tüm o ankara, o güzelliği size veren şehir ayaklarınızın altındayken, tasarlamadan, sadece hissederek
'bu şehirdeki insanların hepsi birleşse seni benim kadar sevemez'
demek.
fakat bu cümleye sen sevmeyi ne bilirsin cevabını almak.
sakarya caddesine gitmemektir. zira saat 23 sularında çiftlerden erkek olanı tekme tokat dövülüp kız arkadaşı taciz edilir, ardıncan bir şey olmamış gibi özür dilenip gönderilebilirsiniz. **
+tunalı, arjantin, park, bahçeli gibi yerlerdeki mekanlarda yemek yemek, birşeyler içmek
+botanik park gibi ankara'nın yıllanmış parklarında gezmek
+hamamönü gibi tarihi mekanlarda gözleme-ayran yapmak
+kızılay'da rock barlara takılmak
+çankaya sırtlarından ankara manzarası izlemek
ve daha sayılamayacak nice aktivite.
başka şehire gitmek, eve kapanmak gibi malca beyanatlarda bulunanları da takmamak ayrıca. ankara gibi yerde aktivite bulamıyorsan senin hayat anlayışına sıçayım. bu şehirde aktivite bulamayan açık söylüyorum şanzelize kafe tayfasından başkası değildir. kendilerini de hergün istanbul bebek'te zannederler şimdi. ehe.
ankarada yaşayip her seferinde ah istanbul diye iç çeken daha da doğrusu istanbulu yücelteceğim diye Ankara'yı itin götüne sokmaya çalışanlara nedense s.kt.r olup giderseniz istanbula mutlu olabilirsiniz belki dmek geliyor içimden ama demeyeceğim kalpleri kırılır sonra her şehir için aynıdır genellikle seversen orayi koyayım istanbulun g.t.ne denizine Ankara da aynı şekilde biz saygıdeğer Ankara sevdalıları için ben Ankaramla zaten mutluyum sen şehri sev bak ondan sonra yapılacak neler yokki.
edit:istanbula diğer şehirlere nazaran sebebini anlayamadığım ayrıyetten bir garezim öfkem var yazım bir sert olmuş olabilir .
tunalı hilmi de bulunan elizin pastahanesinin sağından yukarı doğru çıkarken sol tarafta sarmaşıkların içerisinde bulunan minik bir cafe var, ismi sardunya. cafenin yanında çok güzel şaraplar satan bir şarapçıda bulunmakta, bu minik kafede sonbahar akşamları fransız müziği eşliğinde sıcak şarap içebilir, romantik dakikalar yaşayabilirsiniz.
gece 2 de gölbaşı yolundan ankara sınırına kadar gidip sağa çekip , arabanın üstünü açıp sadece ayışığının altında ve ıssızlığın ortasında sevişmek.
eymir gölüne gidip plajdaymış hissi yaşamak , balık ekmek yemek , bisiklete binmek.
kar yağdığında alışveriş yaptığınız poşetleri kayak olarak kullanıp birbirinize sarılarak kaymak. kara yatırmak ve karda boğmaya çalışmak , içine kar atmak.
ankamall de sinemaya gidip sarılarak film izlemek sıkı sıkı ele ele tutuşmak dakikada bi kere birbirinize bakıp hınzırca gülümsemek.
dilek fenerleri yakıp göndermek ve öpüşmek.
çukurambarda yemek bi sürü mekan var her zevk için ayrı.
odtü ormanında yürüyüşler .
mogan da mangal.
panora da alışveriş.
bahçelide kahvaltı.
ayrıca ankara kalesinde şarapla güneşi batırmak.
kızılaydan tiyatrolara kadar yürümek.
d&r da kitap bakmak bakarken dalmak kaybolmak sonra sarılmak.