ikisi de dünyanın en büyük iki belâsından biri olan cermen'dir.** ingiltere, ada ülkesi olmanın getirilerini yıllarca yemiştir. her şeyleri kendilerine özgüdür. roma imparatorluğu'ndan beri doğru düzgün işgâl görmemiştir. siyasi birlik konusunda da pek çok avrupa ülkesine tur bindirmiştir. sanayi devrimi'ni başlatmış, treni yaygın kullanıma sokmuş ve daha pek çok şey yapmışlardır. ahım şahım bir ordusu olmamasına karşın donanmasıyla hem kendini korumuş hem de akıl almaz derecede geniş bir alanda sömürgeleşmiştir.
almanya, siyasi birliğini geç tamamlamıştır. özellikle fransa'ya arasında sürekli sınır krizleri yaşamıştır. verimli toprakları olması hem avantajı hem dezavantajı olmuştur.
düzeltme: doğru düzgün yazmayı unutunca normanlar'ı ve saksonlar'ı adamdan saymamış gibi olmuşuz.
iki dünya savaşında birbirlerini yemeye çalışmışlardır.almanya ilk üç senesinde üstün sonrasın da hüsrandır ingiltereyse tam tersidir.bir de coniler vardır o da ayrı bir konudur.
almanya dengeli bir şekilde kalkınmıştır, güzel ve gelişmiş şehri çoktur.
ingiltere londra'sız bir hiçtir.
almanya tarihinden haklı olarak utanır.
ingiltere tarihinden haksız olarak gurur duyar.
almanlar yer yer kabalığa varacak derecede açık sözlü ve dürüsttür.
ingilizler ekseriyetle kibar ve çakaldır.
almanlar ingilizce konuşmaktan gocunmaz.
ingilizler asla almanca konuşmaz. zaten insanlık tarihinde almanca bilen bir ingiliz görülmemiştir.
almanların mutfağı tuzludur.
ingilizler genelde tatlı atıştırır.
almanlar sanatı izlemeyi tercih eder.
ingilizlerin müzik, televizyon, tiyatro, bale, güncel sanat ve modern edebiyatı dünyayı sallar.
almanya'da açık mekanlarda alkol, kapalı mekanlarda sigara içilebilir.
ingiltere'de içilemez.
almanların otoyol ve demiryolu ağları her görene parmak ısırtır.
ingilizlerin otoyolları vasat, demiryolları rezalettir.
alman medyası ve filmlerinde tüm kadınların en azından pübik tüyleri vardır. tüysüz kadın büyük tabudur.
ingiltere'de ise tam tersi.
almanlar bürokratiktir.
ingilizler pratik.
almanya'da yaşam alanları (köy, sokak, park, şehir vs) insan eli ile düzene tabii tutarak güzelleştirilmeye çalışılır. yabani otlar temizlenir, arnavut kaldırımlarındaki yeşillikler yolunur. çevre bitki düzenlemesi, ağaçlandırmada vs hep intizam ön plandadır. ingiltere ingilizlerin bohemvari güzellik anlayışı ile daha paspal görünür. bahçeler, yeşil kuşaklar ya kendi haline bırakılır ya da minimum insan etkisi ile şekillendirilir.
almanya'da kış lastiklerini takmak yasal yükümlülüktür. ingiltere'de her kar yağışında trafik kitlenir, haberlerde ana konu olur.
almanya'da opel hali vakti yerinde olmayanlar tarafından tercih edirken arabaların çok daha eski ve küçük olduğu ingiltere'de orta sınıf araba muamelesi görülür.
ingiltere avrupa'nın hasta adamıdır, konumu daha da geriye düşecektir; almanya avrupa'nın ağa babasıdır, zamanla daha da kuvvetlenecektir.
ingiltere sosyal hakları ve iş hayatı ile amerikan kuzeninin etkisi altındadır; almanya'da sosyal devlet daha ön plandadır.
almanya sanayi devidir, üretimini ülkenin her tarafına daha dengeli dağıtabilmiştir; ingiltere'de sanayi londra çevresi, manchester ve glasgow'un dışında yer bulmaz.
