allahını seven defanstan ayrılmasın

entry3 galeri0
    1.
  1. mgv yayınlarından çıkan mustafa bilgiç kitabı. Gerçi kitapta adı sadece "mb" olarak yazmaktadır.

    Kitap genel olarak sekülerleşen ve amerikanın rızasını Allahın rızasından ileri tutan müslüman kafalarını eleştirmekte, fethullah güleni özellikle dinlerarası diyalog konusunda yerden yere vurmakta ve son kısımda da erbakan hocayı anlatmaktadır.

    Kitap genellikle mizahi havadadır. Okurken gülersiniz mutlaka. Kahkahanız geçince de düşünmeye sevk eder sizi.

    ilk baskısı aralık 2013te ikinci baskısı ise ocak 2014te çıkmıştır. Toplam 190 sayfadır.
    2 ...
  2. 2.
  3. Mütemadiyen sana mektup yazıyorum. Kırklara karışırken yeryüzü maceram inadına sırılsıklam sana mektup yazıyorum. Sen evde ekran başında otururken ben siluetini karşıma almış sana mektup yazıyorum. Sen ayna karşısında sivilcelerini patlatırken, illegal örgütler işlek caddelerde ana haber bültenlerini patlatırken, kitle imha gücünün efendileri müslüman halklar üzerine demokrasi patlatırken, ben bir çınar altında oturmuş sana mektup yazıyorum. Sen gazete veren kuponlar biriktiriyorsun, kırışıklıklar için kozmetik biriktiriyorsun, vitrinlerden seçip seçip şıklıklar biriktiriyorsun.

    Mütemadiyen sana cümleler yutkunuyorum. Yeni Dünya Düzeni’ne karşı devrimler yutkunuyorum, dağlara götürüp gerilla yutkunuyorum, sahile götürüp açık deniz yutkunuyorum, sana izahı mümkünsüz cümleler yutkunuyorum. Sen mesai üstüne çay demliyorsun, ayetlere kayıtsız manşetlere tutkun çay demliyorsun, kliplere mest olup çay demliyorsun. Elinde bir fincan; sırtını mektuplarıma, yüzünü plazma ekrana dönüyorsun. Ben bir serdengeçtiyim, kıyama kalkıp kıbleye dönüyorum, iş merkezleri üstüne kurulu camilerde tefecileri ön safta görüyorum deliye dönüyorum, kıble ehlinden aldığım yaraları sarıp sarıp tekrar meydanlara dönüyorum.

    Mütemadiyen sana kitap okuyorum. Açıyorum zamanı ve mekânı, sayfaları çevirip çevirip okuyorum. Konfor, ten ve tükürük tutkusudur diyorum. Allah kaçınılmazdır diyorum. Gel bu zamandan şerefimizle geçelim diyorum. Sen diri diri ekran karşısına gömülmüş filmin sonunu merak ediyorsun. Gel bu kuşatmayı yaralım diyorum. Sen oturma odasında görüntülerin esaretinde kaygısız bir seyirci kalıyorsun. Gel yeni bir dünya kuralım diyorum. Sen magazin sayfasında metroseksüel jönlerle fink atıyorsun.

    Mütemadiyen sana şiirler susuyorum. Karşıma alıp seni seküler putları deviren şiirler susuyorum. Şehrin orta yerinde bir plâtformun üstünden kandil geceleri resmi hizmete mahsus camilerden boşalan laik cemaate bakıp susuyorum. Bankaların her çeşidi ayağımın altında, şarap şişeleri elbette çatlayacak ve şirkin kaleleri birer birer düşecek. Sen pazar ekine yapışmış, sağdan sola fotoğraftaki sanatçı, yukarıdan aşağıya Avrupa’da bir nehir derdindesin.

    Sınır tanımayan köle düzeninin efendileri ve konjonktüre teslim olmuş işbirlikçi beyinler, ölümü unutturan dayalı döşeli konutlarda, kan ve gözyaşıyla beslenen plazalarda, irin ve ifrit üssü gazetelerin arka sayfalarında, muhtelif fücurla dolu dergilerin kapaklarında seni hep bir aksesuar olarak gördüler. Etinden, budundan ve yevmiyenden istifade etmenin yollarını aradılar. Eli öpülesi bir babaanne olma ihtimalini piyasadan kazıyıp tüketen ve tüketilen formunu ürettiler. Sen hep onlar için ayna karşısına geçtin, onlar için giyindin ve onlar için soyundun. Solaryum, protez tırnak, manikür, pedikür, akneli cilt tedavisi, epilasyon, el-ayak parafin, perma… Güzellik salonları ve plastik cerrahlar asla ruhuna dokunamadılar ama teninin raf ömrünü uzattılar.

    Mütemadiyen sana şunu söylüyorum. Deformasyon muhakkaktır ve çürüme katîdir. Bu böyleyken ve sen bir yandan günlerini çoktan seçmeli falsolu çıkmazlara sararken, diğer yandan denklemin tek çözüm yolunu tehir edip duruyorsun. Zaman akıp giderken ve mekan altımızdan çekilirken sana şunu söylüyorum : Sen incinirsen sol yanım çatlar. Belki de bu mücerret bir aşktandır.

    mb / Allah'ını Seven Defanstan Ayrılmasın
    MGV Yayınları / Aralık 2014, 5. Baskı
    s) 105

    Ergen ilmihali 10
    0 ...
  4. 3.
  5. --spoiler--
    Yaşamak, ele geçen parayı kitap ve dergilere yatırmaktır.

    Sahilde bir bankta Milli Gazete okumaktır.

    Meydanın orta yerinde, güvercin­lere yem vermektir.

    Şehrin işlek caddelerinde, bisiklete binmektir.

    Ekranlara inat Oğuzhan Asiltürk’ü sevmektir.

    Mütevazı bir kulübeyi lüks bir daireye tercih etmektir.

    Ruhi Su’dan "Geçti Dost Kervanı”nı dinlemektir.

    Bir yetimi sevindirmek, ihtiyar bir amcaya hatır sor­maktır.

    Aya, yıldızlara ve güneşe bakmaktır.

    Mona Roza’yı oku­maktır.

    Ahmet Uluçay’dan "Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak” filmini izlemektir.

    Çoğu zaman meteliksiz kalmak, para bulduğunda da "yemekler benden” demektir.

    Her seçim yenilgisinden sonra "islam Birliği’’ne daha çok inanmaktır.

    iki kişiden biri kaybedecek­se, kazanan olmaktan imtina etmektir.

    Tenhalarda hüzünlenmektir.

    Muhtelif ebat ve çapta günahlarla, Allah’tan mağfiret beklemektir.
    --spoiler--

    https://www.kitapyurdu.co...BtOYCiV3dMj8aAkpHEALw_wcB
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük