bilimin yeni bulduğu kuranın 1400yil once haber verdiği, bilimsel gercekler var. bunu arap yarımadasında okuma yazma bile bilmeyen bir kişinin bilmesi imkansız. mesela: 90li yillarda bulunan demirin gökten yeryuzune indiği gerçeğini, kuran asırlar önce haber vermiştir.
dağların yere kazık gibi saplı halde durduğu ve hareket ettiğini bilim yeni bulmu$ken yine kurani kerim y.y. önce haber vermiştir. ve daha neler neler...
ayrıca mükemmel olan islamdir. kimse muslumanlar mukemmeldir demiyor dikkat ederseniz.
bir damla bile olamayacak kadar sıvıdan; kan, kemik, damar, bir sürü yaşamsal ve birbiriyle koordineli organ, kusursuz bir denge, his ve duygular, herkesten farklı izler ve de en önemlisi hiç bir makinaya; enerji kaynağına bağlı kalmadan sekmeden durmaksızın yıllarca atan kalp barındıran mucizevi bir bedene, her ayrıntısı en ince detayına kadar düşülmüş harikulâde bir forma kavuşmak da illâ ki bir yaratıcıya, alemler üstü bir tanrıya özgü olsa gerek..
Tanrıyı sadece bilimsel olarak henüz açıklanamayan olaylar ya da yerlerde arayabilirsiniz. Onlar da çok azaldı. Artık tanrının saklanacak çok fazla yeri kalmadı.
Kalbin kapalı ise (ön yargı) ay ikiye bölünse inanmazsın, yalandan araştırır gibi yaparsın vicdanını rahatlatmak için, mutlaka kendince mantıklı bir gerekçe bulur ona inanırsın, ama samimi isen sağına soluna bakman yeterlidir.
yüzünü mevlaya döner, yüz çeviren mevlaya. la edri.
(sen Allah'a yüz çevirdiğini sanırsın ama o eserleriyle her yerdedir ve yine ona dönmüş olursun...)
Olum bütün olay o zaten ispat diye bir şey yok inanırsın veya inanmazsın.
Mesela bir kız var hayatında evleneceksin konu geldi geçmiş muhabbetine bir şeyler söyledi ispat edebilir mi için nasıl rahat ediyorsa ona inanırsın doğru söylüyor ya da yalan. Hangisi sana huzur veriyorsa onu seçersin.
Velhasıl dine inanmamak huzur veriyorsa inanma, inanmak huzur veriyor ise inan.
iki gram beynini böyle salak salak sorulara harcayabiliyorsan bu beyni Allah'a
bu beyninden dökülen sıçmıkları bilgisayara dökebiliyorsan o elleri Allah'a
o ellerin bağlı olduğu vücudun her bir hücresini Allah'a
bir amcıktan çıktıysan iki dölden bi zigot olup embriyo haline evrilebildiysen her saniyesini Allah'a borçlusun.
o seni yaratmasa böyle başlık açabilir miydin konunun özeti bu. saygılar.
ispatlanmaya çalışılmış ama inanç bu soyut bi şey ya inanırsın ya inanmazsın diğer türlü zaten inanç olmazdı bilgi olurdu. ispatlanınca artık bilmiş olurdun. Kuşku olmazdı. O zaman da inanıyorum demek anlamsız olurdu.
dilim dönmeyecek ama bilimsel ele almaya çalışacağım. sayı ve yazım yanlışları olabilir. ama istediğim ana mantığı düşünmek.
kainat de, evren de, kozmos de ne dersen de işte. dönüp bakmak lazım. evren öyle büyük ki aklımız almaz. mesela güneşin içine bin tane dünya girer. öyle büyük ve uzak ki en hızlı olan ışık bile 3 dakika sonra dünyamıza geliyor. daha insanoğlunun gönderdiği bir şey uydu, uzay gemisi vs. güneş sisteminden dışarı çıkamadı. öyle büyük bir güneş sistemimiz var. tabi bizim için bu. yoksa güneş sıradan bir yıldız. yoksa milyonlarca sistem, milyarlarca yıldız ve bununla beraber kat kat fazlası gezegen var. samanyolumuza en yakın galaksi andromeda olması lazım ve bu galaksi bizden bilmem kaç ışık yılı mesafa uzakta. ve bu evren büyüyor, genişliyor. filmi geri sararsak hepsi bir noktada birleşiyorlar. big bang ile her şey dağılıp, bir şekilde bizim yaşadığımız minik, bir zamanlar sevimli dünyamızda gözümüzü açıyoruz. milyarlarca yıl önce big bang olmuş dile kolay.
