almanya da yaşayan türkler

entry110 galeri0 video1
    84.
  1. Tabi soykırım var diyecek orada yaşayan adam. Kabul edilmiş.

    Yok derse de içinden söyler. Bu milliyetçi olaylarını falan geçelim. Kimse risk almaz kendi yerinde değilse.
    1 ...
  2. 83.
  3. 2 YILDA BIR ÜZERLERiNE FADIL AKGÜNDÜZ REiSi Bi SALIP GERI CEKMEK GEREK.
    1 ...
  4. 82.
  5. sahte milliyetçidirler. nede olsa uzaktayız bizden bişey beklemezler deyip milliyetçilik taslarlar.
    0 ...
  6. 81.
  7. 81.
  8. Çeçen soylu kızların veryansınından ziyade Türk ırkının en mankurt, en közkaman, şuursuzlaşmış gevşeklere dönüşmüş topluluktur. Tabiri caizse Atsız misali hayvanlaşan bir topluluktur.
    2 ...
  9. 80.
  10. Orada anadolu çomarligi yapacagina gösteri yapin ne ise yararsiniz lan ermeni tasarasi geçerken göbeginizi kasidiniz. Aslinda bunlari vatandasliktan çikarican vergi vermezler bi ise yaramazlar.
    2 ...
  11. 79.
  12. Almanya'da güya her yerde olan ama ermeni soykırımı kabul edilirken ses çıkarılamamış türklerdir. Eğer kabul edilmese bir avuç ermeni almanyayı yerinden oynatırdı.

    Türkiye'm bir kez daha karalanırken sesiniz çıkmadı. Yazıklar olsun.
    2 ...
  13. 78.
  14. arabesk rapçi gurbetçi kardeşlerimizdir.

    alaman çikolatası, alamancı, " almanyadan halam getirdi gardaş " tarzı tabirleri türkçemize kazandırmışlardır.

    ayrıca bunların siyaset yapması derhal yasaklanmalıdır. daha askerliğini yapmamış 50 yaşındaki alman vatandaşı bir adamın ülkücülük oynaması, bir ülkücü olarak zoruma gidiyor.
    0 ...
  15. 77.
  16. 76.
  17. ismail yk yı dünyanın en yakışıklısı zanneden apaçilerdir (henüz istisna görmedim)
    müzik konusunba hayli başarılıdırlar bkz:sana nasıl kandım.
    0 ...
  18. 75.
  19. 74.
  20. Takdir edersiniz ki ananiz, babaniz öz ve öz Türk olmasina ragmen Türkiyelilerden ayrisip farkli bir irk yaratacak kadar ayriliyorsunuz zira Almanya'ya is bulmak icin gelen birinci neslin onda dokuzu köylü, cahil kesimden olusuyor. Ikinci nesil de disa kapali sekilde bu insanlarin yetistirdigi cocuklar.. Dolayisla bu köylülügün ya da cahilligin buradaki adlandirmasi kabaca ve haksiz bir sekilde "Türkler" oluyor. Aslinda siz de biliyorsunuz ki mesele irkiniz degil cogunlugun geldigi köy ortaminin/toplumsal kosullarin ortaklasaligidir.. Siz aslinda farkinda dahi olmadan insanin kimligini/karakterini belirleyen irkindan ziyade sahip oldugu toplumsal kosullaridir diye haykiriyorsunuz ama ülkeye ayak bastiginizda insanlari yine irkindan dolayi asagiliyorsunuz.. Size yapiliyor, hep beraber karsi duruyoruz ama siz niye ülkenize ayak basar basmaz bir baska azinligi adlandirma pesinde hakir görüp ezmeye calisiyorsunuz ?

    11 Eylül sonrasi dininizden dolayi terorist olarak algilanisiniza karsi cikip hakli bir mücadele verir iken ülkede PKK nedeniyle Kürtleri terorist olarak görmekte pek bir sakinca görmüyorsunuz.. Kontrolden gecerken sakalinizdan dolayi digerlerine göre cok daha uzun bir arama yapilmasi karsisinda sesiniz gür cikar iken dogdugu memleketin doguda bir yer olmasindan dolayi farkli muamele gören karsisinda sesiniz hic cikmiyor, gözünüz görmüyor ve hatta bunlari destekliyorsunuz.. Haksizliga ugruyorsunuz ama ayni zamanda haksizlik da yapiyorsunuz her daim..

