anadolu

entry211 galeri30 video2
    211.
  1. ideolocya Örgüsü'nden:

    "Anadolu... Bozkurdun bir dere kenarında gümüş sulara dalıp gözlerindeki tılsımlı ateşi seyrede ede, içli ve mütevekkil bir söğüt ağacına istihale ettiği (mübarek) diyar...

    Anadolu... Türkün, gerçek ruh ve muhtevasını bulur bulmaz seyyarlıktan sabitliğe geçtiği ve ruh vataniyle içiçe yeryüzü vatanını kurduğu büyük mâna çerçevesin

    Anadolu... Kıt’alar arası tarihî hesaplaşmaların geçit meydanı, medeniyetlerin sergi evi, mahrem ve muazzam Asyanın, Avrupa’ya bakan cumbası...

    Anadolu... Putların ve salîbin binbir cümbüşü arkasından kendisini topyekün hilâle teslim eden ve onun dâvasını bütün dünyaya şâmil bir (aksiyon) halinde güden aslî ve asîl unsur kadrosu...

    Ve nihayet Anadolu... Tarih boyunca cihanın en büyük mâna ve madde imparatorluğuna dayanak vazifesini gördükten sonra, dört asırdır öksüz, mazlum, harap ve mahrum yaşayan; bir asırdan beri de ihanetlerin en acıklısına uğrayan, derken ananevî tahammül ve tevekkülünün üstünde ruh eşkiyasının çatı kurduğuna şahit olan misilsiz çile ve işkence arsası ...

    Halbuki Anadolu; şehitler toprağı, gaziler bucağı, velîler ocağı...

    Nihayet Anadolu, her taşında bir Yunus Emre’nin oturduğu, her yolundan bir Yunus Emre’nin geçtiği, hak âşıklarının yurdu ki, minareleri, evleri, rüzgârları, ırmakları, kağnıları ve kalbleri hep “Allah Allah!” sesleriyle uğuldamakta...

    Böyleyken, Anadolu; suları bile “Allah deyu deyu” akarken, tam 65 yıldır kendi iradesiyle başa geçtiğini iddia eden istismar idarelerinin esiri olmak gibi, hayal ve efsaneye sığmaz bir gözbağcılığının, hokkabazlığın zebunu...

    Anadolu’nun yine 65 yıldır beklediği, böyle bir Anadolu görüşü ve en üstün milliyetçilik halindeki böyle bir Anadoluculukla, ona, kendi kendisini, kendi uktesini, kendi kökünü göstermeye, kendi özünü ve yemişini kuvvetlendirmeye, sırlarını çözmeye ve dostlariyle düşmanlarını tanıtmaya memur, büyük fikir hamlesidir.

    Suları bile “Allah deyu deyu” akan vatanın, o mukaddes emanet çerçevesinin “Harîm-i ismet” inde, Anadolu, düşmanlarını boğacak şuura yükselmedikçe, bilerek veya bilmeyerek, Firavunların ehramlarına taş taşıyan esirlerden farksız yaşayacaktır. “Harîm-i ismet”te boğulmasıyla, Anadolunun ve Anadolu ruhunun büsbütün boğulması arasında, ihtimal payı olarak hiçbir mesafe kalmamıştır. “Olmak mı, olmamak mı; işte bütün mesele!..”

    Annelerin gittikçe unutkan, habersiz ve nebat hayatına namzet yavrular doğurduğu ve aziz mânaların gittikçe ışıkları sönük bir liman gibi arkada kaldığı bu hengâmede, sahipsizliğine rağmen ulvi bir sezişle hakkı gördüğünü birkaç yıldır belli etmiş bulunan Anadolu, elbette ruhî istiklâl veya buna bağlanması değil, mücerret bir hasretle yanması yeter! Sadece şuur! ...