ingiltere'de ücretler yüksek, yaşam çok pahalıdır, almanya'da ücretler düşük, yaşam görece ucuzdur;
ingiltere finansal gücünü (ki başka birşeyi kalmadı) euro dışında kalarak korumaya çalışır, almanya euro'yu yayarak sanayisine güç katar.
ingiliz mutfağı korkunç zayıftır ama kozmopolit yapısı nedeniyle seçenekler fazladır; almanya avrupa'nın göbeğinde olduğundan daha orta karardır ama almanlar değişik tadlara ingilizler kadar açık değillerdir.
ingiltere'de evler dış görünüş itibari ile sevimli ve tarihi görünüm arzeder ama yaşam alanları çok küçük ve kalitesizdir; almanya'da evler daha sıradan ve iri yapıdadır ama iç alanları daha geniş ve ısıtma, yalıtım gibi regülasyon gereksinimi ve teknik beceri gösteren konularda daha gelişkindirler.
ingiltere'de içki pahalıdır buna rağmen içen ingilizler taşkınlık yapar, almanya'da içki sudan ucuzdur, buna rağmen reşit olmayan almanlar bile adam gibi içerler.
ingiltere'de pub kültürü her jenerasyonun sosyal hayatının temelindedir; bu kadar etkili olmasa da almanya'da biergartenler vardır ve genelde üst yaş grubuna hitap eder.
ingilizlerin espri anlayışları almanlara göre daha çok kelime oyunlarına, ironiye ve alaya dayalıdır. almanların ise daha çok fiziksel ve somut durumlara dayalı bir espri anlayışları vardır, dolayısıyla kimi zaman soyut kavramlara dair esprileri anlamakta zorlanırlar.
almanlar için sonuç ve ürün daha önemliyken, ingilizler için sonuç kadar süreç ve o süreçten öğrenilenler de önemlidir.
ingiltere ülkedeki göçmenleri sisteme entegre etme konusunda daha başarılıdır. almanya'nın bu konuda (hem almanlardan hem de yabancılardan dolayı) alması gereken çok yol vardır.
ingilizlerin havadan sudan konuşma potansiyelleri sınırsızdır. aslında hiç ilgilenmeseler de belli ortamlarda bir arada bulundukları/bulunmak zorunda oldukları kişilerin hayatlarıyla ilgili genel geçer sorular sorarlar. aksi kabalık olarak algılanır. almanlar ise bir odada saatlerce konuşmadan durabilirler.
ingiltere'de teenageler daha gürültülü, özellikle alkollüyken dışarı dönük ve giyim tarzı olarak marijnal olmaya çabalarlar. almanlarda ise bunun orta yaştan sonra daha yaygın olduğunu gözlemledim.
ingiltere'nin hemen hemen her sanat alanında dünya çapında ürünler vermiş çok değerli sanatçıları, yazarları vardır. bunu hem kendi ülkelerindeki birikiminden yararlanarak hem de gittikleri, kısa veya uzun süre bulundukları ülkelerdeki birtakım akımlardan, seslerden, görsellerden etkilenerek bambaşka bir hale büründürüp tekrar sunarlar. almanya ise bu konuda ingiltere'ye göre çok daha kısır bir ülkedir. dolayısıyla ingilizler çeşit bolluğu sebebiyle almanlara nazaran sanat için harcayacakları para konusunda daha seçicidir. bunu sadece ingiliz grupların turne programlarında ingiltere'den çok almanya'da konser tarihi açıklamalarıyla bile görebiliriz.
alman sağlık sistemi ingilizleri donunda sallar. hem kalite hem de ücretlendirme konusunda.
almanya'nın coğrafi konumu ekonomisinin bugünkü üretkenliği konusunda büyük avantajdır. ingiltere'nin ada ülkesi oluşu bu noktada kıta avrupası ile olan her türlü ilişkisinde ekonomik olarak dezatavantajdır. bununla beraber, ingilizler dezavantajları avantaja çevirmek konusunda almanlara göre daha yaratıcı ve kurnazdırlar, birçok konuda çok daha esnektirler.
almanya geri dönüşüm ve çevre dostu teknolojiler üretme ve kullanma konusunda ingiltere'ye nazaran daha ileridedir.
