altay öktem

    1.
  1. her hafta penguen dergisinde yazan yazar.
    4 ...
  2. 3.
  3. "bundan niye yalnızca bir tane var?" dediğim insanlardan.
    5 ...
  4. 44.
  5. --alıntı--
    Her erkek, sevdiği kadınlar kadardır. Ne bir gram eksik, ne bir gram fazla! Hepsi hepsi, sevdiğin kadınların toplamasındır, o kadar. Her kadın yedeğinde bambaşka bir dünya taşır. Gerçi o dünyanın çok azını gösterir sana. Küçücük bir parçasını bırakır, terkedip giderken. Parçaları tamamlayabilirsen, hiçkimsenin bilmediği, hiçkimsenin farkında bile olmadığı, bambaşka bir dünyan olur. Ve o dünyanıntek sahibi, tek kahramanı olmanın keyfini sürersin.Ta ki başka bir kadın, ellerini kollarını sallaya sallaya, özenle yarattığın o dünyaya girene kadar.Elbette o da kendi dünyasını getirmiştir yanında ve küçücük bir parçasını sana uzatır. Onu da alıp kendi dünyana eklediğinde, dünyan, o eski dünya değildir artık. Yenilenmiştir, farklılaşmıştır, laf aramızda eskiden biraz daha çılgın, ama biraz daha tehlikeli olmuştur.O yüzden her kadın, her erkeğin dünyasını değiştirme gücüne sahiptir. Ha, bu gücü kullanır ya da kullanmaz; o bizim bileceğimiz iş değil.Sözünü ettiğim, insanın hayatına keskin bir kılıç gibi ani, bir o kadar da acıtarak giren; çıkarkende şarıl şarıl kanatan kadınlar, yani sevgililer değil yalnızca. istisnasız bütün kadınlardan söz ediyorum. Tanıdığımız, karşılaştığımız, öyle ya da böyle hayatımıza giren, bizi bir şekilde etkileyen bütün kadınlardan...Annemiz olabilir bu, teyzemiz,anneannemiz ya da babaannemiz olabilir. Kimi zaman kapı komşumuz, bizim dünyamızın bir parçası olma, daha doğrusu; bizim dünyamızı oluşturma gücü var.Az ya da çok, bizde payı var hepsinin...

    ...Ayrıca şaftımızı kaydıran kadınların ille de sevgilimiz olmasına da gerek yok. Hiç tanımadığımız, şöyle oturup iki muhabbet bile etmediğimiz, hatta yüzünü bile göremediğimiz kadınlar, yeri gelir, tam ortasından girerler hayatımıza. Kendimize yeni bir dünya yaratmamıza neden olurlar.Hatta, dünyamızın asıl sahibi olur çıkarlar ! Janis Joplin gibi mesela...

    ... Bir baktım; saymakla bitmiyor şaftımı kaydıran kadınlar. Terk edilmiş bir vapur iskelesini gizlice ateşe verir gibi seviştiğim kadınlar değil sadece; bambaşka bir dünyanın sırrını; dillerini ustaca kullanarak ağzıma fısıldayan kadınlar da değil... Onlarala sınırlı değil içimde haylaz bir çocuk gibi büyüttüğüm , içimde sessizce çağlayan bir dünya! Minik bir esintide bile, üşümeyeyim diye sırtındaki hırkasını çıkarıp omuzlarıma atan annem de var aralarında; küçücük bir çocukken, oyuncak arabaları yerde sürter gibi yapıp bacaklarının arasını göz ucuyla süzdüğüm kapı komşumuz da...

    Hepsi de bir parça koparmış kendi dünyalarından, cömertçe sunmuşlar bana .Tuhaf ama, Janis Joplin'in dünyasından da katmışım kendiminkine, Björk'ün dünyasından da... Böyle böyle bir dünyakurmuşum kendime.Demek hırkayla, dille ya da dokunmakla, bakmakla bitmiyor iş. Sesiyle de duruşuyla, gülüşüyle ya da aniden bir poster olup duvarına yerleşmesiyle de dünya kurabiliyor kadınlar.O yüzden, kendi Janis'imi anlatan bir yazıyla yetinmedim. Yazarken kendimi de tarttım, ölçtüm, biçtim kendimi... Baktım ki; sevdiğim kadınlar kadarım. Sevdiğim kadınların toplamıyım sadece .
    --alıntı--

    bu yazının sahibidir. saygıyla ceketimi ilikliyorum önünde.
    2 ...
  6. 40.
  7. barış uygur'dan tarihi bir ayar almış olan yazarımsı. ve şimdi ayarlar;

