doğrusu; her çıkan yeni model cep telefonunu alın, yabancı sermayeye can verindir. elin almanı öküz olduğu için, bir video oynatıcıyı senelerce kullanabilmekte, yeni ürün alacağı zaman kendi ülkesinin mallarına rağbet etmektedir. biz ise ne bulsak almalıyız, amerikalıya, fransıza can vermeliyiz ki az gelişmiş ekonomimiz iyice taklaya gelsin, onların ekonomisi semirmeye devam etsin. sıcak para ile döndürmeye çalıştığımız ekonomimiz sittin sene spekülatif krizlerle boğuşmaya devam etsin. paranız varsa alın verin, çalın çırpın, can alın, can verin, ya bi siktirin gidin.
aslında durağan ekonomiler için dünya genelinde uygulanan bir ekonomi programı. ama bizde yanlış anlaşılıyor.
durağan ekonomide bir mal bir süre sonra nasıl olsa düşer diye herkes harcama yapmaz parasını bekletir. fakat bizdeki durum tam manasıyla böyle değil. nüfusun büyük bölümü kredi kartından yiyor. hatta kredi kartından geleceğin maaşını yiyor. hal böyle olunca böyle bir reklam da amacına ulaşmayacaktır.
hastalanınca Mutlaka doktora gitmeliyiz; çünkü doktorun yaşaması gerek.... Verdiği ilacı da almalıyız, çünkü eczacının da yaşaması gerek. Fakat ilaçları sakın içmeye kalkmalayım, çünkü bizim de yaşamamız gerek...
(bkz: domuz gribi aşısı)
tamam güzel söylüyorlar alalım verelim neye istiyorlarsa ona can verelimde. bu sloganı başlatıp türkiye'de en çok satışı yapılan ürün olan sigaraya %100 zam yapmayı düşünen zihniyet nasıl aynı oluyor onu merak ediyorum. sigarayı 10 lira yaparlarsa ekonomiye değil bana can vermeleri gerekecek.
tutmuş reklam kampanyasıdır. hatta nasıl tuttuysa artık 1,5 senede adamlar illahlah etti sıcak paradan, canlı ekonomiden. yakında yeter artık almayın tasarruf yapın diye reklam çekerse mb başkanı hiç şaşırmam.
alan kişi kredi kartıyla borçlanarak alır ya da veren veresiye yazar. ayrıca sokaktaki çiçekçiden devlet vergi toplayamaz . devlet vergiyi teşvik edecek yerde kaçırmayı teşvik ediyor. çok enteresan bir reklamdı.