bu iki kültürün beraber başardığı en önemli şey nedir diye sorulacak olursa cevap: amerika birleşik devletleri olmalıdır. abd'deki 17 eyalet dışındaki tüm eyaletlerdeki nüfusun çoğunluğu almanya veya britanya (ingiliz+iskoç+irlandalı) kökeninden gelmektedir. bu da abd'denin şu anki nüfusunun yaklaşık %38'ine denk gelir. meksika sınırındaki eyaletlerle, afro-amerikalı nüfusun (köle ticaretinin buralarda yoğunlaşmış olması nedeniyle) fazlaca olduğu bazı güneydoğu eyaletleri hariç abd'nin tüm kuzey eyaletleri + florida'da bu iki ülkeden göçen insanlar çoğunluğu teşkil eder.
almanya fiili olarak işgal altındadır.
an itibarı ile 20.000 ingiliz askeri almanya da bulunmakta.
50.000 civarı da amerikan askeri var almanya da.
almanya iki dünya savaşı çıkarmış, ikisinde de yenilmiştir.
ingiltere o iki dünya savaşı da dahil yüzlerce savaş çıkarmış, kazandığını kazanmış, kazanamadığı gibi görünenleri de yine bir şekilde lehine çevirmiştir.
almanya işgal edilendir.
ingiltere işgal edendir. almanyada nrw'den hamburg'a kadar geniş bir bölgeyi işgal etmiş, hala da orada varlığını sürdürmektedir.
almanya bmw'dir.
ingiltere ise bmw'nin otomobil üretmesini sağlamış ortağıdır. ingiliz austin motors lisansı ile ilk bmw otomobili üretilmiştir. bmw'nin günümüzde %4.8 hissesi sadece almanya'dadır.
almanya her savaş çıkardığında tepesine vurulduğundan kendini otomotive, makineye v.s. vermiş, sanayi hamleleri gerçekleştirmiştir.
ingiltere sanayi devrimini başlatan ve o devri çoktan kapatandır.
almanya ağırlıklı türklerden müteşekkil iğrenç hibrit bir toplum haline gelmiştir. halen de çok ulusluluğu içine sindirememiştir.
ingiltere her milletten her ırktan herkesin kraliçeye bağlılık kaydıyla ülkesi olabilmiştir.
almanya müzik adına yurtseven kardeşler, ismail yk gibi davul zurna rock grup/sanatçılarıyla rammstein gibi batı taklitçisi oluşumlar çıkarabilmiştir. almanlar ingiltere çıkışlı müzikleri seve seve dinlerler.
ingiltere için ise kısaca müziğe dünyada yön veren ülke demek yanlış olmaz. ingilizler almanların müzikle uğraştığını bile bilmediklerine eminim.
almanya sadece almanyadır.
ingiltere ise üzerine güneş batmayan imparatorluktur. kanada'dan yeni zelanda'ya günümüzde her ne kadar eski imparatorluk denilerek hasta adam yakıştırması yapılsa da ingiltere halen dünya siyasetinde bizzat aktif rol oynamaktadır. karşılaştırmasını yapmak bile saçmalıktır.
almanyanin biralari super, ingiltereninkiler eh işte. almanyada tren aglari, toplu tasima, sehircilik kavramlari ust duzeydedir, ingilterede hala heryere otobusle gidilebiliyor. bir almanla anlamili bir iletisim kurabilmek icin, arkadaş olmak bile demiyorum bakın, uzunca bir süre geçmesi gerekir, ingilteredeyse marketteki kasiyerin size 'my love' diye hitap etmesi işten bile değildir. ingilizler modern görünen bildiğin tutuculardir, hadi gelenekselci olsun, almanlar ise hala gayet faşist ama bu taraflarını iyi gizlerler. as a result, almanlarin yönettiği ama ingiliz kültürünün hakim olduğu, ingilizce konuşulan bir ülkede yaşamak fena olmazdi.
ikisi de mevcut dünya düzeninde iş birliği içerisinde olsa da bir birlerine ezeli ve en büyük rakiptir! Ayrıca ikisi de Avrupa'nın ağa babaları ve kaymağını bölüşen ikilidir.
ingilizlerin Arkasındaki ABD desteğini saymazsak, Almanya ingilizlere karşı her daim 1 adım üstündür, her durumda Almanya alır.