    Hasret, vuslatın yarısıdır. iste ki, olsun!."
    0 ...
  2. 210.
  3. Asya'ya bağlı bir bölgedir.
    1 ...
  4. 209.
  5. 208.
  6. güzeldir . herkes şikayet etmiş . biz de
    iyi taraflarını yazalım .
    * yarımadadır . yani üç tarafından düşman
    gelmesi zor .
    * dağlıktır . savunması kolaydır .
    * ortalama bir iklimi vardır .
    bakarsan bağ olur , bakmazsan dağ olur .
    2 ...
  7. 207.
  8. binlerce yıldır kan döktüğümüz ve vatan yaptığımız topraklar.
    0 ...
  9. 206.
  10. ne demek maden rezervi yok kardeşim, izlemediniz mi haberlerde söyledi lozan bitince bir sürü maden çıkaracakmışız.
    0 ...
  11. 205.
  12. Genel olarak söylüyorum;

    Her köyü, Her ilçesi ayrı dedikodu doludur.

    Kimse kimseyi sevmez, başkasının çocuğu daha başarılı olsa hasetlenir. Mutlu insanı, eğlenen insanı kınarlar.

    Kendi anneannemden biliyorum, yahu kadın cennete gidecem diye günde 8 kere namaz kılıyorsun, komşunu sevmezsin, köpeği sevmezsin, kendinden başka kimseyi düşünmezsin. Dışardan baksan tontiş bir nenesin ama değil…

    Valla ben olsam seni cennete almam.
    3 ...
  13. 204.
  14. Anadolu; yüzü güzel içi fesat, yosma bir kadına benzer. Davulun sesi uzaktan hoş gelir ama içi milyon beterdir. Ulan Selçuklu imparatoru Alparslan, alacağın olsun yaktın bizi. Keşke islam'ı kabul edip Hazar'ın aşağısına ineceğin yerde Macarlar gibi Hristiyanlığı kabul edip Hazar'ın yukarısına çıksaydın tarih bambaşka olurdu...
    Zaten standart göç yolu da Hazar'ın kuzeyidir. (bkz: hazar'ın güneyinden yardıran öküz horasanlı)
    0 ...
  15. 203.
  16. Çok da mükemmel bir coğrafya olduğunu düşünmüyorum.

    Ortadoğu'ya yakın ama yer altı kaynakları sınırlı,
    Ortadoğu'ya yakın olduğu için tüm gerilimin içinde,
    Su fakiri,
    Deprem bölgesi,
    Kıyı bölgeleri dışında iklim kurak,
    Kıyı bölgeleri dışında ekilebilir tarım arazisi sınırlı,

    Kıyı kesimleri olmasa orta Asya'nın daha avantajlı olduğunu bile düşüneceğim neredeyse.
    1 ...
  17. 201.
  18. anadolu’nun doğusu kadar batısı, kuzeyi kadar güneyi, mevcud sınırlar içinde olsun olmasın her karış toprağı bizimdir.
    biz, anadolu insanını bölüp ayrıştıranların düşmanı, birleştirip bütünleştirenlerin dostu olarak, “doğsun büyük doğu, benden doğarak!” (nfk) ve “yeni dünya düzeni buradan başlasın!” (sm) diyenleriz.

    akademya dergisi
    1 ...
  19. 200.
  20. tandoğan'ın kimsenin kullanmadığı, sonradan değiştirilen ismi.
    1 ...
  21. 199.
  22. türklerin orta asya ile birlikte iki yurdundan biridir.
    üç kıtanın kesiştiği bir yarımada olması ve daha ılıman bir iklime sahip olması yönüyle orta asya'dan çok daha cezbedici bir konuma sahiptir.
    2 ...
  23. 195.
  24. türkiye cumhuriyeti'nin asya kıtasında kalan topraklarına verilen isim.

    esasen anadolu, asya kıtasında bir yarımadadır ve bu yarımadanın coğrafi sınırları şöyledir;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2150708/+

    "anadolu" ismi, yunanca "güneşin doğduğu yer" anlamına gelen "anatolia" sözcüğünden gelir.
    bizans döneminde ise bugünkü iç anadolu ve doğu akdeniz bölgelerini kapsayan eyaletin adı; anatolikon'dur.
    anatolikon da kelime anlamı olarak; doğu'daki idari merkezler anlamına gelir.

