louis cyphre (robert de niro) bir avukat olan harry angelı (mickey rourke) johhny favorite adlı elemanı bulması için tutar. elindeki ip uçlarıyla harekete geçen harry, johhny ye yaklaştıça kendinden nekadar uzaklaştığını farkeder ve sonunda kabullenemediği gerçekle yüzyüze gelir.
filmin son 15 dakikası
mickey rourke un oyunculuk konusunda tavan yaptığı bölümdür ayrıca izlerken koltuğa yapışıp kalmanızı da sağlar. daha sonra canınız sıkılsıkça filmin son 15 dakikasını tekrar tekrar izlersiniz.
3 gündür izlemeye çalıştığım fakat yoğun iş temposu sebebiyle henüz tamamını izleyememiş biri olarak şu yorumu yapabilirim ki ; zencilerde ne güzel saç var lan öle kıvır kıvır *
epiphany ve hanry angel'ın sevişmesi sırasında odanın duvarlarının kan rengine boyanması ve araya giren saniyelik toplu seks görüntüleri filmin ilginç sahneleridir. de niro az ve öz görünmesine rağmen karizması ile "şeytan dediğin böyle olur arkadaş " dememize sebep olmuştur.
gösterinin yalnızca gösteri olduğu, ne kadar güzel olsada, duygusu ile ilk tanıştığımız zamanlardı, küçüktük işte enikonu.
bir aile vardı. daha sonraları çok zor olduğunu anlayacağımız, bir yaşam standartı ile yaşayan, eğitimli hepsi, rengarenk kıyafetler giyen, orta halin üzerinde, ve hepsi siyah olan. bir amerikan ailesi. 'cosby' ler.
o ailenin güzel, hanım hanımcık, mazbut belki, kızı oynuyordu bu film de.
o öldürücü vuuduu dansını yapan da o idi, o çok muhterem bay seksi ile, insanı utandırtacak kadar sert ve kontrolden çıkmış olarak düzüşende.
öğrenecektik ki, illuzyon diye bir şey vardı gerçeğin üzerine giydirilebilen.
öğrenecektik, o nun, yüzünün hemen üst köşesinden, şöyle tırnağınızla biraz kavlattığınızda, ayrışan ve soyulabilen bir şey olduğunu, yüzeyinden, güneş yanığından su toplamış sırttan soyulur gibi.
fakat illuzyonun gerekli olduğunda karar kılıp sonra,
tırnaklarımızı haşlanmış yumurta soymak için uzatacaktık,
filmi beraber izlediğim tüm arkadaşlarımın sevdiği, bir tek benim sevemediğim, tamam şimdi kopacak film, yok olmadı şimdi falan diyip diyip filmi bitirdiğim filmdir. ama yine de robert de niro'nu uzun tırnaklı şeytan halini izlemek için katlanılabilir diye düşünüyorum.
Gerçekten dahice yazılmış bir senaryoya sahip, en ufak ve en dikkat edilmeyen andalarda bile her şeye dikkat edildiği malumdur. Rourke dökütürmektedir, De Niro mükemmeldir. Tabi aralarında sorun felan olmuşdur o ayrı konudur. Neyse bu filmi eğer sevmediyseniz bence bir çok kez izlemelisiniz ki o ufak ayrıntıları yakalayabilesiniz en azından. Mükemmel ötesi bir başyapıt.
arkadaşım şeytan filmindeki yumurta muhabbetine esin kaynağı olmuş, efsane film. Keşke Robert De Niro daha da uzun gözükseymiş dedirtti. Çünkü Mickey Rourke'un aşmış oyunculuğuna rağmen, De Niro çıktığı anda, izleyiciyi hipnotize ediyor, çok açık. Bunun dışında ışıklandırma ve görüntü yönetmenliği gerçekten çağının (80's) ötesinde bir film.
87 yapımı gizem-gerilim filmi. beni izlemeden ilk çeken tabiki de robert de niro'ydu. ama film öyle böyle bir film değil. filmin yarısına kadar suç-gizem gibi ilerlerken ikinci yarıda ritüellerin gösterilmesiyle başka bir boyut olduğunu anlıyorsunuz.
spoiler, johnny favorite için filmin başında yüzünün değiştiği ve tamamen sargılı olduğu söyleniyor, filmin sonunda ise johnny'nin bir askerin kalbini yediği ruhuna sahip olduğu ama görünüşünün aynı kaldığı söyleniyor. bu ikisi arasındaki bağlantıyı anlamam bir haftamı aldı. öyle de bir filmdir yani.