Ağaca, kadına, hayvana acayip saygı duyduğumuz 1930lu yıllarda acımasızca katledilmesi legalleştirilmiştir. 1974'te de son bireyinin ankarada öldürülmesiyle de devrim tamamlanmış, sanılmış. Çok şükür yine tamamlanamayan bir iş yapmışlar. Anadolu parsının nuru sönmemiş hülasa. son yıllarda sıklıkla çıkan haberlere bugün net bir görüntü eklendi. Bakanlıkta çok daha fazlası var muhtemelen. Ben de bizim yörük havzasında kamplayanlardan varlığına ilişkin şeyler duymuştum. Çok şükür.
bu pars cinsinin anavatanı çeşme-karaburun yarımadasıydı.
birde toroslarda görülen siyah pars cinsi var,hindistan kökenli.
doğuda fotokapana yakalananlar ,ölüsü bulunanlar ya vaşak ya iran kökenli
roma kolezyumların (gladyatör stadı) en gözde hayvanı idi ..
anadolu parsı anadolu nüfusu fazlalaştıkça avlandı ,korkulup öldürüldü.
benim kanaatim neslinin tükendiği yönünde.
ama aklıma gelmedi değil,çeşme'de kaybolan genç ,vahşi hayvan saldırısına da uğramış olabilir.
haberde, kağıthane henüz bir köy iken bu köye musallat olup, köpeklere saldıran panterden bahsediliyor.
söz konusu panter cemal efendi isimli bir köylü tarafından vurulmuş, yaralı halde kaçmış daha sonra ölü bulunmuştur. daha sonra cemal efendi vurduğu panterin derisini de almış.
yani anadolu parsı sadece anadolu'da değil, trakya'da da varmış bir zamanlar.
ama insan nüfusu çoğalıp hayvanların yaşama alanlarına yayıldıkça anadolu parsı da diğerleri gibi her geçen gün yok olmuş ve nihayet nesli tükenmiş...
Tahminen son pars 1974 te ankara beypazarinda öldürülen pars olmuştur. Nesli tukenmistir. Bu tarihten sonra doğu taraflarında birkaç kez daha ortaya çıkmışsa da iran tarafından geçen iran parsı olduğu tahmin edilmektedir. Avlanma alanları yok edilen aslan,kaplan, pars, yaban kedisi gibi hayvanlar insanların içine mecburen inmekte, ya vurularak ya da zehirlenerek nihayetinde nesilleri cografyamizda sona erdirilmektedir. Bir kısmı müzede doldurularak sergilenmiştir.
Türkiye cumhuriyetinin gelecekte sahip olacağı bir arma olacaksa, o armada mutlaka bir şekilde bulunması gereken canlı.
Şahsen bu kadar özel bir canlının soyunun tükendiğine ise inanmıyor ve inanmak istemiyorum ki Hatta bazı efsanelerde geçtiği üzere dövmesi yapılan canlı olarak tekrardan hayata gelme özelliği gerçek olsaydı muhtemelen benim seçimim bu asil canlıdan yana olurdu diyebilirim.
Eğer hala canlı bir örneği veya varyasyonu kaldı ise umarım genetik bilimi ile bu tür olmasa bile en azından özellikleri kurtarılabilir.
Sonuçta bozkurt ve birde bu canlının türkiye ile resmi seviyede özleşmesi çok güzel, hoş olurdu.
En son tespit edildiği yer 18 temmuz 2015 tarihinde tunceli pülümür ilçesi boğalıköydeki karagöz deresidir. Dere içinde uzun süre kalmış hayvan leşinin bildirilmesiyle incelenip yavru anadolu parsı olduğu tübitak tarafından tespit edilmiştir.
yaşıyor yaşıyor dediğimiz ama dinletemediğimiz, inanılmaz güzel, besin piramidinin en üstünde olduğu için çok çok önemli bir canlıdır. Allah soyuna zevâl vermesin. Büyük ihtimâlle annesi, babası ve bebişleri de var. Çok az ama var. Kalanları da zihniyeti bozuklar bitirmez umuyoruz.
sözlükte ne kadar çok boş konuşan gerizekalı olduğunu gösteren hayvandır bu yönüyle kendisini tebrik ederim.
