2005 senesinde üniversite için gittiğimde kesinlikle başaramayacağımı düşündüğümdür. okulu bırakıp istanbula dönmüştüm. şimdi bir marmara üniversitesi öğrencisi olarak diyorum ki keşke ankaraya biraz şans tanısaymışım. ilk başta ne ankara beni anladı ne de ben ankarayı ama şimdi ben anlıyorum...
aşık olmaktır, ankara'da yaşamak. evinize, işinize ya da okulunuza gitmek için tırmanmanız gereken dik yokuşlar ve zorlu engebeler, aşıkken yaşadığınız zorluklar gibidir. o yokuşları çıkarken aşkın zorluklarını aştığınızı hissedersiniz. her sabah işe ya da okula giderken trafiğe yakalanmanız işten bile değildir. gideceğiniz trafiğe yakalanmadan gidiyorsanız, o günü günden saymazsınız, tıpkı sevdiğinizin sesini duymadığınız günü günden saymadığınız gibi... "gönlüme senden başkasının hayali girmesin diye başım hep yerde yürüyorum" dediğinizde, "geçen yanımdan geçtin ama hiç fark etmedin" gibi arkadaş sitemlerine cevap verememektir ankara'da yaşamak... gönlünüzü başka hayallere kapatmışsınızdır ama yine de sitemlere düçar olursunuz.
sevilmeden sevmeye mahkum olmak, karşılıksız aşık olmaktır ankara'da yaşamak...
Ankara'da yaşamak gibisi var mıdır?.Bir kere insanları asla ama asla soğuk değildir,yardım severdir,başınıza bir iş gelse yolda şurada burada el uzatır illa ki biri neden mi?,Anadolu kültürüyle yoğurulmuştur buranın insanı çünkü.Kaleye çıkıp bir bakarsın Ankara'ya işte o zaman aşık olursun Ankara'ya.Sonra aşkları Ankara'nın...Öyle istanbul'un izmir'in aşkları gibi değildir,sevdiğini bir dakika görebilmek için it gibi beklersin Barış Manço'da Botanikte,okuldan kaçtığında paran olmadığı için cola çekirdek yaparsın seğmenlerde,ayazı yakar yüzünü belki ama sevdiğinin nefesi değsin tenine yeter ki
yetersiz altyapı sebebiyle her sabah konya yolunda dehşet bir trafiğe takılmak, polislere ev sahipliği yapması amacıyla kapatılan güvenpark'ta dolmuş, otobüs aramak, hiç haber verilmeden su kesintisi yaşamak yetmezmiş gibi aynı anda kısada olsa elektrik kesintisi yaşamak, bunca verdiğiniz vergiye, ödediğiniz zamlı faturalara rağmen hiçbir hizmetten faydalanamamak, onun yerine her gün evinizin üzerinde gece gündüz uçan polis helikopterinin sesine maruz kalmak, paranızla gelecek nesillere şiddet uygulandığını bilmektir.
ha su kesintisine rağmen nispet yapar gibi yağmurlu havada orman bakanlığı'nın bahçesini sulayan adamı seyretmenin verdiği tarifsiz hazzı da unutmamak lazım.
kuruttunuz lan bizi şerefsizler, öldürdünüz.
sonra da elime taş geldi dediniz. kaçtınız.
Sevgiliye göre özgürlüktür ankarada yaşamak.
bana göre ise onlarca şehir içinde manchester ve londra'da dahil yaşanılabilirliği en yüksek şehir olmasıdır ankarada yaşamanın yegane sebebi.
Bir şehri çevresinin değil anıların ve arkadaşların güzel kılacağını anlatan şehir. Varsın denizi olmasın bir kaç parkıyla güzel gelmeye başlamıştır. Bir öğrenci için aşırı derecede sıkıcı olabilecek bir yer olsa ve yine gezip görülebilecek yerleri az olsa dahi rahat ve düzenli olan şehirdir ankara.