    Istanbulda suc isleyen kesimin icerisinde kürtlerin fazlaligi sizi rahatsiz ediyor ama oran acisindan Bayern eyaletininde Türklerin en fazla yasadigi sehir olan Augsburg'un bölgenin suc orani en yüksek kenti olmasi, bu sehir icerisinde Türklerin cok fazla suc isledigi gerceginin ifade edilisi sizi rahatsiz ediyor. Varolan istatistigi isinize geldiginde göc eden kesimin, ülkesini, sehrini terketmek durumunda kalanlarin kosullarindan kaynaklandigini belirtir iken ülkeye ayak bastiginizda ise ne gariptir ki irklarindan etnik kökeninden oluyor.. Burada Türkler nasil asagilaniyor ve toplumun geneline oranla her bakimdan ikinci sinifa denk düsüyorsa ülkede de kürtler.. Ayni ortak payda da bulunmaniza ragmen bir yerde ezen diger yerde ne gariptir ki en cok ezen konumunda oluyorsunuz..

    Burada azinlik olmanizdan dolayi sizin haklarinizi koruyan sol partiye (spd) yakin durup misal sizin kellenizi isteyen asiri sagci NPD partisini düsman belliyorsunuz ama ülkeye ayak bastiginizda yine is tersine dönüyor.. Gurbette solcu, memleketinde sagci olmak, pratikte haklari icin ugrasip o haklari ülkede gasp etme girisimleri..

    Ülkenizde bizzat köylü oldunuz, bilmem kacinci sinif vatandas olup parasizliginizdan dolayi ezildiniz, hakir görüldünüz.. Simdi bir firsat yakalayip en azindan maddiyat ile sinif atladiniz.. Bu sefer ülkeye ayak basar basmaz ezme girisimlerinde sizler bulunuyorsunuz, garip degil midir ey birinci nesil ? Paraniz olmadigi icin adam yerine konulamadiginiz hissiyati nedeniyle ülke degistirmeye kadar giden isyaniniz parayi bulunca ülkedeki parasizlara iskence etmeye kadar nasil gidiyor ? O mersedesleri bu dünyaya yüz kere gelse yine alamayacak olan insanoglullarin gözüne gözüne neden soktunuz ? Alacak gücünüz olmadigi halde kiralayip kiralayip ezme/böbürlenme tutkusuyla köyünüze geri döndünüz.. ?

    Ülkede yasam sürer iken varolan kilik kiyafetinizi komik ve tuhaf bulurdum ama ses etmezdim. Sanirdim ki Almanyadaki genclik böyle, oradaki yasamin gerektirdigi gibi hareket ediyorsunuz ve fakat burada yasamaya baslayinca binlerce insanin akin edip yürüdügü sokakta sizlerin hepsini tek tek helikopter ile yukaridan secebilecek kadar tuhaf secimlerinizin oldugunu farkettim. Medeniyetten daha kötü bir sey varsa o da medeni olmaya calisan medeniyetsizlik demisti Kinyas ve Kayra'da Hakan Günday.. Sorun ne oldugunuz degil olmaya cabaladiginizin üzerinize oturmamasi.. Onlar degil siz daha cok kendinizden nefret ediyorsunuz ama farkinda degilsiniz sevgili Alaman Türklerim..

    Simdi bu ülkesini terk etmek zorunda kalacak kadar kötü kosullara sahip olmus insanlarin yetistirdigi kirik neslin evlatlari sahnede.. Birinci nesli ne kadar elestirirsek elestirelim hem yetistigi kosullarin sagliksiz olusu ve ayni zamanda en iyilerinin dahi en fazla ilkokulu bitirmis olmasindan dolayi hafifletici nedenleri vardi. Ve fakat bu insanlarin her seye ragmen burada yetistirdigi cocuklarin cok da farkli olmamalari ise asil sorun..

    Ben ki ülkedeki yasamim boyunca bayrak, toprak ve benzeri her türlü insansiz kavramin hicbirisine aidiyet göstermemis, aslolan insandir mottosuyla yasamis bir adamim ve fakat burada yapilan gizli irkcilik karsisinda "ben Türküm" diyecek kadar zivanadan cikip hepinize destek vermisimdir her konuda.. Burada hali hazirda kendi anadilinizi dahi dogru bir sekilde konusup yazamadiginiz yerde sizi gettolastirip birbirinize mahkum seklinde yasatan sistemin en olagan sonucu olarak almancayi ögrenemenizden entegre olamamaniza kadar olan her seyi olagan görüp bu sekilde irka dayandirip irkcilik yapanlara karsi durdum.. Sürekli acikladik, bakin bizler de ayni irka sahibiz ama degil 30 yil 1 yil icerisinde dilinizi konusabilecek seviyeye gelebiliyoruz.. Yine de irkci gözlerin üzerime dikildigi her saniye ben de Türküm deme geregi duydum. Azinliklarin, ezilmislerin milliyetciligi olmaz mottosunu da sahiplendik.. Burada sizi sonuna kadar destekler, savunur iken mazlum tavrinizin ülkedeki gaddar yansimasina da sonuna kadar karsi oluyorum. Ülkede yasayan, farkli bir yasami görmeden, okumadan bir baska insan grubuna baski yapan insanlardan dahi daha fazla sizi sucluyorum zira siz okumasaniz, bilmeseniz de pratikte yasadiginiz zorlugu algilayamamaniz mümkün degil. Haliyle ülkedekilerden farkli olarak pek cok sucu cokca kez bilincsiz olarak degil kasti olarak isliyorsunuz.. Birileri sizinle dalga geciyor mu sorusundan ziyade burada öyle orada neden böyle diyerekten varolan celiskilerinize bir bakin derim..

    Eziliyorsunuz burada ama yeri gelince de fena eziyorsunuz be kardeslerim..

    Bugün burada olusumun altinci yilidir. Tam 6 yil önce bugün bu ülkeye ayak bastim gitmemecesine.. Yabancilik duygusunu ne gariptir ki almanlardan cok sizin aranizda hissettim. 25 yasindan sonra farkli bir milletin arasina karisip entegre olacak kadar ilerleme kaydedemeyecegimin bilincinde en cok aranizda sürekli yasamaktan korktum.. 25 yildir Ailesiz bir sekilde yasam süren ben ilk defa burada yalniz kaldim. Annemin "oglum artik yalniz degilsin" söylemine ragmen.. Üc kere Türkiye'ye tatile gitmis bir Alman ile ülke hakkinda sizden cok daha fazla konusabilme sansina sahip olduk.. En kötü bir Alman Orhan Pamuk kitabi okumus iken henüz aranizda Türk yazarin herhangi bir kitabini okuyanina denk gelmedim.. Hemen hepiniz burada dogup büyümüs ve tatillerde bile ülkeye gitmez sekilde yasam sürer iken ülke hakkinda gereginden fazla tasalaniyorsunuz. Bilmediginiz bir yapinin bilmediginiz sorunlari karsisinda garip tutumlar sergilemek yerine yasadiginiz yerin güzellesmesi adina basit mücadeleler vermeniz hepimizin hayrina olacaktir. Dogmadiginiz, yasamadiginiz, bilmediginiz ve artik yasamak üzere oraya bir dönüs gerceklestirmeyeceginz bir ülke olan memleketiniz hakkinda dogru karar verip yine de bilgi sahibi olmak isterseniz artik rivayetlere degil kitaplara,dergilere ve gazetelere basvurmaniz önemle tavsiye edilir..
    3 ...
  21. 73.
  22. ülkemizdeki bazı kişi ve kurumlar nezdinde maalesef yolunacak kaz gözüyle bakılan insanlar.
    2 ...
  23. 72.
  24. Türkiye'de kürtler ne ise orada'da türkler öyle. Fuhuş, uyuşturucu, mafyalık, hırsızlık, cinayet hep türklerin elinde.
    2 ...
  25. 71.
  26. oldukça rüküş giyinirler.yazları türkiye'ye geldiklerinde işaret gibidirler yani.ayrıca yaşlı kadınların yanında genç erkekler vardır evlenmişlerdir.niyet apaçık ortadadır.
    1 ...
  27. 70.
  28. 69.
  29. erkeklerinde altın zincir kolye cici parmak yüzüğü ismail yk tisörtü hep dikkatimi çekmiştir. ne avrupalı be köylü ne şehirli olabilmiş türk şeklidir.
    1 ...
  30. 68.
  31. Ilk gelenlerden baslanmali bu konuya. Hani adnan menderes zamaninda yapilmis bir sözlesme sonucu, türk iscilerin almanya´ya göcmesiyle.

