devlet olmasaydı katliam olur diyenler tarih kitaplarında defalarca katliam okumuştur. en sistemli katliamlar da devlet tarafından gerçekleştirilmiştir.
devlet kanla kurulur ve kandan beslenir, kan sürsün diye sürekli düşman yaratır ve onu yok etmek için bahaneler üretir. bu yüzden savaşlar asla durmamıştır. devletler çünkü sürekli daha güçlü olmaya çalışırken diğerlerini güçsüzleştirmeye çabalar.
ütopya olduğu da tartışmalıdır, sonuçta bataklıkta büyüyen biri yeşilliği ne kadar hayal edebilir?
işte insanlara ütopya gelmesinin nedeni budur.
ben insanların yönetilen sürüngen olmayı reddetmedikçe asla hakkettiği şekilde yaşayacağını düşünmüyorum. anarşizmi kaos, terör gibi gösterenler de hainlerdir. ispanyada anarşistler şiddete girişince ilk anarşist hareketten tepki çekmişlerdir fakat devletin sonsuz insan öldürmeye programlanmış silahlarına karşı mecbur şiddete girişmiştir.
ayrıca devlet yapısı gereği faşist olduğu için yönetimi kim ele alırsa alsın bir süre sonra bir öncekinin aynısı olacak ve bu sonsuz döngüde dünün mağdurları yarının zalimleri olup saçma sapan bir çıkmazda kendini bulacak.
Eğer bir anarşizm olacak ise 'elisit' olmalıdır ve bu da toplumun tüm kısmının 'elit' olmasından geçer. Toplumun tüm kısmının elit olması için de güzel bir eğitim lazımdır. O eğitimi de verdikten sonra saydıklarım zaten kendi kendini izleyerek anarşizme ulaşacaktır.
kendi içinde çelişen sistem. biri bana haydi yakıp yıkmaya gidiyoruz dese "bana ne yapacağımı söyleme" der ve kafa atarım. sonuçta bu da bir anarşist tavır.
insan tarihini,fizyolojisini,psikolojisini ve biyolojisini bilmeyen hayalperestlerin savunduğu ideoloji. Uygulanabilir olduğu tek yer ütopyalarda ki dünyadır.
Böyle bir ideoloji hiçbir zaman dünya yüzüne gelmemiştir. Hee geldiyse de o da taş devri zamanında olmuştur. Anarşizmin tek amacı kaos ve yıpratmadır. Bu ideolojiye sahip bireylerde sürekli saldırgan tavırlar sergilerler. Burada adı lazım değil birtakım yazarlarda da vardır. Yapılması gereken tek şey hücreye kapatıp güneş yüzü görmemelerini sağlamaktır.
dünya üzerinde şöyle bizden uzakta bir ülkede hakim olmasını istediğim görüş.
diğer tüm görüşler hakkında tahminlerim varken, anarşinin hakim olacağı bir toplum düzeni hakkında net şeyler söyleyemiyorum.
orman kanunlarının geçerli olacağı, güçlünün kazanacağı ve pek çok hizmetten yararlanılamayacağı bir durum gibi görünse de; tam tersi de olabilirmiş gibi gelmekte.
kaosla nasıl bir huzur ortamı yapmayı planladılar? devlet olmasa nasıl bir mekanizma ile düzen kurulabilirdi? bilemiyorum.
insanlık bilinci bu hızla geliştikçe 100 yıl içinde evrensel olarak geçileceğine inanıyorum. insanlık Devletlerden er ya da geç kurtulacak. Tarih buna doğru hızlı bir şekilde evriliyor. Artık insanlar için devlet değil birey öncelikli hâle geldi. Ve bu bilinç yıllar içinde katlanarak artacak.
Bence tek sorun; liberalizm sayesinde yavaş yavaş mı olacak yoksa sol ile mi.
