habertürk'e göre 52 bin esnafın işini bitiren yapılardır. günümüz sisteminde eğlencenin ve alışverişin merkezi olarak dikkat çekseler de geriden şöyle bir bakınca, sistemin vahimliğini gün yüzüne çıkarıyorlar. batan esnafları ve onların beslediği aileleri düşündükçe insana saplanıyor adeta bu vahimlik durumu. eşitsizliğin böylesine pes dedirtiyor. kısacası günümüzdeki sosyal düzenlerin yanlışlığının, alışveriş çılgınlığının simgeleridir bunlar.
her türlü esnafın kazancına göz dikmiş, yasal olsa karı ve uyuşturucu bile satacak, denetimsiz başıboş kuralsız çalışmayı birinci prensibi olarak gören zaten bu üç unsur olmasa
onları var eden güçlerine ulaşamayacak türkiye için birincil derecede problem kaynağı işletmeler. öyleki piyasaya baktığınızda 2000. şube açanını dahi görmektesiniz ki kapitalizmin ağababsı abd de bile bir şahıs yada şirkete o kadar denetimsiz büyüme olanağı verilmez mutlaka bir sınırlama getirilir. kartel ve tekel yasalarının olmadığı iş kanununun sadece işçi sikmek için yazıldığı işçinin hakkı için konulan düzenlemelerin de siklenmediği ülkemiz bu işletmeler için içlerinden kevserler akan cennettir. bu sayede üretici firmaları ve çalıştırdıkları işçileri istediği gibi sömürür sömürürler.
zenginliğine zenginlik katmak isteyen iş adamlarının gözde yatırımı. hayır her ilçede bir tane olur potansiyele göre ama abarttıkça abartılıyor artık. her mahalleye bir tane düşebiliyor bazı şehirlerde.
milyarlarca dolar para harcanıyor. onun yerine fabrika yapılsa, tüketirken üretsek, hem kalıcı bir iş istihdamı da sağlansa. ne güzel olurdu.
george romero'nun "dawn of the dead" filminde zombilerin doluştuğu mekandır.
bir o sahneye bakın, bir de alışveriş merkezlerinde insanların nasıl dolaştıklarına, pek de bir fark göremeyeceksiniz.
ampd verilerine göre nisan 2013 itibariyle türkiye'de 310 alışveriş merkezi bulunmaktadır. 2015 sonuna kadar da 90 yeni alışveriş merkezi daha açılması beklenmektedir.
zaten ayda 1-2 kez gidiyorum. onlarda da sorun çıkarıyorlar. bugün yine çantamı bıraktım, telefonumu ve anahtarımı da bıraktım. metal ıvır zıvır ne varsa attım kutuya. geçtim ve o cihaz ötmeye başladı. tekrar geçmemi söyledir. ellerindeki cihazlarla falan taradılar sonra.
en sonunda görevli "beyefendi neden oluyor bilemiyoruz ama bir sorun var." dedi. ben de sinirlendim ve "bende ötebilen başka bir şey daha var ama bence kontrol etmek istemezsiniz." dedim. sonra yanındaki arkadaşı da "neyse makinede sorun var sanırım. kusura bakmayın." diyerek izin verdi. umarım bir daha başıma gelmez de durduk yere tartışmam şu kendini cia'den zanneden güvenliklerle.