    Bir cok cig gibi delikanli askerligini bitirdiginde, türkiye gibi bir ülke kurtulus savasini, ikinci dünya savasindan önce yapip, tüm bagimsizligini ele almasina ragmen, atatürk´ten sonra kendisini gelistirememis bir ülke olarak kenarda kalmistir. Almanya, japonya gibi ülkeler savasi kaybetmelerine ragmen calisip, didinip teknolojilerini üst seviyeye tasimis ülkeler olarak o günlerden günümüze kadar kendilerini göstermislerdir.
    Sene 1948, dünya savasi sona ermis, her yer göcük altinda. Erkeklerin cogu savasta ölmüs, kimisi amerika, fransa, ingiltere, rusya gibi ülkeler tarafindan esir alinmis ve o ülkelere sürülmüs, geride kalanlarin ise bacaklari, kollari ve hatta kulak ve burunlari bile yok olmus. Hic calisamiyacak durumda olan bu erkekler yerine kadinlar kendilerini seferber edip calismaya koyulmuslar.
    Almanya´nin dogal kaynaklarindan olan kömür zenginligi fransa´nin ilgisini cekmis ve bu sekilde de iki ülke kendi aralarinda bir birlik kurmuslar, celik isletmekte kendilerini ileriye tasimaya karar almislardir. Bir dakika! Almanya´da erkek yok ki. Ama en yakin müttefigi olan italya ve türkiye var. Zaten hem fakirler, hem de erkek sayisi cok fazla. Onlari Almanya´ya getirip madenlerde calistirmaya basladilar. Sadece madenler olsa neyse. Göcükleri de kurmak zorundalardi. Anlasmalari 10 seneydi. 10 sene sonra kazandiklari paralarla beraber kendi ülkelerine dönmeleri istendi. Onlar sadece misafir iscilerdi. Türk lirasi´nin degeri alman mark´inin degeriyle neredeyse ayniydi.
    Sene 1968 veya 1970; türkiye´nin en büyük depremlerinden birisi yasanir. Kütahya´nin Gediz ilcesi dümdüz olur. Bir cok köylü mahfolmustur. Is bulma kurumu önceligi direk bu cevrede yasayan insanlara verir. Almanya´da bu kötü dogal afette kollarini acar, bütün saglikli olan erkekleri ülkesine davet eder. Ufacik sorunu olan bir kisi dahi o siralar ülke sinirlarina ayak basamaz. Cok sıkı bir saglik kontrolünden gecmek zorundadirlar. Bunlardan birisi de Kanada islemlerini bitirmesine ragmen Almanya´yi tercih etmis olan babamdir.
    Daha sonra bir cok issiz olan ülkeler; yunanistan, ispanya´dan da gelenler olur.
    10 senesini doldurmus olan türklere 10000 mark karsiliginda gitmeleri teklif edilir. Cünkü Almanya artik yavas yavas kendi ayaklari üstünde durmaya baslamistir.
    Teknolojide bi hayli ileriye tasimaya baslar kendisini. Türk iscilerin bir cogu bu teklifi kabul eder ve geri döner, digerleri ise ailelerini getirir ve yasamlarini burada sürdürmeye devam ederler.
    Almanca´yi hizli ögrenenlere hemen meslek dersleri verilir, egitilirler. Ögrenememis olanlar ise normal calismaya devam ederler. 40 yil üzeri boyunca almanya´da yasayip almanca bilmeyenlere bile raslamak mümkündür.
    Memleketleri gözlerinde tütmeye baslar. Birikimlerini yine memleketlerine yaparlar. Hatta devlet kalkip özel görevli insanlar bile gönderir. Süleyman demirel zamani olusan kriz sebebiyle, türkiye neredeyse yok olmak üzeredir. Tek care kapitalist kisilere yönelip, devleti ayaklari üzerine dikmeleri icin yalvarmaktir. O da ne? Kapitaller kendileri batmis!
    Almanya´daki iscilerden rica edilir. Hepsi ellerini ceplerine atar ve hep beraber türkiye´ye döviz sokup, o dövizle bir yerlere ortak olmaya baslarlar. Kimisi soda fabrikasi, kimisi kumas fabrikasi, kimisi linyit isletmeleri gibi bir cok yere yatirimlarda bulunurlar. Ne yaziktir ki devlet aradan 8 sene sonra hepsinin üzerine yatar, yurttaslarin yatirmis olduklari paralarini bile geri vermez.
    Bütün birikimlerini, hayallerini türkiye´ye gömmüs olan isciler ise bikmadan ya kendi islerini yapabilmek icin, yada hayatlarini tekrar düzene sokabilmek icin dövizlerini hala türkiye´ye tasimaya devam ederler. Kimisi ev yapar, kimisi sirket kurar, kimisi köy arazisini büyütüp ciftcilige devam eder, kimisi de birikimini bankaya yatirip faiziyle gecimini saglar.
    Gözlerinde tüten akrabalari, analari babalarini ziyaret etmek icin binlerce kilometre yolu geride birakirlar. Yanlarinda getirmis olduklari cikolatalarin findiklari tamamen türk ürünüdür, kumaslar ise yine ayni sekilde hatta kimisinin ortak olmus olduklari fabriklarda üretilmistir. Bir nevi olsun cevresindekileri sevindirmek icin bunlari o kadar yolu teperek getirirler. Hic birsey getirmemis olurlarsa da bu sefer laf edilecek, rencide olacaklardir. O kadar seyi getirip götürmelerine ragmen hala rencide olacaklarini bilselerdi, hic gitmezlerdi bile.
    Örnek olarak; vhs videolar türkiye piyasasina almanya piyasasindan yaklasik 10 sene sonra düsmüstür. Simdiki zamanda dünyada ne cikarsa o anda türkiye´de de vardir. Buda o seneleri yasamis olan kisilerin hala o senedeki gibi düsünmelerinden ileri gelir. Aslinda o kadar hediyeyi bosu bosuna götürüp kendilerine iskence cektirdiklerin farkina bundan 15 sene önce varmalilardi.

