kıbrıs'tan toros'ları görebilme ihtimali anamur dan kıbrıs ı görmekten daha yüksektir.
-hem toroslar beş parmaklara göre daha yüksek,
-hem de kuzey kıbrısa pek kar yağmadığından, dağı da kendini toroslar kadar belli edemiyor. *
loch ness canavarı ya da yerlisiyle van gölü canavarı gibi bir efsane. kıbrıs'ı göreceğim diye onca saat beni hunharca anamur'a götürmüşlükleri vardır arkadaşların. hava güneşliymiş, yağmurluymuş, berrakmış, şu bu. her haliyle gördüm ben anamur'u da kıbrıs bir bilinmez hiçliğin ardına saklandığı yerden güzel yüzünü göstermedi bana.
yarın öbür gün biri çıkıp hacı valla kar yağarken gözüküyor falan diyecek, işte o zaman ben o anamur'un meşhur muzunu ne yapacağımı çok ama çok iyi biliyorum. soyup yiyeceğiz tabii ki, ya ne olacağıdı?
havanın berrak ve güneşli olduğu bir sabah, gördüğüm karaltının beşparmak dağları olduğunu idrak ettikten sonra mümkün olduğuna inandığım önerme. 10 senedir her yaz tatil için anamur a giderim ama görmek ilk kez geçen sana nasip oldu. bilenler bilir anamur da dragon çayı nın denize kavuştuğu yerde balıkçı barakaları var. her sabah arabamla taze balık almak için erkenden giderim. tekne saat 8-9 gibi gelir, balıklar ağdan çıkarılıp kovaya atılır, tarttırıp parası neyse verirsiniz. sonra pulluya gider, mangalınızı yakarsınız. denize karşı biranızı yudumlarken bembeyaz balık etini de löp löp götürürsünüz. neyse konuyu dağıtmayalım yine tekneyi bekliyorum, o sabah hava açık. biraz yılmaz kaptanla sohbet ettik sonra o işine devam ederken ben de plajda oynayan çocuklara ve denize bakıyorum. ufukta bir karaltı gördüm. büyük bir gemi olacağını düşündüm ama dakikalar sonra baktığımda karaltının aynı yerde durduğunu görünce hassiktir! demek doğruymuş amk. dedim ve hemen yılmaz kaptana koştum. kaptan "bunlar beşparmak dağları olmasın" sakın dedim. kaptan "ta kendisi ya! buraya ilk gelenler pek inanmaz göründüğüne ama görünce de göt olur kalırlar özellikle de bu konuda taşşak geçen uludağ sözlük yazarları" ben de taze balık dolu poşetimi aldım ve bana bu hayat dersini veren yılmaz kaptanın sözlerindeki ulvi manalarını düşünerek arabama bindim.
vakit ikindi, hava açıksa, beş parmak dağlarının silüeti görülerek başarılan eylem. kıbrıs'ı görmek derken caddelerini görmek demek istememiş kuşkusuz yazar.
gerçekten olur mu öyle şey canım derken şahit olunan gerçektir. hatta kıyıdaki ışıklar da az biraz görünür. mısır'ı görmeye gelince eline alırsın hubble'ı marduk'u bile görürsün.
nisan ve mayıs aylarında daha kolay gercekleşen olaydır. havanın o dönemde daha berrak olmasından kelli beş parmak dağlarını ucundan azcık görmek mümkündür. rivayet ya da hurafe değildir. bilakis gercektir.
