--spoiler--
yaşamları boyunca iyi insan olmaları, onlara gönderdiği dini yayarak kendisine tapmaları elbette.
--spoiler--
dinin amacı iyi insan olmak değil, öbür tarafta götü kurtarmaktır.*
Bildiğimiz kadarıyla olayın sırrı, " Ben gizli bir hazineydim, bilinmek istedim" hadis-i kutsisinde saklı. Yani Allahü Teala herşeyin sahibi. Sadece o var. Ve ilah sıfatına layık olarak istediği şekilde yaratıklar yaratmış. cinler, melekler, hayvanlar... ama bir de insanoğlunu yaratmış. insan, hem hayvan hem de melek özellikleri taşıyabilen Allah'ın dünyadaki halifesi. bitkiler, hayvanlar bizim emrimize verilmiş.
Tapmak konusuna gelince; maç tribünlerinde, konserlerde futbolculara yada şarkıcılara tapar gibi davranmak zor gelmiyor da bizi yokluktan yaratan Allah'a tapmak neden zor gelsin?
Çünkü insan önce kendini tanıyacak. Acizliğini bilecek. Ona göre Allah'ı kıyas edip onu sevecek sayacak. Hiç sevdiğiniz kadından şöyle bir yakınma duymadınız mı?
-beni sevmiyormusun mahmut?
+seviyorum.
-ama hiç göstermiyorsun.
işte sevgi gösterilmek zorundadır.
ibadet de budur işte. allah'a karşı sevgimizin saygımızın göstergesidir.
insanoğlunun allah ı yaratmasındaki amacı anlamaktan daha önemli olmayandır. şimdi bu koca evrenin, içinde hiçbir önem arz etmeyen bir tür olan insanoğlu için yaratıldığını düşünmek biraz kendini ve evreni bilmezliktir.
allah'ın bir hazine olması ve başka şuurlarca bilinmek istemesidir.
Sayısız melek allah'a aralıksız övgüler yağdırmaktadır ama insanın hali farklıdır. Melekler allah'ı görür ve şüphe özellikleri yoktur. Yaratıcının emirlerini yerine getirmek onlar için zevkle yapılan bir iştir. insan ise allah'ı direkt olarak görüp bilemez. Allah kendisini eserleriyle gösterir ve aklımızla o'nu bulup inanmamızı bekler. Meleklerin bir seçeneği yoktur ancak allah'ın emirlerine uyup uymamak insanın kendi seçimidir. Bu nedenle hiç okumadan, öğrenmeden mahallede kulağına çalınan lafları tekrarlayan cahil-cühelanın iddia ettiği gibi dinde düşünmek, sorgulamak yoktur gibi saçmalıklar tamamen geçersizdir. Zaten insanı üstün kılan bu sorgulama kabiliyetidir.
insan kainattaki en büyük potansiyele sahip varlıktır. O kadar yükselebilir ki en üstün melekleri bile mertebe olarak çok fazla aşabilir. Ancak bu çok kıymetli güce bedel en aşağılık olma seçeneğine de sahiptir.
Allah her şeyin sahibidir. Bir malın sahibi malıyla istediği gibi tasarruf edebilir. Size hiç elbiseniz yokken bir elbise veren bir adam o elbisenin cebini kesip çıkarsa siz ona 'benim yakışıklılığımı bozdun' diye şikayet edemezsiniz. Bu nedenle bir bebeğin ölümü yaratıcıyı kötü yapmaz. O bebek dünyada yaşayan insan gözüyle zulme uğramıştır ama onun bu durumdan memnun olup olmadığını nerden biliyorsunuz? Allah isterse imtihan eder isterse direkt cennetine alır, hesap sormak kimsenin haddi değildir. Allah kimseye zulmetmez.
Allah'a tapmak allah'ın bir ihtiyacı değildir. Hiçbir şeye muhtaç olmadığını bin kere tekrar eden bir yaratıcı insanın ibadetine muhtaç değildir. Aksine insan buna muhtaçtır. insan nasıl su içmeden durursa böbrekleri iflas eder, nasıl su içmek bir ihtiyaçtır, ibadet etmek de insan ruhunun ihtiyacıdır.insan 'huzur' denilen şeye ulaşması için dinin emir ve yasaklarına uymaya bu reçeteye muhtaçtır, aksi taktirde dünya üzerinde oyalanıp durur, aradığını asla bulamaz. Elbette ki yüce yaratıcı insanın kendisine itaat etmesinden bir haz duyar ama bunun nasıl bir şey olduğunu biz bilemeyiz. Sadece o'nu anlamamız için bize bazı duygular bahşetmiştir. Örneğin siz güzel bir iş yapsanız ve insanlar sizi tebrik etse hoşunuza gider, kimse umursamazsa moraliniz bozulur. tam olarak böyle olmasa da allah insanlar kendisini tanıyabilsin diye insana böyle ipuçları vermiştir.
