bugün

oldukca degisik bir deneyimdir.

ne icsem, ne icsem diye dusunup dururken karsinizda sucuyu goruce merak edip giriyorsunuz. içerde büyük çoğunluk türkçe konuşuluyor zaten. adamlar garson kültürünü bile getirmişler. garson "what may i give to my brother" diye geliyor sipariş almaya * türk olduğumu çaktırmadım ve meraklı bir amerikalı gibi davranıp mixed water sipariş ettim.

suyun tadı fena değildi de porsiyonlar hiç türk porsiyonu değildi *

en sonda turkish tea best tea in the world diye getirdikleri çayımı içip mekanı terk ettim.
bir amerika da kebap yemek yemek olmasa da değişik bir deneyimdir.