yaklaşık 10 yıldır içerisinde bulunduğum durumdur. "bir insan amerika'dan, dış politikasından, sinir bozucu kendini beğenmişliğinden... iğrenmeyle karışık sonsuz bir nefret duyarken, nasıl oluyor da onlara ait basketbol ligini (bkz: nba) bayıla bayıla izler" diye durmadan soruyor kendine insan. Kendimce geliştirdiğim cevap basit aslında "iyi, doğru ve güzel (kişiye göre değişir) uygulamalarını benimsemek, kişinin amerikan karşıtlığına halel getirmez" (bkz: yoksa kendimi mi avutuyorum)
cevaben "evet spor siyasetle karışıktır, eğer olmasaydı KKTC'deki bir sporcu kendi ülkesi dışında herhangi biryerde oynamak için vatandaşlık değiştirmek zorunda olmazdı veya tüm coğrafik kabuller reddedilip israil avrupa spor organizasyonlarına dahil edilmezdi" diyebileceğim başlık
Anti-Amerikan tutumu sergilesem mi yoksa yan gelip bu hayatta kendi keyfime mi baksam diye iki arada bir derede kalanların sergilediği tutumdur.
Konuyu açmak gerekirse;Bir ülkeye izlediği hırçın işgalci-emperyalist politikaları yüzünden kızarken o ülkenin ekonomik ve kültürel değerlerine katkıda bulunmak içi boş bir kızgınlık olur.
Bir siyasi tavra karşı çıkıyorsanız o siyasi tavrın maddi ve manevi kollarını besleyemzsiniz.
Spor pek tabii evrenseldir ve siyaset dışıdır,ancak bugün Amerika'nın güttüğü yayılmacı politika dikkate alınırsa sanırım giydiğimz kıyafetten,izlediğimiz programlara kadar pek çok şeyi yeniden gözden geçirmeliyiz.
Bir ülkeyi işgal etmek topraklardan değil kültürel değerlerden başlar.Bu yayılmacı politikaya karşı çıkıp NBA maçı izlemek biraz bir elinde McDonald's menu yerken Irak Savaşı'na karşı çıkmaktır.
alman karsıtı olup bira icmekten bile beterdir bu durum ayrıca turk karsıtı olup guresmek vardır oda cok fenadır
en guzeli rus karsıtı olup natasalara ayar vererek ilgili ulusa gerekli dersin verilmesidir