Seçim bizim. Tüm acıların, tüm davranışların sonunda öyle bir mukafat vardır ki tüm bunları yapmaya milyon kez değer. Sen eminönümde bir mağaza sahibi olma hayalini bile kuramazken, bir ferrari otomobil alma şansın bile yokken yüce allah çok kolay kurallara uymak kadar ucuz bir fiyata sana binlerce dünya vaadediyor. Buna kimse haksızlık veya yanlış diyemez.
birileri bu amaca "tanrının bilinmek istemesi" der. tanrı bilinmek isteyecek kadar aciz midir? melekler tarafından övgülerle pohpohlanacak kadar özgüvensiz midir?
yaratmadaki amaç bu kadar komik midir ve gerçekten bunlara inanan insanlar var mıdır? ki bun insanlar hiç mi sorgulayamazlar?
medyaca da bilinen iyi bir din alimine sordum bu soruyu. "bunun kesin bir cevabı yok" dedi ama size "allah'a kulluk etmek için" diyebilirim dedi herkesin ezberlediği üzre.
yani düşünün kü kitaplar bile mantıklı bir cevap veremiyorlar buna.
- niye yaşıyom lan?
- allah'a kulluk etmek için?
- etmezsem nolur?
- cehennemde yanarsın.
- sistem süper hacı kim tasarlamışsa.
"amaç" insana özgü bir sınırlılık olduğu için yanlış ifadedir. dileseydi, bir ölçüde de olsa bu hususu insan aklına yaklaştırırdı. tıpkı "görme"yi sınırlı bir çerçevede insana bahşettiği gibi.
allah'a ait meseleler insan aklına ağırdır. ziya paşa'nın dediği gibi
"idrak-i maali bu küçük akla gerekmez
zira bu terazi bu sıkleti çekmez".
insanı çıkarırsanız, doğanın ne kadar büyük bir ahenk ile işleyen, ne kadar düzenli bir sistem olduğunu farkedersiniz. artanın azaldığı, azalanın arttığı bir döngü mevcuttur. kendi hayatınızı düşünün. her şeyin dengede, düşündüğünüz gibi gittiğini düşünün. sürpriz faktörü olmadan, farklı olasılıklar gerçekleşmeden hayatın pek zevki olmazdı. insanlarda evrenin zevkidir. farklı olasılıkları yaratan, dengeyi bozan varlıklar.
kabul edin. biz olmasaydık, bu evren bu kadar eğlenceli olmazdı.
Adamlar cevap beğenmiyor arkadaş. Nedenini merak ediyor, cevap verenin cevabını beğenmiyor.
Bir adam düşünün, difüzyonu merak ediyor, bir maddenin başka bir madde içerisinde yayılmasıdır diyorsun ve o adam 'niye yayılıyor ki, muhtaç mı yayılmaya' diyor. Kafa o kadar basıyor.
Bir şeyi isteyen mutlaka o şeye muhtaç mıdır? Bunu acizlikle ne alakası var?
Allah kendisini tanıyacak birisini neden istesinmiş! Allah senin keyfine göre bir varlık mı olmalı? Senin beğeneceğin şekilde mi davranmalı? Sen kimsin ki? 20 rakamdan oluşan bir sayı görsen aklında tutamazsın sonsuz kudret sahibi yaratıcı şöyle midir böyle midir diyorsun.
Alime sormuş da cevap vermemişmiş. O cevap vermiş de sen alamamışsın. Bence bırak bu işleri çay demle.
