”… ki böyle, tanıştığıma hiç memnun olmadığım kimselere, durmadan, ‘Tanıştığımıza memnun oldum,’ demek beni öldürüyor. Ama, bu hayatta kalmak istiyorsanız, ille de bu zırvaları söylemek zorundasınız.”
'Ne var ki, her şeyi bilmek için, belki de hiçbir şey bilmemek gerektiğinden, ademoğullarından bazıları, bildikleri her şeyi unutmaya hayatlarını adadı. Çünkü onlara göre, ancak hiçbir şey bilmeyen bir masum, gördüğü anda O’nu tanıyabilirdi. Bunun için belki de, ölmeden önce ölmek gerekiyordu. Ölmek aslında, içindeki şarabı tamamen döküp billûr kadehi boşaltmak gibi, her şeyi ebediyen unutmak ve artık hiçbir şey bilmemek demekti.'
Valeye vale de, maçaya maça. Ama bir fahişeye her zaman hanımefendi de. Hayatları yeteri kadar zor zaten. Ayrıca kibarlıktan kimseye zarar gelmez. - Rüzgarın Adı/Patrick rothfuss
Sorarlarsa, ne iş yaptın bu dünyada diye rahatça verebilirim yanıtını:
Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyarın arasına doğdum ve hiç birine çarpmadan geçtim aralarından.
oysa bizim bize gülecek kadınlara ihtiyacımız var. ama en çok da kadınların bize gülmesinden korkuyoruz. gülen kadınlardan ödümüz patlıyor bizim. bu yüzden şöyle ferah feza sevmeyi de sevilmeyi de beceremiyoruz. kadınların bizi gösterişli kabuklarımız yüzünden sevdiğini sanıyoruz. o kabuğa katlanmak için her gece nasıl ağladıklarını görmüyoruz.
"bir insan bir insanda başka bir hayatın kapısını görünce aşık olur. ne mutluluktur öte yandaki, ne de tadıyla meraklandıran bir acı. aşk diye buna denir: bir insan bir insanda tekinsiz bir ev görür. ben annende öyle bir kapı, öyle bir ev gördüm."