--spoiler--
sevgilim şart değil bir silahın
ateş aldığını ispat etmek için tetiğe basmak
işte avuçlarımı seyret
ve kabzanın üzerine yonttuğum niyet
sana bir şeyler çağrıştırıyor olması lazım
sevgilim uyan bu çöle yoksa
gözyaşından vahalar dikeceğim ki murattır
ayrılık
kalbime dokunduğun an gerilen bir susta
ve kavuşmak çok kanlı bir seraptır!
--spoiler--
'' biliyorum seni sevmem beni de yırtıcı kılıyor
ama sen beyazsın diye ben zenci değilim
sen varsın diye kara bir deriyle kaplandım
hatta sen
bu çağa tüfek sevkiyatını yaparken
benden bir zenci olarak iltihaplandın. ''
"benim sevgilim vagonlarını deviren bir şimendiferdir
her devrilen vagon için bir öküz infilak eder böylece
böylece seni sayıklamış olurum müslüman bir gece
bir müslüman tek başına abartısız bir tamlamadır
çünkü bir müslüman kelime-i şehadet ile
iç içe bir lisandır"
sen başörtülü bir kadının resmini yapabilir misin ey mümin?
işin kolayına kaçmadan ama
anaların ayakları altında cennet kuyruğuna girmenin değil
ne de kuran okuyan erkek bir ağzın bir türlü kalbe duramayışının
ne de sünnete hiç benzemeyen sözde bir peygamber taklidinin
sen başörtülü bir kadının resmini yapabilir misin ey mümin?
2011 senesinin başlarında kolları kesilen bir kadının resmini yapabilir misin?
çok yazık çok yazık bugünü de gördük
alnımız secdeyle kırılsa cennete giremeyizin resmini yapabilir misin kardeşim?
bir etkinlik daveti:
alper gencer seni
yeni bir okuma etkinliğine davet etti.
başlıca haberler:
dünya ortadoğudan gelen ayak sesleriyle uyandı
devrilen domino taşlarına benziyor diktatörler
aradığı ümidi devrimde bulan insanlar mutlu
afrika’da devrimcilik kazandırıyor, kabileler şokta
haber kaynağı:
tunus, mısır, libya
yemen, cezayir, ve fas bekliyor sırada
bildirimler:
libya halkı büyük bir devrim yapmak istiyor
onayla
kaddafi halkı tarafından zalim bir diktatör olarak etiketlendi
altı buçuk milyon libyalı bunu beğendi.
mısır'dan giden gönderiyi gör:
hüsnü mübarek
grup kur:
devrim ve çay
uygulamalar:
zalime hakkı göstermek
mazluma omuz vermek
durmadan dua etmek
oyunlar:
is ra il ve a be de
fotoğraflar:
Muhammed Buazizi kendisiyle birlikte
ortadoğu ve dünyayı ateşe veriyorken...
yorum yap
durumum:
çok şükür
ne düşünüyorsun? :
çocukları...
tümünü gör
devrim dalgası bütün dünyayı sarıyor.
alper gencer bu bağlantıyı beğendi.
mesajlar:
sakın ümidinizi kesmeyin.
paylaş
arkadaşlarınla sohbet etmek için devrimiçi ol
ortadoğu profil resmini değiştirdi.
bütün devrimciler bunu beğendi.
rakımı yüksek bir yerden deniz seviyesine indiğinde zorluk yaşadiğini ifade etmiştir. herşeye rağmen uzun saçlari ve doktorluğu bırakması sevimli gelmektedir. ama ah muhsin ünlü den öğreneceği ne kadar çok şey vardir bir bilseniz.
'' şimdi unuttuğumuz bir rüyadan uyandık
şimdi düşman belliyoruz bu yüzden uykuları
şimdi bütün görüntüler acayip karıncalı
şimdi karım olarak sonsuza dek kalmalısın
beni zor bellemen senin kolay olmandan değildir
aslında ben çekilecek bir adam da değilimdir
yol üstünde aksamak güzergâhın şerrinden değildir
soyunmuş bir kral artık kral değildir
rüyayla düpedüz dalaşıyor gerçeklik
biz dünyayı rüyamızla donatalım sevgilim
gerçek dediğin devlet kadar puşt bir yalancıdır
seni benden ayıran her şey yalancıdır
görünen görenin körlüğüyle müttefik
kral çıplak değil,
kral pornografik. ''
şiir yazmak zorunda olan adamlardan alper gencer. yepyeni bir şiiri var, ah muhsin ünlü'nün yine yepyeni şiiriyle kardeş duygularla yazılmış olan. muhteşem valla.
cevapsız bir çagrı olarak devlet
i.
bir gün bütün faşistler ölecek anne
yer yarılacak ve sonrası malum
tabiata son'suz güveniyorum
şartlar devrimci olmamı gerektiriyor
bu sözle sessizliğin kanına giriyorum
bu kedersiz suskunluğun kanını emip tükürmek
saltanat zehrinden iktidar sevdasına
devletin bekasını bombalamak istiyorum!
bir gemi de ben kaldıracağım buradan
bu yüzyıldan kendime merhamet yontacağım
bu zulmü ortasından gemilerle yaracağım
dağlardan hudutlardan vicdan kaçıracağım
devrimciler çok sever dağları denizleri
devrimci olmamdan en çok annem endişeli
ama BM beni kınasa annem buna aldırmaz
Ben BM'yi kınasam BM bana aldırmaz
ha birleşmiş milletler ha üçer üçer koşturan maymun sürüsü
ha tersine darwinizm ha "viva devletlûm!"
ha otoriteden müsaade ha aldanmak masivaya
kan alırken çatladı arzın ar damarı
hemşir'anım dünyaya az pansuman yapsana
haç gölgesinde kadrolaşan avrupa
ruhu şarampole yuvarlanan latinler
her hançerin yankısı ingiliz siyaseti
onun duygusuz piçi birleşik devletler
her zulmün altında israil hükümeti
sesi parçalı boğuk patetik sovyetler
biat farkı yüzünden gözleri hala yumuk
kendi kazanında uzak doğu milleti
komşusunun katlini izleyen kukla
yatacak yerin yok senin mısır medeniyeti
kral diye bir arap okumadım kitapta
o halkından kopuk bir ortaçağ obezi
kendi milletimin bile kendi devleti
ile husumeti, kan davası var
ölmez isen zorlarlar seni ötenaziye
öpecekmişçesine parçalarlar sineni
inerek dil köküne şarkını yasaklarlar
destanların şehirlerden geçmez olur böylece
tövbe haşa Allah'la senin arana girip
yaptığın ibadeti ha bire zapt ederler
eleğimsağma misali açılan
inançları yek renge raptederler
karşı koysan bir punduna getirip
yasayla, imzayla darp ederler
asırlardır duvara asılı resimleri
değiştirme isteğinle harp ederler
kahrolsun meşruiyet!
kahrolsun meşruiyet!
ve böyle kamu vicdanı
ve yersiz öten yönsüz uçan hukuk kuşları
ve mazluma durmadan suç isnat eden
zalimi aklayan o meşru yalan
bilmez ki senin mabedini yıkarak
kendi Mabut'una kast etmektedir
bilmez ki kast ettiği o güzel Mabut
güneş sistemine emretmektedir
devlet soluk aldıkça faşist doğurur
çocuk mahpus düşerse devlet vurulur
hayaletler ve putlar ve çuvalla para
babamı devletin tabutuna koydurur
ii.
babam ters ters bakarken onu çok seviyorum
babamdan devletle geçinmeyi öğrendim
babalar hiç durmadan devleti çok seviyor
babam ters ters bakarken bana
doğru yaptığıma inancım artıyor
babam ama yağız delikanlıyken
rest çekmiş devlete, sürmüşler onu
gül eğmiş boynunu, yaraya merhem
sürdü mü bülbül, bülbül olur mu?
babam orta yoldan gitmemi arzuluyor
Resulullah öyle buyurmuş diyor
babam Resulullah lafzının beni
en zayıf noktamdan vurduğunu biliyor
iii.
ifrata yetecek itidalim kalmadı
bir yolun ortası tam olarak bazen
bir gemiye atlamak ve bir daha dönmemektir
mazlumun feryadı yankılanınca
çölsüz sesin hükmü düşer
cayar gövdesinden kelle
güverteler kana bulanır, kan denize
bu mesela biraz da şöyledir anne
artık mağara kapılarını örümcekler örtmese de
Sevr'de yuva yapmasa da güvercinler
en devesiz zamanında yeryüzünün
bu muhataralı çölü bir defada geçecek
bulunur yine bir gemi dolusu yürek
ve Sıddık ayağıyla gelip kapatır bilânçoyu
çünkü Sıddık'ın ayağını yılan soktuğu zaman
devesizdi ve yanında Peygamber vardı
malı mülkü ömrüne yetecek kadardı
benim böyle zengin arkadaşım olmadı
hayat müşterek dedim, kaçıp gitti her biri
çok parası olanın benle işi yok
benle işi olanın çok parası yok
on binlerce lirayı apansız borçlanınca
babamdan "Allah Kerim!" söylemeyi öğrendim
babamdan islam'ın beş şartını öğrendim
babamdan zalimlere sabretmeyi öğrendim
babamdan taksit yapıp borçlanmayı öğrendim
babam ömrü boyunca bana dua etmiştir
ben oğluma ömrümce dualar edeceğim
oğlum benim kabrime gelip bir tas su dökse
"babacım" dese bana "günahların affolsun"
Allah duysa oğlumu duayı kabul etse
maaile kavuşsak orda cennet ehline
bağıra bağıra yahut kısık sesle her neyse;
darphaneler yıkılsın! tersaneler kurulsun!
denizler mazlum için gemilerle donansın
babam geçsin dümene annem balık pişirsin
gemi varsın Gazze'ye, dünyada savaş bitsin
iv.
bir gün bütün faşistler ölecek anne
son düdük çalınacak ve müsabaka bitecek
sana sil baştan anlatmak istiyorum
bir ucu uzasın gitsin uzaklara
söylersen göremezsin, görürsen söyleme
sen yaşarken seni seviyor olmak
kavgada tutarlılık zerk ediyor gövdeme
putlaştıkça puştlaşan faşist imalat evi
sürtündükçe yanına karası bulaşan devlet
ağlayan bebelere sağır kaldıkça
ne bekası kardeşim, kimin bekası!
dünyada iktidar denilen köpek
israil devleti ve yardakçı şürekâsı!
çok sıcak bir çöl sahnesi düşleyin
çok kızıl bir çöl sahnesi düşleyin
ya da bir güverte bir helikopter
öncesinde her taraf yeşil ve serin
kendini üreten merhamet var önce
vicdan parasız yatılı ve hikmet
bütün sokaklarda işporta
yani bir sokağa saptığınızda o sıra
neredeyse imkânsız hakikate değmemek
sorulacaksa bir gün o gün sorulacak
o gün anlaşılsın diye bir daha
adaletin filmini çekti ihanet
ayrılmamışsa insan nazarında akla kara
o vakte dek derişmemişse hala beyaz
Kerbela'dan büyük trajediye
tanık olmamıştır olamaz bu arz
ve dönüp bakınca, tam olarak orada
iki omzu üstünde yoksa hala kellesi
güzeller güzeli Peygamber torununun
sizin boynunuz da, iyi bilesiniz
hiçbir başla gövdeyi birbirine bağlamaz!
ben öyle bilirim ki dünyadaki dehlizimiz
o dehlizse bizi cennete vardıracak
gidip yezidin yakasına yapışıp
mazlumun hakkını söke söke almaz isek
vay halimize ki, vay halimize!
işte bu yüzden açıldık Akdeniz'e
korkak yuvalardan düğmeye basanları
ibretiâlem için gemilerle faş ettik
şairi devletinden kovmuş Eflatun,
devlette gözü olan şair namerttir
ne kovulması ulan, biz istifa ettik!
v.
devletin bekasından bana ne anne
şaka yaptım üzülme zaten bombam da yok
bombam yok ama bu şiir infilak edebilir
ben elimde bir pimle dünyaya geldim
ve itiraf ediyorum şimdi burada
zalime atılan her bombada pimim var
benim evde aslında pim koleksiyonum var
hiç bombam olmadı hiç silah kullanmadım
ama mazlumlara atılan her mermiyle vuruldum
evet, tamam doğrudur dünyanın en iyi
filarmoni orkestrası belki israil'dedir
ama toplasan bütün o notaları sesleri
bir Hatayi yahut bir Veysel eder midir!?
bizi yalnız sevgi alt edebilir
şimdi mesela yani Peygamber
yağmurun altında kim bilir ne güzeldir
Peygamber yağmurda ıslanırken ne güzeldir
Peygamber ıslanırken yağmur ne güzeldir
Peygamber'i çay içerken keşke görebilseydim
Peygamber'le oturup çay içebilseydim
Peygamber'le birlikte zeytin yiyebilseydim
Peygamber'le oturup kalkmak ne güzeldir
Peygamber'le oturup kalkmak en güzeldir
"sen şimdi sabrımın taşını yuvarlarsın
uzatırım saçları, tırnakları, anları beklesem büyür müsün sen çocuk?
ırmaklar genişliyor, dallanıp
budaklanıyor ağaç...
sen şimdi sabrımın taşını yuvarlarsın
gizime bir ilmek daha atarım ben
böylece bir kakül iner o çıplak alına
alın o ki saçtan kırışmaz zerresi
kırışır seni beklemekle geçen zaman
belki hiç
gelmezsin!
sen şimdi sabrımın taşını yuvarlarsın
bir yeti değil mi aradığımız ortak?
yangınlara alışma(!), eğimler seni bilsin(!)
ilk tılsıma vurulmuşuz seninle ikimiz
yağmura şaşıyorum hala bak
senelerdir yağıyor halbuki" *
edebiyat, sinema ve düşünce yazıları ve şiirleri çeşitli dergilerde yayınlanmakta olan, görüldüğü anda ne kadar güzel bir insan olduğunu hemen hisettiren, güleryüzlü, samimi, dost insan.