    Ikinci kusak; kendisini babalari gibi ezdirmemek icin okullarina gittiler. Babalari ise onlari babalarindan nasil gördüyse o sekilde yetistirmeye devam etti. Bu da almanlar icin uyumsuzluk olarak belirmeye basladi. Cünkü dinleri müslümanlik, kültürleri ise bildigimiz türk kültürüydü. Almanlar ise hristiyan ama kültürleri türk kültürlerinden daha farkliydi. Ikinci neslin kendilerini gelistirmeleri, kendilerini daha da ileriye tasimalari, daha fazla kazanmalari bazi almanlar tarafindan cekememezlige kardi. Bir cok aile katledildi. Birikimleri sömrülmeye baslandi. Ikinci nesil bir sekilde bu alisagelmemis durumdan kendisini kurtardi.

    Ücüncü nesil; alman okullarinda yapilan degisiklikler, arkadas cevresinde olusan yabanciliklar, ilerleyen teknoloji ve aile. bütün bunlarin etkisiyle kendileri tamamen degisik psikoloji altinda yetismeye basladilar. Buna ragmen uyuma ayak uydurmak icin ellerinden gelenleri yaptilar. Bir cogu yüksek mevkilerde yönetici bir kismi babalarinin veya dedelerinin sayesinde kendi isinin sahibi oldu. Her nesilde oldugu gibi de kendi bacagindan asilanlar da oldu.

