satırlarıyla duyguları şahlandıran yazardır. heyecan duyarak okutur kendini. hüzünle biter her öyküsü ve biraz da buruk bir tat bırakır. kahramanları inatçı, farklıdır. tek dostu kendisidir kahramanın her romanda. gezgindir. tek bir coğrafyada değil birden çok mekan örgüsü içinde yazar. büyüler ve çağırır beni oku diye.
bir roman hem bu kadar yavaş ilerlesin hem de bu denli sürüklesin. amin maalouf'undur. *
SEMERKANT ADLI BERBAT BiR KiTABIN YAZARI. BU YAZAR ASLINDA SIKI BiR ENTELEKTÜELDiR FAKAT EDEBiYAT YAPMAK iÇiN KiŞiDE ENTELEKTÜELLiKTEN ÖTE BiR ŞEYLER GEREKTiĞiNi TAM FARKINA VARAMAMIŞTIR. ESERLERiNDEKi KURGU FENA DEĞiLDiR FAKAT ÇOK BiLMiŞLiĞi VE "ONU DA ŞUNU DA BUNU DA ÇORBAYA KATAYIM KAYGISI" iŞi MAHVETMEKTEDiR. ROMAN YERiNE DÜZ YAZIYLA MERAMINI ANLATMAYA ÇALIŞSAYDI ÇOK DAHA OKUNULASI BiR KiŞi OLURDU KANAATiNDEYiM.
1949' da Lübnan' da doğdu. Ekonomi ve toplumbilim okuduktan sonra gazeteciliğe başladı. 1976' dan beri Paris' de yaşıyor. Çeşitli yayın organlarında yöneticilik ve köşe yazarlığı yapmış olan Maalouf, bugün vaktinin çoğunu kitaplarını yazmaya ayırmaktadır.
Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri, Afrikalı Leo, Semerkant , Doğunun Limanları, Tanios Kayası, Ölümcül Kimlikler bazı eserleridir.
yüzünce ad kitabı diğerlerini oranla çok daha akıcı olan kitap. yolların başlangıcı ve doğunun limanları kitaplarını da okumuş olmama rağmem yüzüncü adda verdiği tadı vermemişir. ama dili ve anlatımı çok güçlüdür.
insanı sık sık 'neee!!! amin maalouf mu okuyosun!!! bırak abi o adamı o adam oryantalist' tepkisiyle karşılaştıran yazar. ne yani oryantalist yazar okuyamaz mıyız. oryantalist okuduk diye oryantalist mi olduk. budist yazar okusak budist mi olacağız tarzı sorular soruyorum ve okunmaması gereken diğer yazarları sebepleriyle birlikte açıklayarak genç dimağlarımızı bilinçlendiriyorum :
tevfik fikret, nazım hikmet- dinsiz
mehmet akif- dinci
necip fazıl- faşist
orhan pamuk, elif şafak- faşist değil
victor hugo- şişman
nietzsche- bıyıklı
dostoyevski- kumarbazın teki
goethe- isminin içinde 'g.t' telafuzu var
balzac- fransız
umberto eco- uzun yazıyor
cengiz aytmatov- çekik gözlü
montaigne- ölü
tolkien- pipo içiyo
ihsan oktay anar- kel değil
Ölüme son çare olarak bakmalısın. Hiç kimsenin seni alıkoyamayacağını bil. Ama ölüme gidebileceğin için, onu yedekte tut; sonuna kadar. Diyelim ki gece bir kabus gördün. Bunun bir kâbus olduğunu bilirsin ve kurtulmak için başını biraz oynatman yeter. Her şey daha basit, daha dayanılır hale gelir ve bir bakarsın en korktuğun şeyden zevk alır olmuşsun. Hayat seni korkutuyorsa, içini yakıyorsa, en yakınların çirkin maskeler takmışsa...hayat budur de, ikinci kez çağrılmayacağın bir oyun olduğunu söyle. Zevk verici ve acı çektirici bir oyun, inanç ve aldatma oyunu, maskeler oyunu, onu sonuna kadar oyna, ister oyuncu olarak ister izleyici olarak. izleyici olman daha iyi, içinden kolay çıkarsın. Son kurtuluş çaresi yaşamama hep yardımcı olmuştur. Elimin altında olduğu için, bu çareye hiç başvurmadım. Ama ahretin direksiyonu elimin altında olmasaydı, kendimi tuzağa düşmüş hisseder ve bir an önce kaçmaya bakardım.
kaliteli okuyucu tabirini türkiye'ye kazandırmış yazar. bu tip burjuvazik etiketleme çabalarını kişi kendi yapmayıp yazar üzerinden yapınca daha az tepki alırım diye düşünüyor galiba. yazarın arkasında saklanıp kifayetsiz fikirlerini bizlerle paylaşanları babasının arkasından nanik yapıp kaçan ödlek çocuklara benzetiyorum ben.
hali hazırda maalouftan soğumama neden olacaklar yahu. türk okuyucusu ikiye ayrılır;
1- kitap okuyanlar
2- kitaptan okuyanlar.
ikinci kısımda yer alanlar kitaptan okumların kendilerini statü kazandıracağını düşünüp bunun üzerinden lokal primler edinme çabasındadırlar. genelde kitapların önsözünü okuyup sonrada tamamamını okumuş gibi ahkam keserler. önsöz üzerinden kendilerine kurmaya çalıştıkları bu sahte dünyayı maalouf gibi bir yazarın şahsında yapanların okurluğu! tartışılır.
mükemmel bir anlatım gücüne ve üsluba sahip lübnanlı yazar. semerkant mutlaka okunması gereken kitabıdır, kitabı okuduğunuzda ömer hayyam'a karşı büyük bir saygı duyarsınız; şarap ve kadın kavramı üzerinde daha derinden daha inceden düşünmeye başlarsınız.
yakin dogu,akdeniz cografyasinin cocugu;hristiyan bir arap basarili olmasi icin cok fazla artisi var.
lubnan daglarinda buyuyup *fransiz metedolojisi ile entelektuel birikimine yon veren bir aydin,bu anlamda romanlari ve tespitleri dogu ve bati arasinda kistas niteligi tasiyabilir.
tarihi ve tarihte yaşamış karakterleri esas alan romanlarıyla bir dönem kendisine hayran bırakmış yazardır. gerçek karakterleri işlemeye özellikle dikkat eder. semerkant, yüzüncü ad ve afrikalı leo isimli eserlerinde sıkça osmalıdan ve dönemin türkiyesinden bahseder.