Birisi diyor ki 'insan kendi kafasında ürettiği tanrı karşısında paçavradan değersiz görüyor kendisini'. Tamam da islam insanı var olan her şeyden daha değerli görüyor. Sen bu lafı nerden uyduruyorsun? Bir insan hem 'dinler insanı değersizleştiriyor' deyip aynı paragrafta '13.5 milyar yıllık kainatta 120 yıl, 60 yıl veya 1 saatlik hayatımız ne anlam ifade eder' derse ona ne gözle bakılır? insanoğlunun insan olmanın gereği olarak yaptıklarına şizofreni demek de ayrı bir mesele. Hem bir insan madem insan hayatının kısalığı ve tüm insanlık tarihinin kısa ve değersiz olduğunu söylüyorsa ne diye kendi işine bakmaz da inananları eleştirir? Asıl bu çelişkilerin en büyüğüdür. Bırak millet isteği gibi inansın, yaşasın, nasıl olsa sonunda herkes yok olup gitmeyecek mi?
Bir de doğaya bakan şöyle düşünür böyle düşünür diye bilmişlik taslanmaz mı! Biz 'böcekleri incelerken dikkatli olun, gördüklerinizi bir tasarım olarak düşünmemek için hep kendinizi uyarın' diyenleri de gördük. Doğaya bakan yaratıcı olmadığını değil kafasının karıştığını düşünür. Ancak bilimden, fenden haberi olmayan insan böyle ucuz yargılara varabilir.
Sonuç olarak insanın sonsuzu istemesi insan olmanın gereğidir. madem o kadar gerçekçi, o kadar mantıklı insansın neden bu sonsuzluk iştiyakının tatmininden rahatsız oluyorsun? Hadi ölümden sonra hayat yalan olsun, insanların bu yalanla mutlu olmalarındansa yok olma düşüncesinin ızdırabını, bunu kabullenme mücadelesini yaşamalarının kime ne faydası var?
Bir tatminden bahsediyorsun ya, sen de böyle tatmin oluyorsun. Bu insan olmanın kaçınılmaz mucadelesidir. Tanrıya inanmak veya tanrıya inanmamaya inanmak herkesin ihtiyacıdır.
ayette geçiyordu, yanlış söylemem umarım; ''allah insanları ve cinleri kendisine ibadet etsinler diye yarattı''. aynı zamanda bir ayette de ''allah insanları, bilinmek için yarattı'' diye de geçtiğini duymuştum.
Allah insanoğlunu yarattı.Evet onu yaratmak istedi. beni yarattığı için çok mutluyum.
gerçi çok yanlışlar yapıyorum, çok acılar çekiyorum, bu asırda doğru rehberleri bulmak da zor. ama umut etmek istiyorum,içimdeki yetenekleri keşfettikçe bana ait olmayan ama kullanmam için hazır edilen özellikleri gördükçe çok şaşırıyorum. (bir gün gelip te toprakta çürüyecek harikulade bir mekanizmaya sahibim ve tekrar bir hayat olmayacaksa şayet ne hazin bir son)
elimde inanmak gibi bir seçenek varken bunu kullanmak istiyorum. günahların arasında kaybettiğim kalbime ulaşmak istiyorum. dünya dönüyor zaten çok şeyler de yaşanıyor. hepimiz bir yerlere koşarken, ben de bu koşuyu bırakıp o'na koşmak o'na yönelmek istiyorum. düşsem de yara da alsam her seferinde bir daha denemek istiyorum.
ben allah'ın beni bunun için yarattığını düşünüyorum.
allah a kulluk etmenin yanında inkar edenlerin inkarlarına,iman edenlerin ise imanlarına şahitlik etmleri için dir.yani inkar eden birisi olurda ben etmedim derse mevcut olan duyuları ile ona gösterilmesi.
gözün teknolojinin dışında bir kamera olmasını hatırlatmaya gerek yok ha keza diğerleri öyledir.
test etmek icin göze yandan bastırılırsa karşıdaki monitorun saga sola hareket ettiğini görebiliriz.
bunu tam kavrayabilenlerin bunun ne denli korkutucu oldugunu anlaması uzun sürmeyecektir.
inkar edenler bunun dışındadır ve ayetle sabittir.
Bismillahirrahmânirrahîm
araf suresi
179. Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. işte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. işte bunlar gafillerin ta kendileridir.
bir görüşe göre allah dünyayı ve insanoğlunu yaratma sıfatı gereği yaratmıştır, allah mükemmeldir ve bu mükemmellik onun yaratma sıfatını kullanmasıyla tamamlanır.
ancak allah aynı zamanda sameddir yani hiç bir şeye ihtiyacı yoktur o zaman neden birşeyler yaratma gerekliliği içinde olsun. bu da böyle bir paradokstur, paradoks sonsuzluktur, sonsuzlukta zaten mükemmelliktir.