    Dördüncü nesil; asil uyuma ayak uyduramama, kimliklerini kaybetme gibi sorunlarin yasandigi nesildir. Artik ne olduklarini kendileri de bilememektedirler. Aile ailesinden gördügü gibi yetistirmeye calisir, okulda, arkadaslarindan gördükleri de ailelerinden gördügünün tam tersidir. Kendi düsüncelerini yoklarlar. Hangisinin tam olarak dogru oldugunu bilememektedirler. Arkadas cevreleri genelde almanlardan olusur. Aslinda sadece almanlar demek yanlistir. Cogu yabanci oldugu icin; ortak olan tek dili kullanmak zorunda olduklarindan almanca konusmaya mahkumdurlar. Bir dil bir ülkenin asil kültürünü sergiler. (bkz: edebiyat) Alman kültürünü türk kültürüyle yasamak ise tam bir iskencedir. Bunu yasamayan asla bilemez.

    Besinci nesil; gecmis nesillere oranla kendisine daha iyi ceki düzen vermeye baslar. "Türk kültürü mü? Alman kültürü mü? Bunlardan banane! Benim icin, o an hangisi uygunsa o kültürü yasarim." der ve öyle yasar. Ayrica atalarinin yapmis oldugu hatalardan da uzak durarlar.

    Ilk gelenler evlerini türkiye´de yapmalarina ragmen gidip iclerinde adam akilli oturamazlar bile. Bunu gören diger nesiller ise, artik evlerini barklarini yasadiklari ülkeye yapmaya baslamislardir. Artik türkiye onlar icin sadece bir tatil ülkesidir. Sirf varsa; akraba ve tanidiklari ziyaret icin gidilir. Tabiki arkalarindan artik konusuldugunun farkina varanlar icin türkiye ölmüstür. Adimlarini bile atmazlar, tatil icin bir cogunun yaptigi gibi tanimadiklari diger ülkelere giderler. Bu da bu sekilde devam ederse türkiye´nin kültür, turizm, bilim, ekonomik kayiplarindan birisi olacaktir.

    Hic kolay olmayan bir hayat sürdükleri de yukari da anlattigim gibi apacik ortadir. Is yerlerinde disiplin, agir isler, en kötü isler, belki de su anda bile kimsenin yapmak istemiyecegi isleri yapip, kendilerini ileriye tasimislardir.
    2 ...
  32. 67.
  33. dosta, arkadasa, herkesten cok muhtac olan azinliktir. varlik icinde yokluk yasarlar.
    1 ...
  34. 66.
  35. bir cem karaca şarkısında halleri anlatılan insanlarımız.

    (bkz: almancılar)
    0 ...
  36. 65.
  37. iki kere vatandaş olan fakat vatandaş olmanın verdiği özgürlüğü tam olarak tadamayan insanlar. görgü bakımından fransadakilerle kıyaslanamazlar.
    (bkz: çifte vatandaş)
    0 ...
  38. 64.
  39. 63.
  40. iki kültür arasında kalıp ikisinide benimsiyememiş türklerdir. çoğu gerizekalı ve gösteriş manyağıdır * * . tabiki almanya'ya yapılan göçlere bakılırsa hep kol gücüne dayalı işçiler alınmıştır, hiç zekası için alınan işçi yoktur. kısacası kayıp bir toplumdur. *
    not: bir öğretim yılımı 14 kişilik sınıfta 5 almancıyla geçirmişimdir. onlar üzerindeki deneylerim.
    0 ...
  41. 62.
  42. gittikleri ülkenin kültürüne ve yaşam tarzına adapte olmak yerine, kendi kültürlerini ve yaşam tarzlarını oraya götürmüş insanlardır. yeni yetişen genç kuşak ise, her iki kültürü de ucundan accık benimsemesiyle ne tam türk ne tam alman olabilmiştir. özellikle kurdukları yarı almanca, yarı türkçe cümleler hasta olunasıdır.
    (abi beziehungumuz* yıprandı)
    1 ...
  43. 61.
  44. zamanında işçi olarak gitmişse ya da onların çocuklarıysa alamancı olarak bilinen kişilerdir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük