Evde salon camının koluma patlamasıyla 3 tendon ve ana atar damarın koptuğu kaza sonucu, ambulansla dışkapı hastanesine geldim. Eşim 8,5 aylık hamile. Saat gece 1,5. Acilde yapılan muayene ve koldaki açık yaranın camlardan temizlenmesinin ardından acil ameliyathanesine alındım. Saat 2,5. Ameliyathanede 8-9 doktor vardı yanlış hatırlamıyorsam. Anadan üryan soyup, üzerime ameliyathane örtülerinden örttüler. Amk kolumu dikecekler ama komple soydular. Gerçekten titrediğimi hatırlıyorum. Maskeyle narkoz verdiler. Ondan geriye saymamı istediler ama 8 diyemedim.
Uyandığımda acil yoğun bakımındaydım. Kusarak uyandığımı hatırlıyorum. içine sıcak hava üflenen plastik battaniye gibi bişey vardı üzerimde ve yine çıplaktım. Yarım saat gibi bi sürede ayıldım. Sonra eşimi aldılar içeri. Üzerimi giydirdi. Saati sordum 7 dedi. 4,5 sürmüş ameliyat. Kolum atele alınmıştı. Kesinlikle kıpırdatmamam söylendi. O lanet atelle 30 gün birlikte yaşadık. Daha sonra gittiğim el heyetinde kolumda toplam 39 dikiş olduğunu, 9 kalp damar cerrahisi doktorundan sonra 5 kişilik de plastik cerrahi ekibinin ameliyata girdiğini, 3 tendonun ve atardamarla birlikte birkaç damarın daha tamir edildiğini * Öğrendim.
15 günlük fizik tedavi sürecinden sonra elimde neredeyse hiç hareket kaybı kalmadı. Atel ilk açıldığında kalem tutamıyordum. Şimdi eski kuvvetine hala ulaşamadı kolum ama buna şükür. Kızımı havaya kaldırabiliyorum. Kucağıma alabiliyorum. 18 ay oldu. Hala orta parmak ve yüzük parmağnın birbirine bakan yüzleri uyuşuk. ısıdan neredeyse hiç etkilenmiyor. Nabız ölçtüğümüz yerdeki dikişler baskı gönce dayanılmaz acı veriyor. Sanırım içeride hala camlar var.
Ameliyathaneye kadar her zaman ki şakalar makaralar takılıp güler yüzlü gittim o son bir bekleme aşaması var 5-10 dk ordan kapının aralığından insanlarıda görüyorsun. Orada foto mu çekmişler. O neşeli kızdan ürkek kedi gibi bakışlar ve derin bir sessizlik mevcut, şaşkın şaşkın bakınıyor etrafına.
bir nevi ameliyat sonrası anısı da sayılabilir. narkozun etkisi geçmeye ve insanın kendi dünyaya bakışını call of duty' deki ayılma sahnesine (hani ghost gözleri bi açıyo, bi kapıyo, heryer bulanık filan.) benzeterek gülmesi ve ailesindekilerin bunu videoya çekip asrın makaralarını yapması da bir anıdan sayılır aslında.
ameliyattan ilk çıktığım andan itibaren kendime gelip normal konuşmaya başlayıncaya kadar videoya çekip, bana her fırsatta izlettirip, beni tehdit eden bir dostum var ki tüm ameliyat anılarını kapsayacak kadar anı mevcuttur. (para karşılığında silecekmiş)
ameliyat öncesi ameliyat masasına bağlanıp 45 dk soğuk ameliyathanede bekletilirken, benimle sürekli konuşmaya çalışan ve çok neşeli olan bir orduyu ameliyat sonrasında tanımamazlıktan gelip, hiç muhatap olmadığımdır. (o neşeye içimden öfkeyle cevap verirken anesteziyi uygulamaları da cabası)
bunun dışında en anlatılabilecek anım ise doktoruma burnumdaki hortumla dren yerinin bağlantılı olduğunu iddia edip (hatta ısrarla kızıp) "acıları aynı acı ama ya" dediğim doğrudur,kayıtlıdır. tşkler.
Amerikan hastanesinde bademcik ameliyatı olacaktım. Küçüktüm. O zamanlar power rangers hastasıydım. O bahaneyle ameliyathane ye girdim. Daha sonra kalp ekosu için göğüslere yapıştırılan nesneler takıldı. O Yapışkan nesneler çocuklar içindi. Ayıcık figürleri vardı. tatlı duruyorlardı. Orada inanmıştım geleceklerini. Ama sevincim 2 dakika Sonra yerini bayılmaya bırakmıştı. Kandırılmıştım...
Ameliyat anıları arasında, gülümseten anılar azdır ne yazık ki...
Üzerinizde, şifon kıvamı incecik bir ameliyat giysisi ile girdiğiniz, kutuplara özenmiş, kutupları da silkmiş atmış soğukta, zangırdayarak bekletilmekteyim.
Hemşire ve ben diyaloğu:
- hoşgeldiniiiz
- ho ho hoş bu buldukk.
- ne ameliyatı?
- divertükül perforasyonu
- aaa ne sempatik bir adı var di mi? Bir fransız pastası adı gibi...( kahkaha)
- he he, fransız pastası... Amino asit!!! Yiyeceğiz birazdan, buyurmaz mısınız...?
Zangırdayarak gülüşme.
Narkoz
istiklal marşı
Kapanış...
ameliyattan sonra uyandığımda anestezinin etkisiyle hemşireye"-sen damar yolu açarken benim kolumu kanattın," bir de "-hepiniz çıkın odadan kafamı gibtiniz" gibi dahası. ne yapayım kontrollü olmuyor hoş.
Unutmak istenen, acının, hüznün, kaygının anılarıdır.
Sevdiklerinizin, saklamaya çalıştıkları gözyaşları eşliğinde, kafada bone, ucube bir bornozla, şaşkın Keloğlan kıvamında uğurlandığınız ve operasyon sırasında yaşananları ömrünüzün sonuna kadar hatırlayamayacağınız saatlerdir.
Unutmak istiyorum... O günlere ait herşeyi...
Ameliyat esnasında tam uyutulmayanların anılarıdır. Benim ameliyatımda doktorlar yabancı pop müzik dinliyorlardı. Bende hem korku hemde saçma bir mutluluk ile şarkıya eşlik ediyordum.