    anatolia ve anatolikon kelimelerinin kökeni ise natolia'ya dayanır.

    natolia, roma imparatorluğu ve erken doğu roma dönemlerinde taşra olarak kabul edilen ülkenin doğu topraklarıydı.
    bu natolia tanımı aslında dini bir tariftir.
    roma imparatorluğu hristiyanlığı "resmi din" olarak tanıdığı sırada anadolu'da hala pagan inançlar varlığını sürdürüyorlardı, bu yüzden özellikle bizans, ortodoks ekümenikliğine dahil olmayan bu toprakları taşra olarak tanımlamış, anadolu'da hristiyan birliği sağlandıktan sonra da bu bölge taşra olmaktan çıkarılmış ve yunanca'da olumsuzluk anlamı veren "a" ön eki verilerek natolia, anatolia'ya dönüştürülmüştür.

    bakınız jan janszoon van haarlem'in (yani küçük murat reis) 17. yüzyıl haritasında anadolu, "natolia" olarak tanımlanmış;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2150709/+

    17. yüzyıldan başka bir haritada coğrafyacı pierre mortier de anadolu için natolia terimini kullanmış;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2150710/+

    türkler ise anadolu'yu coğrafi olarak "rum" olarak tanımlamışlar, anadolu ismi yerine "anatoli" ifadesini kullanmışlardır.

    osmanlı'da bildiğimiz anadolu eyaleti osmanlı kayıtlarında "eyalet-i anatoli" olarak geçer.
    buyrun osmanlıca yazılışı;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2150711/+

    işte "anadolu" kelimesinin nereden geldiğini hala bilmeyen ve uydurma şeyler söyleyen devlet büyüklerimiz var hala ne yazık ki.

    anadolu'nun etimolojik kökeni;

    natolia--->anatolia--->anatolikon--->anatoli--->ve nihayet anadolu'dur...
    1 ...
  25. 194.
  26. yükselmek anlamında olan kelimedir. evet.
    0 ...
  27. 193.
  28. 191.
  29. anadolu anadolu
    her tarafı çomar dolu.
    2 ...
  30. 190.
  31. 189.
  32. Özlenen, burunlarda tüten. Peki neyi özlüyorum, köyümü mü? Benim köyüm bile yok aslında. Kırsaldaki evimizi mi? Hayır, doğma büyüme şehir merkezlerinde yaşadım, apartmanlarda yetiştim ben. Daha bir kez olsun elim bir tavuğa veya bir ineğe değmemiştir.

    E peki anadolu'yu, imgelerle hafızamda kendine yer edinmiş uçsuz bucaksız burçak tarlasını, yüzümü bir ana şefkatiyle okşayan rüzgarı bana özleten nedir? Hiç görmediğim, yaşamadığım, bilmediğim bu hatıralar bana ait olmadığına göre neden yana yakıla arzuluyorum?

    inanın bilmiyorum. Kollektif bilinçaltı mı denir buna artık, sebebi hikmetini çözemesem de hissediyorum.. O toprak, o güneş, o tavuk, o tırpan, o dağ keçisi beni çağırıyor. Gel diyor gakgoş, senin kürkçü dükkanın burası. Gel diyor, senin ana kucağın benim çimenlerim; gel de sarıl bana diyor.

    Ahdım olsun gideceğim, kollarına koşacağım anadolunun. Kimi yerde yeşil kimi yerde çorak dağlarında koşturacağım, tıpkı feride gibi. Bakın ne diyor çalıkuşu bizlere:

    'insan, bu dumanlı yamaçların rüzgârı içinde saçı başı dağınık, etekleri uçarak dolaşmadıkça, yalçın kayalar üstünde, keçi yavruları gibi sıçrayıp eğlenmedikçe neye yarar? nerede o, başımı alıp saatlerce kırlarda dolaştığım, bahçe kenarındaki çitlere değneklerle vurarak, sık yapraklı ağaçları taşlayarak kuş kaldırdığım günler! halbuki ben, anadolu’yu asıl bunun için istiyordum.''
    0 ...
  33. 188.
  34. 187.
  35. Dünyadaki her ümmet buraya toplanacağına sen onların yanına git bence daha güzel olur Afganistan'a Suudi Arabistan'a.
    4 ...
  36. 186.
  37. Anadolu ya da diğer adıyla Küçük Asya, Asya kıtasının en batısında Karadeniz, Akdeniz ve Ege denizi arasında kalan yaklaşık 755,000 km²'lik bir alanı kaplayan dağlık bir yarımadadır.

