cole'un 'i see dead people' itirafında bulunduğu sahnede kamera bruce willis'in yüzüne epey yakından ve uzun süren bir çekim yapmış. prodüktör, kameranın bu çekiminden ötürü seyircinin malcolm'un ölü olduğunu anlamasından bi hayli çekinmiş. neyse ki deneme izletmelerindeki ve filmin son halini izleyen hiçbir izleyici bunun farkına varmamış.
--spoiler--
doktor: sınıfta sorun çıkarmayan bir çocuksun değil mi?
çocuk: hayır pek öyle sayılmaz... bir keresinde bir resim çizdim, herkes çok üzüldü, öğretmenler toplantı yaptılar, annemi çağırdılar.
doktor: peki ne çizmiştin?
çocuk: tornavidayla öldürülen adamlar, vurulmuş insanlar v.b...
doktor: peki şimdi ne çiziyorsun?
çocuk: şimdi gülen insanlar, koşan köpekler ve gökkuşağı çiziyorum... gökkuşağı çizince toplantı yapmıyorlar...
--spoiler--
bende çok güçlü olduğunu hissettiğim duygu. Şöyle çok şey başıma geldi ama üniversite zamanında kantinden ekmek arası ve çay alıp boş olan yere giderken kampüsün ortasında top oynuyorlardı(sanki lise anasını satayım ) bende biraz yaklaştığımda hani böle spider man de örümcek hissi var ya onun gibi bişey lan çok derin hissettim ya lan dedim kesin top elime çarpıcak düşecek herşey yere dedim o kadar derin hissettim ki oradan geçmemek için altarnetif bir yol aradım ama bulamadım arabalar park etmişti duvar dibine yani gidecek başka yer yoktu neyse mecburen ordan gitmek zorunda kaldım ve tabi hissettiğim oldu top çarptı çay ekmek yerde ve işin tuafı biliyordum amk diye bağırınca millet bana baktı öle daha rezil oldum sanki çok acayip birşey gerçekten bazen kardeşim bu yüzden benden çok korkuyor
ilk sinema tecrübem çok eski bir filmdir, zamanında çok korktuğum, beni geren o zaman aslında çok küçük olduğum için pek bir şey anlamadığım şimdi açıp bir de bu gözle izlesem mi acaba dediğim bir psikolojik-gerilim filmidir.
defalarca izlenilse de aynı heyecanla kendini izlettiren film.film dışında bu altıncı his denen şeyin bende üst seviyede olmasından nefret ediyorum.sahip olunması hiç iyi bir şey değil heveslenmeyin.
an itibariyle trt 1'de yayınlanan hede değil filmdir. "hede" kelimesinin kullanımı konusunda bilinçlenmesi gereken bir çok yazar var sözlükte. hede ne amk her tanımı da bununla yapmayın. film desene işte.
kişisel bir yetenek mi bilmiyorum ama ben bunu biraz geliştirsem geleceği görürüm sanırım.
hayatımda etki edecek tüm olayları hissedebiliyorum artık. sadece onları ayıklamak gerekiyor.
yıllardır izlemediğim dram filmi kalmadı. google de ararken çokça duyduğum ama bir türlü izleme fırsatını bulamadığım film.2014 yılı 24 nisan akşamı ilk defa izlemekteyim.
bazı bazı epey korkutucu olandır. mesela kızın tekinin size gelip hayatınız hakkında bir şeyler sallaması üstelik salladığı bu şeylerin birebir doğru çıkması ve en nihayetinde bunları sadece altıncı hissine dayanarak söylemesi. epey ürkütücü.
dün gece 01:20 ile 2:15 arası bayağı bir yoğunlaşmış histi, sürekli bekle birileri seni düşünüyor arayacak mı aramayacak mı çırpınıyor diye uyarıyordu, sonra aramayacak yat dedi yattım, ve gerçekten arayan olmamış. seviyorum şu hislerimi ya müccessem bir varlık olsa sarılıp öpücem ulan..
Uzun zamandır merakımı uyandıran bir soru var: Acaba bir altıncı his geliştirebilir miyiz?
