şüphesiz dünyanın en şanslı insanlarıdır. kimsenin dilini öğrenmek zorunda değilsin, bütün dahiler, teoriler, teknoloji, sanat senden çıkıyor. yok böyle bir keyif. akademisyen olmak için örneğin, ingilizce sınavını geçmek gibi bir kaygın da yoktur. tam tersi dünyanın geri kalanı senin dilince makale ve bilimsel araştırma yapmak için çırpınır.
bazılarının sandığı gibi hepsi modern, humanist değil. içlerinde çok sayda cahili, katili, köpek dövüşü yapanı hatta amerikadan afrikaya kadar gelerek koruma altında olan hayvanları avlamaya çalışan piçleri bile vardır.
Bizi çok umursarlar, hakkımızda raporlar yazarlar.
Örnek:
CIA eski Türkiye şefi, Paul Bernard Henze'nin 2006'da Beyaz Saray'a sunduğu Türkiye raporu:
"Türkiye'nin bu şekliyle, Amerikan politikalarının yanında olacağından emin olamayız.
Ülkeyi kuranlar, denetim mekanizmasını çok sıkı tutmuşlar. Hükümeti ikna ettiğimizde Meclis; Meclis'i ikna ettiğimizde, ordu; orduyu ikna ettiğimizde yargı karşımıza geçebiliyor.
Eğer Amerika'nın çıkarı Türkiye'de bir federal devlet kurulması ise mutlaka ve öncelikle yargı, ordu, Meclis ve hükümeti tek elde toplayan başkanlık rejimine geçilmelidir.
Bir kişiyi ikna etmek, birbirini denetleyen yapıyı ikna etmekten çok daha kolay olacaktır. Eğer o bir kişi Amerikan çıkarlarını yardım etmek konusunda tereddüt ederse, bir kişi üzerine kurulmuş yapıyı yıkmak Amerika için sorun olmaz."
Dün akşam bir ingiliz ve bir amerikalı arkadaşımla kadıköyde bira içip futbol üzerine konuşurken amerikalı olanın sürekli "soccer" demesine dayanamayan ingiliz arkadaş kendisine "stop saying bloody stupid soccer for godsake" şeklinde tepki vermiştir.
senin yari arap hale gelmis toplumunu bilseler ne olur bilmeseler ne olur aq.
turkiye'den cok cok daha medeni ve gelismis bir topluluk.
orada yasamayan atip tutmasin.