mikro aleme bakasak olursak insan vücudu için en temelimiz hücrelerdir. bu hücrelerde harıl harıl çalışan organeller vardır. bu organellerin bazısının sayısı vücudumuzun bazı yerlerinde sayıları farklıdır. örneğin mitokondri kaslarda daha fazladır enerji için. bu hücrelerin sayısı da öyle fazladır ki... ama birbirleriyle de kavgasız, gürültüsüz yaşayarak biz insanı ya da canlıyı oluşturuyor. hücrenin kontrol mekanizması çekirdek vardır. çekirdekte dna denen binlerce kitaplık upuzun bilgi kütüphanesi vardır. dna'yı oluşturan nükleoidlerin yapısında atomları ele alırısak iş iyice büyümüş demektir. atomun ağırlığının yüzde doksan dokuzunu çekirdek yami proton ve nötron oluşturur. elektronlar etrafta muazzam hızla dönüp dururlar. ve hiç bir elektron birbiriyle çarpışmaz. yeni yeni quark muhabbeti çıktı atom altı parçacık diye. falan filan.
bi soluklanıp düşünelim. dev ama cidden dev gök cisimlerinden quarklara uzanan bir yol. ben sadece fizik olarak düşündüm. bi de beynimiz içindekileri hesaba katarsak. ya cidden bir yaratıcı var. bu yazıyı sonuna kadar okuyanların derdini biliyorum ben ortak dertlerimiz. bizim derdimiz allah ile değil haşa. bizim derdimiz din adı altında, yaratıcının adını o pis ağzına alarak insanları üzeni hakkına gireni hayatını karartan mahluklarla. evet cidden ben de tiksiniyorum onlardan. ve çoğu gün yüzümüzün asık olmasının sebebi de bunlar. dayanalım. onları yeneceğiz bir gün. bu dünya temizlenecek. belki de temizlenmeyecek.
Çok değil. Tam güneş tutulması yaşanan gündü. Televizyonlarda, internette bu durumda neler olacağı ayrıntılarıyla anlatılmıştı. Fakat ben dahil yaşı 40 larda olan kimse daha önce bunu yaşamamıştı. Gün gelmiş çatmıştı.
Ortalık sıcak mı sıcaktı. Kuş sesleri cıvıltılar vardı. Birden tüm kuşlar kayboldu. Sesler gitti. Bir rüzgar kapladı ortalığı. Gündüz ortasında geceyi yaşamıştık. Buz kesmişti her taraf. Yanımdaki arkadaş besmele çekmeye başlamıştı.
Bir an aklıma kuran-ı kerimde anlatılan kıyamet günü geldi. Yaratıcısız kendi halinde bir kainat bu şekilde davranamazdı.
Allahım bizleri affet, belkide senin varlığını dosdoğru anlatamadım.
Önce başını bissürü bela aç , sonra o belaların üstesinden nasıl geleceğini planla,örn:bissürü gereksiz senet imzala ödeyemeyeceğin
o sorunlarla boğuşurken neye ihtiyacın olduğunu düşün çıkmak sokaklara girdiğinde ne yapman gerekeni şimdi sana bunları neyin yaptırdığını senin hiçbişeye ihtiyacın yokya inan bunları yaşadığında allahutealaya el açacaksın...
bir şeye ait olmak zorundasın. ilkçağdan beri insanların tamamı bir şeylere inanıyor. bazısı bir dağın tepesinde 12 kocaman insanlara, bazısı görünmeyen,duyulmayan ama zihnen hissedilen bir şeye, kimisi de ateşe. tek ortak nokta herkes, herkesten ve her şeyden üstün olan bir enerjiye inanıyor. birbirinden hiç haberdar olmasa bile. hangi çağda yaşadığının da bir önemi yok. tek ortak nokta 'yüce enerji'. o ona ait, o onu koruyor, o onu seviyor... dünyanın neresinde ne şekilde eğitilirsen eğitil.
buna ister tanrı dersin ister allah, istersen 'yüce güç' ama var.
verilen tavsiyeler üzerine aynaya baktım, bir kez daha farkına vardım ki tanrı bile adaletsiz niye bret bu kadar şekilli de ben değilim ve bu dünyada tipsizliimle çektiğim eziyet öbür tarafta sevap point haneme yazılacakmı.