    Osmanlı döneminde "Anadolu"nun geleneksel doğu sınırı olarak Fırat Nehri kabul edilirken, Cumhuriyetle birlikte Birinci Türk Coğrafya Kongresinden sonra Türkiye'nin Asya'da kalan kısmının tümü aynı coğrafî terime dâhil edilmiştir. Günümüzde yaygın olarak Türkiye'nin Asya kıtasında kalan topraklarının adı olarak kullanılır.
    0 ...
  38. 185.
  39. Efes uygarlığına ev sahipliği yapan uygarlıktır.
    0 ...
  40. 184.
  41. 183.
  42. anadolu öyle her gelenin yatıp rahata erdiği, yozlaştığı, toprağın zenginliğinden dolayı miskin olup, rehavete kapılarak doğudan veya batıdan istilacı bekleyen veya bekleten bir coğrafya değil. bugünkü anadolu halkı rezil sadece. bunun da köklü bir geçmişi var. selçuklu'nun kurduğu vahdetli anadolu-türk dünyasının istilalar alması, haçlı seferleri ve moğol istilalarının verdiği zararlar üzerine yeni başı-bozuk beyliklerin türemesi ve kendi iç karışıklıkları, osmanlı'nın bu karışıklığı sona erdirmesine rağmen anadolu ile ilgilenmemesi, yeterli eğitimi veremediğinden dolayı anadoluluların cahil kalması vesaire uzar gider. bundan önce türlü veba salgınlarından da geçmiştir. burayı bu hale biz getirdik, cezasını da elbet biz çekiyoruz.

    anadolu ve mezopotamya öncelikle -bildiğimiz kadarıyla- medeniyetin ortaya çıktığı yer. yazıyı ve sikkeyi bulan, tarımı keşfeden, ilk devletleri ve imparatorlukları kuran, denizcilik ile özdeşleşen aynı zamanda savaşçı insanların yurdu burası. bir mısırlı müslümanın, kalkıp firavunlardan nefret etmesi kadar saçma buradaki türklerin hititlileri, sümerleri aşağılaması. sen bilim kurgu sevmiyor, ilgilenmiyorsun ama adamlar o çağda gökyüzüne bakıp takvimler oluşturuyor, hayatlarını düzene sokuyordu. türlü bilim dallarını oluşturup geliştiriyorlardı. sırf bu saydıklarım için geçerli değil, antik yunanlılar, anaksimandros-anaksimenes, heredotos, homeros ve diğerlerinin hepsi anadolu kökenli insanlar. tarihin babası heredotos buralı ve bu önemli bir şey. ilk defa, her şeyin, varlığın atomlardan meydana geldiğini iddia eden adam buralı. ve 2000+ yıl önce oluyor bu olay... roma imparatorluğunu kuran etrüskler anadolu yerlisiydi ve muhtemelen frigyalıydılar. etrüskler, italya yarımadasına "medeniyet" getiren insanlardır. gerçekten o çağda etrüsk demek, medeni demek ile aynı anlama geliyordu. rönesans ve reform hareketlerinde bile etrüsk soyundan gelen insanların büyük aydınlar olduğu, toplumun medenileşmesinde katkıları olduğu söylenir. bu da demek oluyor ki sorun anadolu'nun toprağında değil. biz sorunlu insanlar olarak en iyi yaptığımız şeyi yapıp suçu başka unsurlar üzerine yüklüyoruz sadece.
    5 ...
  43. 182.
  44. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1970204/+

    Bundan tam 2019 yıl önce Milattan Sonra 1 yılında Anadolu ve çevresi.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük