--spoiler--
görme, işitme, tatma, koklama hepsini toplasanız dokunma duyusunun kapladığı alanı kaplamıyor. duyuların en yoğunlaştığı bölge ise el parmaklarımız; bir saç telini ayırt edebilecek hassasiyete sahip. yani kant boşuna, el ileri uzanmış bir beyindir, demiyor ve emrah serbesin yazar olduğunu öğrenen memur bey boşuna onun parmaklarına kast etmiyor. sözün özü, bakmayın yüreğinde, ruhunda, dalağında falan fırtınalar kopanlara acıyı parmak uçlarında hissetmeyen kişiden yazar olmuyor
--spoiler--
26 yaşımdayım. hayatım boyunca okudum. yerli yabancı bir çok yazar ve üstadı. d&r'da kitap sorumlusu olarak çalıştım. Bu bir kıstas olmasa bile kitaplara aşinalığımı düşünün. Ama son bir haftada bu adamım üç kitabını da okudum ve şu an hayatımda hiçbir zaman duymadığım bir eksiklik yaşıyorum. Onlarca kitabı daha olmalı ve okumalıyım. Okuduğum en iyi yazar. ve de bir röportajda kendisine sorulan soruya şöyle karşılık veren bir deli,
- Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunusunuz. Psikoloji ile ilgili neler yapıyorsunuz?
+ Bunalıma giriyorum.
kitaplarındaki kadın karakterlerin daima karaktersiz ve aptal, bunların yanında seçmeli olarak ya silik ve ezik ya da kaşar olduğu yazardır. schopenhauer benzeri, kişisel deneyimlerden kaynaklanan bir genelleme mi yoksa bilinçli bir ironi mi anlayamadığımdır.
başımıza ne geldiyse, hep konuştuklarımızdan! tabi bir de anladıklarımız var. oysa ne varsa, konuşamadıklarımızda! ne varsa, işte o anlamadıklarımız var ya, hepsi onlar! oraya gitmenin bir yolunu bulmalıyız. konuşmadan ve anlamadan, insan neyin farkında olabilir ki? ey senin farkında olmamla başlayan maceram, bana borç ver biraz! ey sırrın bir işe yaramadığı açıklık! ey sen! ve ey sen olmayan! ve ey sen olmakla olmamak arasında salınan! bütün yazmadıklarım beni bulsun, böylece yazmayabilirim!
sana dönünce lunaparkta bir çocuğun ölümünü seyreder gibiyim azizem. ben artık biraz uyumalıyım. biraz kiraz yemeliyim. ve ey su içmek, beni boşver! ölmek gibi sevmek asıl bu eksik aramızda!
kendisi afilli filintilardandır. kısa romanlar kaleme alıyor. çok da sürükleyicidir ve güzeldir romanları. bazen bir cümle söyler yarım saat düşündürür beni. cümleyi anlamadığımdan düşünmem. bunu daha önce ben nasıl düşünemedim diye düşünürüm. orhan pamuk, elif şafak, canan tan, ayşe kulin gibi çok popüler yazarları okuyacağınıza bir kerecik olsun alper canıgüz okuyun derim. bu yazarlrın bir kitabına harcayacağınız enerjiyle alper canıgüz külliyatını bitirebilirsiniz.
Ayni kitabinda kahkaha attiran, huzunlendiren, heyecanlandiran, korkutan, meraktan catlatan yazar. Psikoloji okumanin de hakkini vermis, tesekkurler. Keske bir kac tane daha olsa, ayni heyecanlari yasayabilsek.
soyadını nedense inanılmaz güzel ve hüzünlü bulduğum insan.
"sevenler birbirlerine yara izlerini gösterirler. ilk önce bunu yaparlar. sana ruhumu açmadan önce bil ki incinebilirim demek için. çünkü en çok sevdiklerin yaralar seni."
kitap adı altında yaratıcı zeka ürünü tasarlıyor kendisi .
yalnız kadın karakterlerini sevememiş zannımca.
"ağlamanın bir kadın için her daim ulaşılmaya çalışır bir ruh durumu olduğuna inancım tamdı"
"...sokağa çıktım. bizimkilerden kimseyi bulamayacağımı biliyordum.Anneleri hafta sonları kolay kolay salmazdı onları sokağa. babaları seçkin ve geçkin günlerinin teminatı veletlerinin nasıl semirdiğini görsün de, sürdürdükleri köle hayatını bir nebze meşrulaştırabilsin diye. kadınlara yakışır incelikte bir işbirlik"
bunları çoğaltabiliriz
bu seksizme varmadan köşeden dönmüş duygu durumu nedendir dediğimdir.
Sevenler birbirlerine yara izlerini gösterirler. ilk önce bunu yaparlar. Sana ruhumu açmadan önce bil ki incinebilirim demek için Çünkü en çok sevdiklerin yaralar seni.
öyküler başta olmak üzere yazın sanatının nerede ise her branşına karşı ilgili bir okuyucu olarak gariptir, hiç kimse tarafından tavsiye almadan, tamamen bir tesadüf eseri varlığından haberdar olduğum değerli yazar. diğer bir ifadeyle, son zamanlarda okuduğum en güzel eserlerin yazarı.
düşleriyle-gerçekleriyle, günlük yaşamlarını okuyucuyla paylaşan kahramanları öylesine sıradan ve bizlerden ki onlarda her an kendimizden bir şeyler bulabilmemiz mümkün. bırakın! konusu ve kahramanlarını, anlatımındaki sıcaklığı hissetmek için dahi okunmaya değer bir yazar.
murat menteşle birlikte en sevdiğim iki yazardan biridir.murat menteş kadar kitapları başyapıt mertebesine ulaşabilecek seviyede gözükmesede kesinlikle murat menteş'in romanlarından daha acımasız ve mutsuz romanlar yazar ve her romanı absürt,sürükleyici,güldürücü,üzücü kıvamdadır okurken bir an bile sıkılmazsanız ve merakla okumaya devam edersiniz.umarım arayı fazla açmadan yeni romanlar yazmaya devam eder biz de okuyup hayatlarımıza bir tutam mutsuzluk katmaya devam ederiz.