Alışmak, her şeye alışabilme olgusu...
Şayet ölmeyecek olsa insan, sırtına saplanmış bir bıçakla da yaşar ve bunun acısına da alışır. Alışmak kişinin kendi kendini şaşırtma durumudur.
Zaman her zaman ilaç mıdır? Oğuz Atay sorgulamış bunu mesela çünkü şayet öyleyse ilaç gibi olan zamanın da fazlası intihara girmez mi?
Anılar intihar ediyor gözlerimin önünde.
amk beni bu hale hep jeff buckley şarkıları getirdi. Adam ölüyken bile rahat vermiyor (!)
ankara'ya alışmak;
dışarı çıkınca, özellikle sabahları, yüzüne vuran soğuğa alışmaktır,
çankırı caddesindeki her çeşit insana alışmaktır.
ara sokaklarda gizlice sigara içen liselilere alışmaktır,
ego sırasına alışmaktır,
otobüste ayakta kalmaya alışmaktır, zira %80'i ayakta gider.
otobus kaçırmaya alışmaktır,
büfelerin sıkılmış kötü nar suyuna alışmaktır,
kızılayda dilenciye alışmaktır,
güven parkta çaycıya, çiçekçiye alışmaktır,
her caddede yerdeki orospuların kartlarına alışmaktır,
ulustaki dızolara alışmaktır,
mogan gölünün soğuğuna alışmaktır,
indirimli kart mı normal kart mı sorunsalına alışmaktır.
Tandoğan neden anadolu oldu demeyi bırakmaktır.
meydanlara alışmaktır.
her an karşına çıkabilecek işportacılara eyvallah demeye alışmaktır,
gece saat 10dan sonra hayatın bitmesine alışmaktır,
güneşin hiç tepeye ulaşamamasına alışmaktır,
denizsizliğe alışmaktır,
Anıtkabire bakıp kederlenmektir
kederlendikçe sigaraya bağlanmaktır
hitit heykelinin sıradanlaşmasıdır ankaraya alışmak
karanfil sokağının kalabalık gelmemesidir ankaraya alışmak,
bir sürü gereksiz şey öğrenmektir ankaraya alışmak.
Beş duyunun algıladıklarıyla dünyanın şekillendiğine inanıyorum.
Ama koku bir başka.
Müptezel eden cinsten
Alışınca hep duymak istiyorum.
Kavanoza saklayabilsem de her istediğimde o anı yaşaşam diyorum.
Olmuyor.
Alışmak zor, alıştığını bırakma daha da zor.
Perfume...