misal kardeşi veya babası ile gezerken, mesela bir piknikte, kardeşinin üzerine bir leopar atlasa onu birkaç yerinden yaralasa, belki bir hamle sonra boğazını kaparak gözünün önünde parçalayarak öldürecek olsa, elinde de tüfeği olsa buradaki "hassas" arkadaşlardan o hayvana ateş etmeyecek olan çıkar mı?
varsa, ben onun insanlığına sıçayım gözünün önünde çok sevdiği bir insan parçalanarak ölürken "önce doğa" diyerek havaya ateş edip bırakacaksa..
yemin ediyorum gerizekalı olduğunuz kadar samimiyetsizsiniz. yani çok aşırı samimiyetsizsiniz.
bugün diyarbakır'da yeniden ortaya çıkmış hayvandır. ancak üzülerek söylüyorum ki bulduğumuz anda yeniden öldürüldü. ben sanmıyorum ki o hayvan insanlara saldırsın. o hayvan belki insanlar saldırmasın diye korktuğu insan eli değmemiş yerlerde yaşıyordu çünkü insanların bulduğu yerde öldüreceklerini biliyordu ve öyle de oldu. ilk bulunduğu yerde öldürüldü. sonra da kılıfı hazır ''bize saldırmıştı''. yazık gerçekten yazık. bir kere elinde o tüfek ne arıyordu senin. süs olarak değildi herhalde illa bir canı öldürecekti.
düzeltme: lütfen kendini korumak için demeyin. kendini hayvanlardan korumak için silah taşıyorsa bayıltıcı diye bir şey var. eğer insanlardan korumak için diyorsanız acaba korunması gereken o mu yoksa onun vuracağı kişi mi diye düşünün.
Anadolu Parsı, (Pantera Pardus Tulliana) dünyadaki bütün pars(Leopar) türleri içinde en iri olanıdır.
Anadolu Parsının iran Parsının (Pantera Pardus Saxicolor) bir türü olduğu kabul edilse de Anadolu Parsı, iran Parsından daha iridir.
1974 yılında Ankara Beypazarında vurulan Anadolu Parsından sonra her hangi bir parsa rastlanılmadığı için soyu tükenmiş olarak kabul edilmektedir.
Anadolu Parsına ilk bilimsel Felis tulliana adı, 1856da Fransız zoolog M. A. Valenciennes tarafından, Klikya Valisiyken Anadolu Panteri ile ilgili ilk bilgileri derleyen Romalı Marcus Tullius Ciceroya ithafen verilmişti.
Anadolu Parsının Anadoluda varlığı çok eskilere dayanır. Konya Çatalhöyükte bulunan yaklaşık 9.000 yıllık duvar resimlerinde ve Ana Tanrıça heykelindeki parslar, bizlere Anadolu Parsının en 9.000 yıldır Anadoluda yaşadığını gösteren arkeolojik bulgulardır.
Anadolu Selçuklu Devletinin kağanlarından 2. Gıyaseddin Keyhüsrev dönemine ait sikkelerin üzerinde pars resimleri vardır.
Anadolu Parsına ait bir diğer belgede Abraham Ortelius tarafından 1568 tarihinde çizilmiş olan Marmara Bölgesi Haritasında pars yaşama alanlarının gösterimidir. Bu haritada bu günkü Çanakkale ile Bursa arasında o tarihte parsların yaşadığının harita üzerinde işaretlenmesi, pars yaşama alanlarının tespiti açısından çok önemli bir tarihsel belgedir.
Osmanlı imparatorluğu dönemine ait minyatürler de Anadolu Parsının o dönemde bolca bulunduğunun birer kanıtıdır. (2)
Cumhuriyet döneminde Anadolunun çeşitli bölgelerinde Anadolu Parsı vurulmuştur.
1936 Yılında Türkiyenin çeşitli bölgelerinde yaklaşık 350 adet Anadolu Parsı bulunduğu rapor edilmiştir.
izmir Hayvanat Bahçesi'nde Zoza Adlı Anadolu Parsı. Bu Fotoğraf Anadolu Parsı'na Ait Canlı Çekilmiş 2 Fotoğraftan Biridir.
Anadolu Parsı, önceleri Ege Bölgesi, Batı Akdeniz, Doğu Akdeniz, Amanoslar, Doğu Anadolu Van, Hakkari, Ağrı, Iğdır, Kars, Kaçkarlar Doğu Karadeniz, Beypazarı ve Batı Karadenizde Bolu- Seben bölgelerinde yaşarlardı.