Meta-verilere ya da bir yerlerde varolan ve neyle karşılaşırsak karşılaşalım doğru kararlar almamıza yardımcı olabilecek bilgilere kesintisiz ve kolay bir şekilde erişmemizi sağlayacak bir his.
Bazılarınız diyebilir ki "E zaten cep telefonları bu işlevi görmüyor mu?" Ama ben buna hayır derim.
TED'de birisi ile tanıştığınızda -ki bu konferans yılın en büyük networking olayı tabi- tanıştığınız kişinin elini sıktıtan sonra "Bir dakika bekler misiniz telefonumu çıkartıp... ...sizi bir Google'layayım" demiyorsunuz herhalde.
Veya süpermarkete gittiğiniz zaman o upuzun reyonun başında çeşit çeşit tuvalet kağıtlarının önünde dikilip dururken telefonunuzu çıkarıp bir browser açarak bir web sitesine gidip hangi tuvalet kağıdı ekolojik açıdan en duyarlı tercih diye karar vermek için bakmazsınız.
Yani aslında bir sonraki adımımızın ne olacağı veya hangi faaliyetlerde bulunacağımız konusunda en uygun kararları vermemize yardımcı olabilecek bütün bu ilgili bilgilere kolay bir şekilde erişemiyoruz.
işte bu yüzden Medya Laboratuarı'ndaki araştırma ekibim bu tip bilgilere kullanıcıların davranışlarını değiştirmelerini gerektirmeden kolay bir şekilde erişmemizi sağlayabilecek bir dizi buluş geliştirmek için çalışmakta.
Ve bugün burada en son çalışmamızı ki hala tamamlanmamış olsa da bugüne kadarki en başarılı çalışmamız bu sizlere tanıtmak üzere bulunuyorum. Aslında cihaz şu anda benim üzerimde ve bunu tamamen piyasada bulabileceğiniz parçaları bir araya getirerek yaptık ve bu arada bu cihaz sadece 350 dolara mal oluyor şu anda.
Üzerimde bir kamera var, basit bir webcam sadece ve portatif, pille çalışan ve ufak bir de aynası olan bir projeksiyon sistemi. Bu parçalar cebimde bulunan ve haberleşme ve hesaplama cihazı işlevi gören cep telefonu ile iletişim halinde. Burada izlediğiniz videoda bütün bu sistemin uygulanması ve dizayn edilmesinin arkadasindaki deha olan öğrencim Pranav Mistry'i görüyoruz.
Ve bu sistem sayesinde nasıl herhangi bir yüzeyi kullanarak hemen önünde projeksiyonla yansıtılan bilgilerle etkileşebildiğini görüyoruz. Sistem dört mühim parmağı takip ediyor. Şu anda bazılarınıza belki tanıdık gelen basit işaret kapakları kullanıyor. Ama siz daha şık bir versiyon isterseniz tırnaklarınızı farklı renklere de boyayabilirsiniz.
Ve kamera bu dört parmağı takip edip Pranav'ın yaptığı tüm hareketleri tanıyabiliyor. Bu sayede bir Long Beach haritasina gidip zoom in veya zoom out yapabiliyor mesela.
Sistem aynı zamanda ikonik hareketleri tanıyabiliyor mesela fotoğraf çekme işaretini ve bu sayede önünüzde ne varsa fotoğrafını çekebiliyorsunuz. Ve Pranav Medya Laboratuarı'na geri döndüğü zaman herhangi bir duvara gidip çektigi fotoğrafları projeksiyonla yansıtarak onlara bakıp organize edebiliyor boylarını değiştirebiliyor, vesaire yine tamamen doğal hareketler kullanarak.
Büyük ihtimalle bazılarınız iki yıl önce de burada bulunmuş ve Jeff Han'ın yaptığı tanıtımı görmüşsünüzdür. veya bazılarınız "Bu Microsoft Yüzey Masası'na benzemiyor mu?" diye düşünebilir.
Ve evet, bu sistemde de doğal hareketler ve iki el kullanarak etkileşim kuruyorsunuz, vesaire.
Ama buradaki fark herhangi bir yüzeyi önünüze gelen her tip yüzeyi hatta başka bir şey bulamıyorsanız elinizi kullanarak yansıtılan bilgi ile etkileşim kurabiliyorsunuz.
