Türküm,doğruyum çalışkanım. ilkem,küçüklerimi korumak,büyüklerimi saymak,yurdumu,milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm,yükselmek,ileri gitmektir. Ey Büyük Atatürk,açtığın yolda,gösterdiğin hedefe,durmadan yürüyeceğime and içerim. Varlığım,Türk varlığına armağan olsun. Ne Mutlu Türk'üm Diyene!
başlığı gördüm geçmişe ışınlandim ilkokuldayken herkes andımızı okumak için can atardı bi müdür yardımcısı vardı hep beni bulurdu gel kara oğlum sen oku diye ben de çıkar höyküre höyküre okurdum yeni nesiller tadamıyor bu zevki swh keşke kaldırdıktan sonra yerine düzgün birşey koysalardı.
Şimdilerde milliyetçi geçinen Aktroller, gazeteci kılıklı yalamalar andımız kaldırılırken sesleri çıkmıyordu, bunları mezar kabul etmez, okadar iki yüzlüler.
türk halkının çok az tepki gösterdiği olay, belki bir "tc" ibaresinin kaldırılması kadar tepki görseydi şuan hala çocuklarımız andımız ile büyüyor olabilirdi.
andımız kaldırıldığında lisede idik.
var olduğunda lisede okunmaz idi, hatırlarsanız. ilk ve ortaokullarda okutulurdu.
lisede atatürkçü, milliyetçi müdür yardımcımız, tarih ve coğrafya öğretmenlerimizin de bize arka çıkmasıyla bir hafta boyunca o 'kaldırılan' andımızı bağıra bağıra okumuştuk her sabah.
ümmetçi olan, atatürk'ü sevmeyen edebiyat hocamıza selam olsun.
evet hocam hala 'ne mutlu türk'üm diyene!'
Bunu yapanlar devlet bahçeli'yi artık kasetleriyle mi yoksa başka bir olay mı bilinmez tehdit edip milliyetçiliği ayaklar altına almasına sebep olurken aynı zamanda gidip başka ülkeyle kavga edince milliyetçilik taslıyorlar. işlerine gelirse tabii.
Bugün bir ilkokulunun önünden geçerken aklıma geldi. Tabii ya, dilekolay 8 sene her gün, Her sabah okuduk biz bu paragrafı. Aradan çokça zaman geçti ve hala unutmuş değilim. Unutmam, unutamam... o zamanlar ne kadar sıradan ve basit gelirdi çocuk aklımıza. Bir rutin halini aldığından belkide, hiç sorgulamadan, üzerinde düşünmeden okur geçer ve sonra sınıflarımıza dağılırdık.
Bizim bu okuduğumuz nedir? Neyi amaçlar?.. hadi biz bu soruları ve cevaplarını düşünmezdik, çocuktuk çünkü aklımız oyun-oynaştaydı fakat ya öğretmenler?.. Bu amına kodumun çocukları niye bir gün olsun, türkçe dersinde zamirden, sıfattan önce bize, bu her gün okuduğumuz şeyin anlamını ve önemini açıklama gereği duymadılar?..
Hiç anlamadık biz o sözleri ve önemini. Her gün boşuna yemin ettik: "ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yuruyecegime... and içerim!"... diye.
Neden mi? Çünkü ülkemizin haline bakıyorum da: biz hiç Atatürk ün açtığı yolda, gösterdiği hedefe ilerler gibi görünmüyoruz... Aksine tam tersini yapıyoruz. işte bunun en büyük sebebi, o zaman ki öğretmenlerdir. Hadi lan ordan öğretmenlerin ne suçu var diyecek olursanız suna dikkat çekmek isterim,
Bkz Atatürk yine demiş ki:
"Öğretmenler; Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır…"
bizi yetistiremediler çünkü günümüz öğretmenleri eğitimi bir kutsal dava olarak görmüyorlar. Sadece iyi maaşı var, tatili var, sırtında devlete dayalı ohh miss kafasındalar.
Uzun Lafın kısası belkide iyi olmuştur kaldırılması: kimsenin önemini anlamadığı ve hiçbir öğretmenin öğrencilerine aşılamadığı bir paragrafı her gün boştan yere okuyup durmaktansa, okumamak daha mantıklı.
Okula başlarken okuduğumuz, severek bağırdığımız, Türküm, doğruyum, çalışkanım dediğimiz ve bir siyasetçinin üç kurusluk egosunu tatmin etmesi için kaldırmış olduğu, canım Andımız..
Türk değilim , her allahın günü varlığımı türk varlığına armağan edip yemin ettirilmek ve en sonunda da ne mutlu türküm diyene saçmalığını söylemek zorunda değiliz. Asıl ihanet kimliğini, olduğun kişiyi inkâr etmek değil mi ? Zaten yaşadığım şehirde ilkokul 1. 2. Sınıftan başkası okumuyordu , onlar da anlamadığından.