Liberalizm ayağını kanada'da görmek mümkün. Devletin en az hissedildiği ülke, ve insanları en mutlu olan. Öteki kuzeylilerde de çok benzer durum. Kanada ismi ortadan kalksa dahi, bu devletsizliği içselleştirip anarşist konferansyonlara pek âlâ geçebilirler.
ahlak dışı bulduğu devlet düzenini yıkmak için, anarşist ihtilali ve şiddete başvurmayı öğütler.insanlığa en aykırı ve zalimce görülen yollar bile, devleti yıkmak gibi yüce bir amaca ulaşmak için kullanıldığında, kabul edilebilir. aslında devleti yıkan bir anarşist ihtilalde, eski düzeni destekleyenlerin karşı koymalarından ve halkın ihtilal öncesi devirlerin zorbalıklara duyduğu kinden dolayı, bir miktar kan dökülmesi kaçınılmaz bir sonuç olacaktır.
anarşist ihtilal, evrensel bir ihtilal olacak ve bundan sonra, evrensel bir anarşist toplum kurulacaktır.
devrim, kitlelerin kendiliğinden hareketi olmalıdır.siyasal önderlerin ya da disiplinli askeri örgütlerin hareketi olmamalıdır.eğer böyle olursa, devrim sırasındaki siyasal ya da askeri üstünlük devrimden sonra bir örgütlü oligarşi biçimini alarak, kaçınılmaz olarak sınıf diktatörlüğüne yol açacaktır ki bu, bir kötünün yerine başka bir kötünün iktidar olmasıdır.
devrimden sonra eski düzenin izleri silinecek, mal, mülk işçilere dağıtılacaktır.eski siyasal otoritenin bir başka biçimde canladırılmaması için, proletarya diktatörlüğü eğilimine karşı çıkmak gerekir. kollektivist anarşizmin amacı devleti ele geçirmek değil, onu yok etmektir.
devrimden sonra kurulacak yeni ekonomik düzende, gönüllü işbirliği ilkesine göre kurulan yeni kuruluşlar, üretim araçlarını bireylere ve derneklere verimli kullanmaları koşulu ile ücretsiz, ödünç olarak vereceklerdir.ekonomi dışında da işleri, tabandan üste, mahalli örgütünden uluslararası birliklere kadar örgütlenmiş, gönüllü katılmaya dayanan dernekler yöneteceklerdir.
Anarşizm, yeni toplum örgütlenişinin ayrıntılarına, bilinçli olarak girmez.yalnızca, tanrının varlığı batıl inancı ve devletin bozucu, çürütücü baskısı kalkınca, tüm olgunluğu ile su yüzüne çıkacak olan insanın dayanışma güdüsünün, işleri en uygun biçimde yoluna koyacağına inandığını söyler.böylece yeni toplumu, "insanın dayanışma güdüsü" gibi psikolojik bir temele dayandırmış olur.
Liberter Sosyalizm demektir. Bütün anarşistler sosyalisttir. Proudhon, Bakunin, Kropotkin ve bireyci Anarşist Benjamin Tucker dahil kendini sosyalist olarak tanımlar. Bu kaynaktan okuyabilirsiniz https://tr.anarchistlibra...library/anarsist-sss-2007
"Bizler sosyalizm olmadan özgürlüğün ayrıcalık ve adaletsizlik olduğuna, ve özgürlük olmadan sosyalizmin kölelik ve şiddet olduğuna inanıyoruz." Mihail Bakunin
Başlığa bilgisi olmayan herkes yazmış. Sosyalizm üretim araçlarının onu kullanan kişiler (işçiler) tarafından kontrol edilmesidir. Yani devletçilik değildir. Ve anarşizm devrimci bir ideolojidir. Ki tarihte yaşanmış bütün anarşist toplumlar devrimci anarşistler sayesinde gerçekleşmiştir. Anarşizm sosyalizmin en sol kanadıdır.
Bakunin anarşizmi devletsiz sosyalizm olarak tanımlar.
Anarşistlerin savunduğu sosyalizm özgürlükçü "Liberter Sosyalizmdir". Marksist-leninist Sosyalizm ile alakası yoktur.
"Bizler sosyalizm olmadan özgürlüğün ayrıcalık ve adaletsizlik olduğuna, ve özgürlük olmadan sosyalizmin kölelik ve şiddet olduğuna inanıyoruz." Mihail Bakunin