Cihaz tamamen portatif ve de... (Alkış)
Yani çok önemli bir fark bu sistemin tamamen taşınabilir olması. Daha da önemli bir fark da şu ki seri imalata geçildiği zaman bu cihazın maliyeti günümüz cep telefonlarından daha yüksek olmayacak. Aslında cep telefonundan daha büyük bir cihaz da olmayacak - ve ayrıca şu anda üzerimdeki versiyondan daha şık da olabilir.
Ama tabi bazılarınızın "Azınlık Raporu" filmindeki Tom Cruise kadar "cool" görünme fantezisini gerçekleştirmenin haricinde bu cihazın bizi cok heyecanlandırmasının sebebi gerçekten de önünüzdeki herşeyle alakalı bilgilere ulaşmanızı sağlayan altıncı bir his gibi çalışan bir cihaz olması.
Şimdi Pranav'ı kağıt havlu satın almak için süpermarketteyken izliyoruz. Ve ürünü eline aldığı zaman sistem görüntü algılama ya da işaretleme teknolojisini kullanarak elindeki ürünü tanıyor ve bu ürün için yeşil ışık veya turuncu ışık veriyor. Daha detaylı bilgi isteyebilir. Burada yaptığı tercih mesela onun belirlediği kişisel kriterlere göre iyi bir tercih.
Tabi belki bazılarınız ekolojik olarak en zararsız tuvalet kağıdı yerine en çok ağartıcı içereni tercih ediyorsunuzdur.
(Gülüşmeler)
Kitapçıda eline bir kitap aldığı zaman kitabın Amazon'da aldığı puanı görebiliyor.
Doğrudan kitabın kapağına yansıtılmış olarak.
Bu bir önceki konuşmacımız Juan'ın kitabı Amazon'da aldığı puan da çok iyi bu arada.
Ve işte Pranav kitabın kapağını açıyor ve kitap hakkında daha fazla bilgiye ulaşabiliyor okuyucu yorumları, veya en sevdiği eleştirmenin verdiği bilgiler mesela
Belirli bir sayfayı açtığı zaman mesela belki uzman bir dostumuzun o sayfada her ne varsa o konu hakkında biraz daha ek bilgi sunan bir notunu görebiliyor.
Gazete okumak...
demode olacak diye birşey yok.
(Gülüşmeler)
Okuduğunuz olay hakkında video kesitler izleyebiliyorsunuz. Maç skorlarını canlı takip edebiliyorsunuz mesela. Bu biraz daha tartışmalı bir uygulama.
(Gülüşmeler)
TED'de birisi ile konuşurken belki o kişinin blogundan veya kişisel web sitesinden alınan ve o kişi ile ilişkilendirlen kelimelerden veya etiketlerden oluşan bir kelime bulutu görebiliyorsunuz.
Bu örnekte bu öğrenci fotoğraf makineleriyle ilgileniyor, vesaire.
Havaalanına giderken biniş kartınızı elinize aldığınız zaman size uçağınızın rötar yaptığını veya biniş kapınızın değiştiğini haber verebiliyor. Ve saatin kaç olduğunu öğrenmek çok kolay: sadece kolunuza elinizi kullanarak (Gülüşmeler) (Alkış) bir saat çizmek yeterli.
işte hayatta karşılaşabileceğimiz şeylerle ilgili bütün bu alakalı bilgilere kesintisiz şekilde erişmemizi sağlayabilecek bu altıncı hissi geliştirmek konusunda şu ana kadar geldiğimiz nokta bu.
Öğrencim Pranav; dediğim gibi bütün bunların arkasındaki deha gerçekten o.
(Alkış)
Çok büyük bir alkışı hakediyor gerçekten çünkü son üç aydır pek uyuduğunu sanmıyorum.
Ve kız arkadaşının da ondan pek memnun olduğunu sanmıyorum.
Tabi bu cihaz henüz kusursuz değil, hala üzerinde çalışılan bir proje
Kim belir belki bir 10 yıl daha sonra son haline gelmiş bir altıncı his beyin implantı ile karşınıza çıkarız.