almanca'da fiillerin önüne gelebilen, ne olduğu tarafımdan çözülemeyen hede. anzeigen, ansehen, anhören, anficken vs. vs. tabi bunlar sallama, belki bunlara gelmiyordur. neye göre geldiğini de bilmiyorum ki anasını satayım. bilen aydınlatsın pls ltfn tşk.
insanın elinden kaçıp gidiveren zaman dilimi.
kimi zaman pişmanlıklara gebedir, kimi zaman da hayat boyu unutulmayacak bir söze, bakışa, karın ağrısına.
athena'nın yaptığı en iyi şarkı, anlayabilen için yazılıp bestelemmiş ve o yüzden hiçbir zaman özenti veletlerin tekeline alınıp kirletilmemiştir. insanı dinlendirir, uçurur, mutluyken ağlatır...
adamın ağzına sıçan , her dinlenişte bir sigara yaktıran , muhteşem athena parçası . sözleriyle yalnızlığınızı birleştirdinizmi heh tamamdır işte bittiniz siz . bu arada hüsnü şenlendirici adeta döktürüyor.
bi hikayedeki 10 saniyedir benim için, çünkü televizyonun yanındaki büyük pencereden, sokağın koyulaşan mavisini görüyordum bide büyük ağaçlar filan. Koltuklara yayılmış film izliyorduk, döndü bir şey sordu bana filmle ilgili ben de cevapladım..öyle doğal bi soruydu işte..hayatın tam ortasından bir soru, öylesine... o an dondurdum o kareyi kafamda... sokağın ağaçlar arasından sızan koyu mavisinin, ışığını henüz yakmadığımız odaya sızışı, yayıldığımız koltukların rahatlığı, yanımda duran bira bardağı, kuruyemişlerin taze kokusuyla karışan ezelden beri değiştirmediği parfümünün kokusu, ve sorduğu o basit soru. ben o an'ı dondurdum kafamda. çünkü o an'da ne suç vardı ne kargaşa, ne de başka birileri... sırtımı dayadığım koltuktan kaldırmadan, O'na başımı çevirip öyle dikkatli bakmışım ki, ne oldu dedi. hiç dedim. O' na söylemedim... Şimdi ne zaman korksam, üzülsem, ya da keder basar ya bazen durduk yere... işte o an'a kaçıyorum... seneler bile geçse umut gibi, yani mutluluk değilde, huzur gibi... iyiki an'lar var hayatta, dondurup birilerinden sakladığımız.