5 Mayıs 1937de çıkan Kara Avcılığı Kanununda parslar her vakit avlanılabilen zararlı memeliler arasında yer almaktaydı. Taki belkide soyu tükendikten sonra 1987 yılında Anadolu Parsının avlanması yasaklandı. Avlayanlara 30.000 TL para cezası kesileceği duyuruldu.
1930-1950 yıllarında izmirli avcı Hasan Bele,(Mantolu Hasan) tek başına yaklaşık on beş panteri öldürdü. Bu sayı, Atatürk zamanında Ankaraya gelen ve Türkiyede zoolojinin kurucusu olarak bilinen ve panterin Anadoludaki dağılımının haritasını yayınlayan Dr Hans Kumerloevenin Türkiyenin Memeli Hayvanları araştırmasında da elli olarak belirtilmekteydi.(2) Mantolu Hasanın pars katliamı ancak dönemin Cumhurbaşkanı ismet inönünün kendisine bir tüfek armağan edip bir daha pars vurmama sözü almasıyla önlenebildi.
Kanuni Sultan Süleyman'ı Parsların da Olduğu Bir Av Sırasında Gösteren Minyatür.
Bir seferde 2-3 yavru doğuran Anadolu Parsları 20-25 yıl yaşar. iki yılda bir genelde Ocak Şubat aylarında çifleşirler. Gebelikleri 90-112 gün sürer. Gözleri kapalı doğan yavruların 7- 10 günlük iken gözleri açılır. Yavrular, 18-24 ay boyunca anneleriyle birlikte yaşarlar. Üreme olgunluğuna dişiler 33 aylıkken; erkekler 24-36 aylıkken erişirler. (3)
Çok zarif ve çevik bir hayvan olan Anadolu Parsı, büyük kedilerin içinde en usta tırmanıcılardır. Ağaçlara ve kayalara kolaylıkla tırmanabilir, bazen 6 metreyi bulan sıçramalarla avlarının üzerlerine atlarlar. Çok canlı bir kürk rengine sahip olan Anadolu Parsının kürkü sarı üzerine kara beneklidir. Karanlıkta gözleri çok iyi gördüğünden geceleri de avlanabilirler. Öksürüğe benzeyen kesik kesik, kükremeleri vardır. Yaban keçisi, geyik, domuz, kirpi, küçük memeliler ve kuşları avlarlar. Avlarını ağaçlara çıkaracak kadar güçlü vücutları vardır. Anadolu Parsları mükemmel yüzücüdürler.
Dişileri erkelerine göre daha iri olan Anadolu Parslarının, boyu 2-2.5 metre; ağırlığı 35-100 kilogram arasında değişmektedir. Kuyruk uzunlukları 80 cm civarındadır. Parsların yerden yüksekliği 60-70 cm arasında değişmektedir. (3)
1974 Yılında Ankara Beypazarı'nda Vurulan Son Anadolu Parsı
Oldukça ürkek ve ihtiyatlı bir yapıları vardır. insanlara kolay kolay saldırmazlar. Deniz seviyesinden 3.000 metre yüksekliğe kadar her türlü yerde yaşayabilirler.
Soyunun Tükenip Tükenmediği Tartışmaları:
Belgesel yapımcısı Cemal Gülas, 2004 yılında Kaçkar Dağları dolaylarındaki köylülerin pars gördüğü yolundaki haberler üzerine bölgeye gidip uzun, sabır isteyen bir araştırma yapmıştır. Araştırma bitmek üzereyken Cemal Gülasın elinde henüz hiç bir bulgu yoktu. Dönüş yolundayken yanlarındaki köpeğin huysuzlanıp havlaması üzerine kamerasını açan Cemal Gülas, bir çukurdan fişek gibi fırlayıp çam ağaçları arasında hızla kaybolan parsın bir kaç saniyelik görüntüsünü çekmeyi başarmıştır. Bu parsın Anadolu Parsı olmadığı, iran Parsı; yada Kafkasya Parsı olabileceği tartışması çıkmışsa da parsın ayak izleri incelendiğinde izlerin derinliği ve genişliğinden hareket edilerek izlerin Anadolu Parsına ait olduğuna karar verildi. Cemal Gülasın bu kayıtları, Anadolu Parsının soyunun tükenmediği yolundaki en büyük kanıt kabul edilmiş; çevre ve doğa dostlarınca büyük sevinçle karşılanmıştır.