    "bizim bir arkadaş el alemin fanzinlerini izinsiz toplayıp kitaplar falan yazıp yer altı edebiyatçısı pozlarında geziyormuş; ukala ukala yazdığı yazılardan birinde, iki yıl önce 60 yaşında ölen syd barretti genç yaşta öldürüp bir de sex pistolsa sokunca punklar bir yandan pink floyd tayfası bir yandan ıssızda sıkıştırıp dövmüşler bunu. alnına da dövmeyle sid vicious yazmışlar tersten. aynaya bakınca okuyabilsin diye."
    2 ...
  8. 35.
  9. akdeniz üniversitesinde yaptığı söyleşi ve katıldığı şiir dinletisinden sonra meşhur kaleiçindeki simurg barda taş gibi bir öğrenci hatunu göz göre göre götürmüş şahsiyettir. edebi hayatında başarılar dilenesi.
    2 ...
  10. 5.
  11. Altay Öktem, 1964 yılında istanbul'da doğdu. Bir askeri okul (Kuleli) ve bir tıp fakültesi (Trakya Üniversitesi) bitirdi. Kendini şiire vererek; kimsenin elinden tutmadan zirveye doğru düşmenin yolunu yöntemini buldu. Eski Bir Çocuk, Sukuşu, Beni Yanlış Öptüler Aslında, Çamur Şiir ve Herşey: Oda Kırbaç Ayna adlı şiir kitaplarının ardından fanzinler, fotokopi afişler ve demoları incelediği Şeytan Aletleri adlı kitabı yazdı. Bütün kerimlerin hayatını Filler Çapraz Gider adıyla romanlaştırdı. Şubat 2002'de Kargart'da açtığı fanzin sergisinin ardından Genel Kültürden Kenar Kültüre: 101 Fanzin adlı seçkiyi, Şehrin Kötü Çocukları adlı fanzin şiir antolojisini, Hayat Bazen Çentiklidir adlı kitabında topladığı denemeleri ve Aslında Saçları Siyahtı adlı öykü kitabını ithaki Yayınları'ndan çıkardı. Bu kitaplarının ardından Sokaklar Tekin Değil adlı şiir kitabı ve Tanrı Acıkınca adlı romanı yayımlandı. 2004 yılında, içimde Bir Boşluk Var adlı deneme kitabını Sel yayınlarından çıkardıktan sonra, 2005'te Yasakmeyve'den Parça Tesirli adlı şiir kitabını yayınladı. Son romanı Bu Kitaptan Kimse Sağ Çıkamayacak ise Everest yayınları tarafından basıldı. Halen düzenli olarak Yasakmeyve, Hayvan ve Penguen dergilerinde yazıyor. iç organlara yakın bir mesleği (Doktor), bir eşi (Deniz) ve bir oğlu (Berkay) var.

    http://www.altayoktem.com/index.htm
    1 ...
  12. 4.
  13. fotoğrafçı arkadaşı * thomas dumas'ın fotoğrafları aşağıdaki deviant sayfasında bulunuyor...
    http://gazlibez.deviantart.com/
    1 ...
  14. 2.
  15. yazılarını ve kitaplarını severek takip ettiğim değerli insan.
    yasakmeyve hayvan ve penguen'de yazıyor.4 şiir kitabı "beni yanlış öptüler" de ayrıca biraraya getirildi.
    http://www.altayoktem.com
    2 ...
  16. 30.
  17. "ölürsen kurtulursun. ölmezsen, her an yeni bir cinayete kurban gitme ihtimali olan zavallı ve tırsık biri olarak yaşar gidersin öylece... sürünürsün. ama süründüğünün farkına varmazsın kolay kolay. hiç çiçek görmemiş bir körün çiçeği yanlızca dokunarak, şeklinden tanıması gibi, hiç yürümediğin için sürünmeyi yürümek sanırsın. tıkanırsın. boğazına bir yumruk felan düğümlenmez! karşındakinin suratına yumruğu yapıştırmak için gerildiğinde, yumruğuna, hiç tanımadığın, yüzünü bile görmediğin birinin boğazı dolanır. yanlış adama vurduğun anlamına gelmez bu. çünkü, bu karışıklıkta zerre kadar suçun yoktur senin. sen birine vurmak isterken, yumruğuna bir başkası gelip yerleşmiştir, o kadar."

    *
    1 ...
  18. 39.
  19. karakalem'imizin editörüdür
    herşeyimizdir.
    ofiste temiz bardak kalmamışsa bulaşık yıkattırabilir.
    kahve yaptırabilir ödülü herzamanki hoş muhabbettir.
    altay abi benden börek ister çörek ister en yakın zamanda
    hem bir de deniz abla vardır karısı dünya tatlısıdır kırmızı saçlıdır.
    biz ailecek seviyoruz hem zaten ailedeniz:)
    *
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük