her bolumunde mutlaka dansoz oynatılan dizi. zaten giriş müziğinde "dansoz yine gelecek lafı uzatmayalim, bu haftaki olaya hep beraber bakalım" şeklinde bir bolüm vardı.
işte
yerdeyim
ağzım açık
ve ana bile diyemiyorum
ve
köpekler geçiyor yanımdan ve durup
taşıma işiyorlar; güneş dışında
her şeyim var
ve takım elbisem
berbat görünüyor
ve dün
sol kolumdan geriye
kalanlar gitmişti
çok azı kalmıştı, her şey müziksiz
bir harp gibiydi.
sigarasıyla yatağa uzanmış
bir sarhoş en azında
5 itfaiye arabasıyla
33 adama
iş çıkarabilir.
hiç
bir
şey
yapamıyorum.
ancak not.- yan mezarda Hector Richmond
sadece Mozart’ı ve tırtıl şekerlemeleri
düşünüyor.
muhabbeti hiç çekilmiyor.
gorki'nin, konusu isci sinifi ve koylu direnis sinifi tabakasindan olusan romani. Romanin bas kahramani bir iscinin annesidir.
edit: ha bir de dunyanin en lezzetli koftesini yapan kadinlardir.+ Gorki yerine Tolstoy'un yazmisim malligima doymayayim.tsk. ler brcyzdm
gorki nin muhteşem kitabı. siyasi olayları duygusallığa bağlayan bir eser. son sahne ise unutulmazdır kesinlikle. herkesin annesi gibidir romanın kahramanı ana. kocasından çok kötü dayaklar yemiştir.
maksim gorki'nin eşsiz eseri. çarlık rusyasındaki sosyalist hareketlerinin başlangıcını en anlaşılır biçimde anlatmıştır hayatta oğlu dışında hiç bir şeyi olamayan ve onu kaybetmek istemeyen bu yüzden devrim yoluna baş koyan ve bir süre sonra içindeki devrim ateşi tutuşmaya başlayan ananın gözünden.
kitapligima dogru yöneldim. arka sirada eski tozlu kitaplarim duruyordu. "ana" adli kitabi daha önce görmüs gibiydim. elime aldigimda yere bir kagit parcasi düstü. acip okudugumda eskisi gibi olmayacaktim...
"yavrum. yasadiklarimizi düsünüyorumda icim aciyor. bunlari hic yasamasaydik keske benim kücük yavrum olarak kalsaydin. yine de öylesin. cünkü ben bir anayim. bak yavrum, hayat cok kisa. benden özür dilemek bu kadar zor muydu? hic mi analik hakkim yoktu? beni anne olunca anlarsin. ben senden özür diliyorum. annen"
ah annem yanimda olsan. bilsen benim icimdeki yanginlari, bilsen senin kiymetini sonradan anladigimi, bilsen o yillar önce yazdigin kagidi simdi okuyup hüngür hüngür agladigimi... utaniyorum kendimden.
ana! ana!.. o ismin önünde bir kul tek
hep secdede olmak bana bir faharettir..
onun eliyle bela bahrine yuvarlanırsamda
bu benim için bir bezmi-istirahattir..
bütün vücudum esmede, ruhum ediyor pervaz
uçar göklere o, alemi hayalette..
düşüp, ölür bedenim, fakat düşmez dilimden:
-ana.. ana. rahibim ben, sana ıtaatte..
türkiye de özel televizyon dönemi nin ik zamanlarında çıkmış komedi dizisi. başrollerini ayşen gruda, aykut oray ve dursun ali sarıoğlu oynuyordu. şimdilerde çekilse 1-2 bölüm sonra kesin yayından kalkardı.
karel capek'in son eseridir. bu eser antalya devlet tiyatrosu oyuncuları tarafından, defne yalnız'ın başrolü oynadığı bir oyun olarak sahneye konulmuştur.
capek bir çok mesaj vermiş oyununda. oyunda devrim uğrunda kurşuna dizilen peter, peter'ın devrimine ve partisine karşı olan kardeşi cornel, rekor denemeleri yaparken hayatını kaybeden pilot abileri george ve bir hastalığın gizemini çözebilmek için virüsü kendine enjekte eden, hastalığın safhalarını kendi üstünde inceleyen ve ölen doktor abileri andrew'un ölümlerini "boş ölümler" olarak aktarmıştır. oyunun ortalarında ölen karakterlerin ağzından "biz bunları insanlık için yaptık" sözleri çıksa da şu sözleri de duyduk: "şu anda ölümüm bana çok iğrenç, anlamsız geliyor. halkı kurtarmak uğruna beni kurşuna dizdiler. aslında biraz daha yaşamak isterdim." netice ne olursa olsun, bu mesajlar kişiden kişiye göre değişir. fakat benim görüşüm olmayan kısım babalarının savaşta ölmesini onurlu sayarken, devrim uğrunda kurşuna dizilen peter'ınkini yerin dibine geçirmişler. hatta bir bölümde babaları peter'a "şerefli askerler" tarafından öldürüldüğü için kızıyor ve peter casusluk suçlamasına maruz kalıyor. fakat genele bakacak olursa ben de dahil, tüm salonun ayakta alkışladığı bir oyundu.
maksim gorki'nin müthiş kitabıdır. kitapta işçi sınıfının yaşayışı ve iktidar sahiplerine, zenginlere direnişi konu alınmaktadır. toplum düzeninin çarpıklığına ve toplum tarafından koyulmuş saçma sapan yaşayış kurallarına göndermeler yapılmaktadır. ayrıca gücü ve parayı elinde bulunduranların her zaman acımasız ve halkı sömürmek için fırsat kollayan insanlar olduğu anlatılmaktadır.
pearl s. buck'in mükemmel bir eseridir.
Kitap komünist rejim faaliyetlerinin başladığı yıllardaki çin ülkesinde bir kadının başından geçenleri anlatır.
Kadının yaşadığı o kadar kötü şeye rağmen iyiye doğru tutunacak bir dal bulması inanılmazdır.
Ben bu dünya'ya neden geldim , intihar etmek istiyorum, benim hayatım neden bu kadar boktan gibi soruları kendine soranların kesinlikle okuması gereken bir kitap.