Aynı bölgede çekilen bir Anadolu Parsı fotoğrafı ise Hagop Savulun arşivindedir. Fotoğraf, özel nedenlerle paylaşılmamaktadır. Fotoğrafı Hagop Savulun Araştırmalarına sponsor olan iş adamına verdiği de söylenmektedir.
Yine Antalya Muğla arasındaki ıssız ormanlarda parsların dışkı ve ayak izlerine rastlanıldığı bildirilmiştir. 1992 Yılında Termessos Milli Parkında pars dışkısına rastlanılmıştır. (1)
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Yaban Hayatı Uzmanı Dr. Şağdan Başkaya, kamuoyunda Kaçkarlarda yaşıyor denilen Anadolu Parsının Kaçkarları da içine alan büyük bir alanda barındığını iddia etti.
Dr. Şağdan Başkaya, Ermenistan, Azerbaycan ve iranda da yayılış gösteren leoparın ülkemizde bu bölgeye en yakın kayıtları sırasıyla; Hopa ve ispir yörelerinde bulunduğu, Erzincan-Kemah ve Kiğı Dağları, Van-Özalp ilçesi, Kars-Karakale Köyü, Ağrı Dağı ve Erzurumdur. demiştir. Yine parsların varlığını kanıtlamaya çalışırken gece uyuduğu çadırının 20 metre kadar yakınından geçen parsın ayak izlerini bizzat gördüğünü söylemiştir. (4)
Mersin ili Mut ilçesi Kestel Dağı Dandi mevkiinde köylülerce pars görüldüğü haberi üzerine de bölgede incelemeler yapılmıştır. Yapılan incelemeler sonucunda içi tüy ve kemik parçalarıyla dolu pars dışkısına rastlanılmıştır. (5)
Türkiyenin pek çok noktasından pars görüldüğü, hayvanlara saldırdığı ihbarları gelmektedir. en son Amanoslarda bir parsın kapana yakalanmış pençesi ele geçirildi. (6)
Adıyaman Karadut dolaylarında bir köylü, yaylada bir pars ve yavrularını kendisinin, oğlunun ve yayladaki köylülerin gördüğünü, parsın 12 hayvanı telef ettiğini, çok ürkek olup insanlardan kaçtığını,10 metre kadar sıçradığını, insan gibi öksürdüğünü söylemiştir.
Konuyla ilgili uzun süre araştırma yapan gezi, inceleme ve araştırma dergisi Atlas Dergisi, yaptıkları araştırmalardan sonra Anadolu Parsının hala yaşamakta olduğunu okuyucularına duyurmuştur. Atlasın haberine göre, Ahmet Çalışkan adlı bir köylü tarafından bir pars öldürüldüğü yazılmıştır. (7)
2010 Yılında ispir Aksu Deresine Asılan Tabelalarda soyu koruma altına alınan hayvanlar arasında Anadolu Parsının da bulunması parsların hala yaşadığının ancak, soylarının her an tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olması nedeniyle bu bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmadığının bir diğer kanıtı olarak kabul edilmektedir.
2000 Yılında ilgili çevrelerin irandan pars getirip Türkiyede pars populasyonunu artırma. düşüncesinin uzmanlarca kabul edilmemesi hala Anadolu Parsının yaşamakta olduğunun bir diğer kanıtı olarak kabul edildi.
Ömrünü Anadolu Parsına adamış pek çok değerli araştırmacı Anadolu Parsının hala az da olsa yaşadığına inanıyor. 15-20 Parslık bir populasyona sahip olan Türkiyenin, Anadolu Parsının soyunun tükenmesini önlemek için hem devlet bazında; hem birey bazında bilinçli bir çalışma yapması gerekiyor. Mevcut pars populasyonunun, Anadolu Parsının neslini devam ettirmesi için yeterli olmayacağı uzmanlar tarafından açıklanmıştır.
Konuyla ilgilenen uzmanların ellerindeki belgeleri açıklamaktan kaçınmaları; Anadolu Parsının yaşadığını ileri sürüp de yaşadığı yerleri söylememeleri; binlerce yıldır Anadoluyu kendilerine yurt yapmış olan parslara bir zarar geleceği endişesiyle konuya yaklaştıkları tezini güçlendirmektedir.
Not: bu yazıyı bir site için 2010 yılında yazmıştım. 2013 yılı itibariyle anadolu parsı'nın yaşadığı foto kapanlarla kanıtlanmıştır.