyemiz çalışıyor.ankaralılar hakediyor pankartları görmenize rağmen yapılan şeyin sadece üst geçit ve ya park olduğunu farkettiğinizde lanet okumaktır. **
" ay çok resmi şehir. sanki her köşeden takım elbiseli biri çıkacakmış gibi geliyor. ayrıca denizi falan da yok, havası da kuru. nasıl yaşıyorsunuz burada? " gibi daha bir çok insanı çıldırtan cümleleri duymaktır.
